Ar-Ge: Küresel yarışmanın gücü
Son dönemde daha çok önem kazanan dış satımcıların rekabetçi kur istekleri aslında topu taca atmanın Arapçasıdır. İşin Türkçesi katma değerli mal ve hizmet üretmektir. Kimi dış satımcılar da ‘bugünden yarına katma değerli üretime dönemeyiz’ demiyorlar mı, gülmekten karnıma ağrılar giriyor? Sahi bugün ne zaman, ya yarın?
İSO 500’DEKİ AR-GE SEYRİ
AR-GE yapan şirket sayısı 2023’de sadece 265, 2018’de bile 276 imiş! AR-GE yapan şirketlerin sektörel dağılımına bakalım. Başta 39 şirketle ‘Gıda Ürünlerinin İmalatı’ geliyor. Peki AR-GE harcamalarının üretimden satışlara oranı yüzde kaç dersiniz? Ne yüzdesi? Binde 48! 2020’de bile binde 53 imiş. Anımsayalım, küresel mal dış ticaretindeki payımız 2023’te sadece yüzde 1,08 olmuş, neden acaba?
Kâr mı yok, hayır var! Faaliyet kârlılığı (FAVÖK : Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr) itibariyle bakarsak 500’ün 490’ı kârlı! Hatta 2022’ye göre artış bile var! FAVÖK / Net satış oranı artarak yüzde 15,7’ye yükselmiş; FAVÖK / Özkaynaklar oranı da enflasyon düzeltmeli olarak yüzde 24,4’e yükselmiş.
İSO 500’ün üretim faaliyeti dışı gelirlerinin dönem kâr ve zarar toplamı içindeki payı 2022’de yüzde 22,9 iken 2023’te yüzde 41,3’e çıkmış. Sanayicilik mi yapıyorlar, finans işletmeciliği mi anlayan beri gelsin!
AR-GE YATIRIMLARININ ETKİSİ NE OLUYOR?
Kuşkusuz. ARGE harcamalarındaki yüzde 1’lik artış, yüksek teknolojili ürün dış satımını yüzde 6,5, bilgi ve iletişim teknolojileri dış satımını yüzde 0,6, genel ekonomik büyümeyi yüzde 0,43 artırmaktadır. Hele Türkiye’de ulusal gelirdeki artış etkisi yüzde 1,08 olmaktaymış! Bu etkiyi oluşturabilmek için beşeri ve ekonomik altyapının oluşturulması gereği açıktır. Orta gelir tuzağı denilen kısır döngüden çıkışın da döner kapısı buradadır. Ucuz işçilik, fasonculuk gibi kurnazlıklarla yapılan kıyakçılığın sonu ayakçılıktır.
AR-GE harcamalarının Türkiye’deki seyrine bakarsak çok düşük. 2022’de ARGE harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’ya oranı sadece yüzde 1,32 olmuş, o da 2021’deki orana (yüzde 1,40) göre de düşerek! İsrail’inki yüzde 6 imiş, ardından Güney Kore (yüzde 5,2), ABD (yüzde 3,6), İsveç, Belçika ve Japonya yüzde 3,4. OECD ortalamasına bakalım: yüzde 2,7 o da moral bozucu!
AR-GE’NİN ÇIKTISI NE?
Herhalde birçok kişi ‘patent, faydalı model, tasarım vb. sayısı’ diyecektir. Türk Patent Kurumu’na göre 2023 yılında tescil edilen patent sayısında yerli ve yabancı toplamında yüzde 3,88 düşüş var ama hele yerli sayısında düşüş feci: yüzde 25,57 (Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.turkpatent.gov.tr/patent-istatistik)! Gerçi bu da tartışmalı! Esas çıktı bu patenti (icat) tecimsel ürüne dönüştürüp satabildiğinizde sağladığınız gelir (satış hasılatı, katma değer ya da kâr)! Oransal olarak da bu kalem(ler)den sağladığınız gelirin toplam gelirleriniz içindeki payı ne olmaktadır? Hatta bu yenileşimlerle (inovasyonlarla) şirketinizin pazar payı (market share), müşteri payı (customer share) ve daha da ötesi müşteri sadakati endeksi ve giderek marka değeri ne oranda artmaktadır? Bunlar ölçülmekte midir? Ne gezer? Ülkemizde pazarlama yönetimi (bu kapsamda pazarlama veri analitiği) mafiş olup, satıcılık esastır. Bu arada şirket satışa gelmektedir, ama ne genel müdür farkındadır ne de şirket sahibi farkında, oysaki şirket bir ceviz ağacıdır yenileşim parkında!
KÜRESEL YENİLEŞİM (İNOVASYON) ENDEKSİNDE YERİMİZ
Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO)’nun hazırladığı Küresel Yenileşim Endeksi’nde 2023’te 132 ülkede 39. sırada yer almışız, 2 basamak aşağı da düşmüşüz! Güney Kıbrıs’ın 27’inci olması gurumuzu kırar elbette ama anlayana sivrisinek saz o kadar! Endeks içinde kamunun etkinliği, adalet ve girişimcilik politikalarının yer aldığı ‘Kurumlar (Institutions)’ kategorisinde taa 105. sıradayız iyi mi! Kader mi utansın, yok canım bizim bu hale gelmemize neden olan ne Klotho, ne Lachesis ne de Atropos (Yunan masalbilimindeki üç kader tanrıçası yani Moiralar)! Bu arada belirtelim en fazla unicorn (şirket değeri 1 milyar doları aşan yenilikçi girişim - start up - şirketi) çıkaran ülke Çin olmuş, eh model meselesi! Biz bu model meselesinde ne yapıyoruz: ‘Bi o yana, bi bu yana; hem o yana hem bu yana’! Sonuçta ne oluyor: ‘Ne o yana, ne bu yana’! Ne diyor Erkin Koray ‘Şaşkın’ adlı şarkısında: ‘Şaşkın sana ne dedim, sen ne yaptın? / Dün gece gördüm seni, ters yola saptın / Bir o yana bir bu yana yatma, şaşkın / Tenhalarda menhalarda bitmiş aşkın’.
HIT-30 ŞARKILARINDAKİ EZGİ, RİTİM, TINI VE ARMONİ SORUNLARI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı ‘İleri Teknolojiler Yatırım Teşvik Programı (HIT-30)’ listesinde yer alan şarkılar benim de katıldığım görüşlere göre sorunlu!
Armoni sorunları var! Sadece teşviklere (ritme) dayalı bir stratejinin başarısız olduğu yıllardır ortada olan bir gerçek! Hani ya bilim ve teknoloji politikaları?
Ezgi sorunları var! Teşvikler karşılıksız (çıstak çıstak endüstriyel ritimlerle) dağıtılmamalı, belli koşullara bağlanmalı!
Tını sorunu var! Teşvikler birilerini varsıllaştırmak için dağıtılmamalı! Yatırımdan beklenti nedir : Teknoloji transferi mi (Karadeniz horonu mu)? Öğrenme sürecinin bir parçası mı (Bozlaklar mı)? Sahip olunan yetkinlikler ileri düzeye mi taşınacak (süpürgesi yoncadan eminem parçasını çok sesli yapmak)? Kaynaklar kullandırılıp komisyonlar la yetinilecek mi (‘lawje’ denilen dini temalı kürt şarkıları mı söylenecek)?
Sahi HIT-30’dan yararlanacak ‘HIT-30 Şirketleri’ kimler olacak, hep birlikte bekleyip göreceğiz! Belki ilk sıralarda ‘İleri teknik - giyilen teknoloji - tekstilden tesettürlü giyim konfeksiyon şirketleri’ ya da ‘İnşaat Ya Resulullah sektöründe akıllı ve yeşil binalar yapan dijitalleşmiş-yeşillenmiş yandaş şirketler’ yer alır, kim bilir? Kısmet!
ARGE 250
Ekonomi ve İş Dünyası Portalı Turkishtime'ın bu yıl 11'incisini gerçekleştirdiği, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan onaylı AR-GE merkezine sahip firmaların yaptığı geri bildirimlere göre hazırlanan ve 2023 yılına ait verileri içeren rapora bakıldığında ilk 11’de aşağıdaki çizelgeyi görüyoruz. Meraklısı şu bağlantıdan rapora ulaşıp inceleyebilir: https://turkishtimedergi.com/arge250/arge250-2023.pdf
SONSÖZ
Yeni köye eski adet getirmek isteyenlerin geometrik ürediği bir toplumda eski yöne yeni adet getirmek isteyip, icat çıkaranların aritmetik üremesiyle iş çok zor ama, biz şu sav sözü benimsesek mi: ‘Zoru hemen başarırız, imkansız biraz zaman alır’! Hatta ‘İmkânsız bizim için hiçbir şeydir’. Bunun için kitap da önerelim: ‘İmkânsızı Düşünmek, Y. Wind ve C. Crook, Sistem Yayıncılık).
Neye odaklanılacağı konusuna bir fikir vermesi için Dünya Ekonomi Forumu (WEF’in) raporlarında yer alan ‘Geleceğin 10 Teknolojisi’ başlığında sayılan teknolojileri de sayıverelim: Esnek Piller / Üretken Yapay Zekâ / Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı / Tasarımcı Fajlar / Ruh Sağlığı için Metaverse / Giyilebilir Bitki Sensörleri / Kansere karşı Mekansal Omikler / Esnek Sinir Ağları / Sürdürülebilir Bilgi İşlem Teknolojileri / Sağlığın Yapay Zekâsı.
Rastgele!
AÇMALIK:
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na göre Ar-Ge; kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dâhil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır.
Ar-Ge faaliyetleri üç temel başlık altında ele alınmaktadır:
Temel Araştırma: Görünürde herhangi bir özel uygulaması ya da kullanımı bulunmayan, öncelikli olgu ve gözlemlenebilir gerçeklerin temellerine ait yeni bilgiler edinmek için yürütülen deneysel ve teorik çalışmadır.
Uygulamalı Araştırma: Yeni bilgi edinme amacıyla yürütülen özgün çalışmadır. Belirli bir pratik amaca veya hedefe yöneliktir.
Deneysel Geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden elde edilen mevcut bilgiden yararlanarak yeni malzemeler, yeni ürünler ya da cihazlar üretmeye; yeni süreçler, sistemler ve hizmetler tesis etmeye; hali hazırda üretilmiş veya kurulmuş olanları önemli ölçüde geliştirmeye yönelmiş sistemli çalışmadır.