‘Arabayı devirmeyelim’

Taha Akyol, 12 Eylül tarihli "İslam Olimpiyatları!" başlıklı yazısında Sadık Yakut adlı bir AKP milletvekilinden söz ediyor: İstanbul Belediyesi'nin 2020 Olimpiyat Oyunları'nı alamaması üzerine "Biz de Türk ve Müslüman ülkeler olimpiyatları düzenleyelim" demiş. Dünyanın canına minnet! Yalnız, adı geçen milletvekiline bir uyarım var, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin tamamının anayasasında devletin dininin "İslam" olduğu yazar, ama sadece Türkiye'nin anayasasında "laik" yazar. R.T. Erdoğan'ı artık hiç sevmeyen Araplar, "Anayasanızı değiştirin, laiklik ilkesini kaldırın öyle gelin!" derlerse ne olacak?

***

Gelelim Taha Akyol'a: AKP milletvekilini eleştirmek için aşağıdaki kanıtı ileri sürüyor:

"Omran Bakoush'un 'Arap dünyası diğer Ortadoğu ülkelerinin gerisinde...' diye bilimsel bir makalesi var. Orada gördüm, 16 Ortadoğu Arap ülkesinde 2001-2005 arasında indekse giren biyoloji-tıp yayınlarının toplam sayısı 14.374'tür. Türkiye'ninki 25.645'tir. Türkiye'nin başarısı açık... Neden acaba?

Kestirmeden hüküm vermeyin; 'araştırmak' lazım."

24 Eylül günü yayınlanan "AKP Saltanatında Akademik Kariyer" adlı yazımda sözünü ettiğim dalavereleri bir yana bırakalım, Türkiye'nin başarısının nedeni belli değil mi? Neyini araştıracaksın?

2001-2005 yılları arasında Türkiye'nin bilim adamları iyi-kötü 25.645 adet bilimsel makale yayınlanmaşsa bunun nedeni Cumhuriyet'in laik ilkelere dayanan eğitim-öğretim sistemidir. Ben, Taha Akyol'un tavsiyesinin tersini yapıp "Kestirmeden hüküm" veriyorum. Kendisi çok sıkı, titiz bir "araştırma" yapsın ve benim bulduğumdan başka bir neden bulsun bakalım.

***

Taha Akyol, idare-i maslahat azısını "Arabayı devirmeyelim" ara başlıklı bölümle bitiriyor:

"İsrail'in patent sayısı, laboratuvar sayısı, kütüphane ve yayın sayısı eğer senden kat kat fazla ise, istediğin kadar Siyonizm nutku at, ateşli mitingler yap, bombalar patlat, kendini tüketirsin.

Bütün Arap dünyası yılda

5 bin, Amerika ise yılda 160.000 bilimsel kitap yayınlıyorsa istediğin kadar emperyalizme karşı nutuk at, boşuna.

Herhalde Türkiye'nin başarısı küçümsenemez; bilimde, ekonomide, dışa açılmada... Aman diyorum, Ortadoğu türü kontrolsüz heyecanlara kapılarak Türkiye arabasını devirmeyelim. Bunun yolu, bizi vuruşturacak heyecan konularından, bizi düşündürecek soğukkanlı konulara zihinlerimizi yöneltmek olsa gerek."

***

Taha Akyol. Bilimde, ekonomide, dışa açılmada, Türkiye'nin başarısının küçümsenemeyeceğini söylüyor. Haklıdır, ben de öyle düşünüyorum. Ama "Türkiye" yuvarlak bir laf. Bir başarı varsa, bu başarı Cumhuriyet'e ve cumhuriyetçi bilim adamlarına ait. Cumhuriyet'i her alanda sabote eden, yıkmaya çalışan mürtecilerin, cumhuriyet ve devrim karşıtlarının bu başarıda hiçbir payı yok. Zaten bu kesim, bu başarılardan dolayı en küçük bir mutluluk ve gurur duymaz.

Taha Akyol'un yazısının son bölümünü ele almak zorundayım:

"Aman diyorum, Ortadoğu türü kontrolsüz heyecanlara kapılarak Türkiye arabasını devirmeyelim. Bunun yolu, bizi vuruşturacak heyecan konularından, bizi düşündürecek soğukkanlı konulara zihinlerimizi yöneltmek olsa gerek."

Ortadoğu türünden dizginsiz heyecanlara kapılarak Türkiye arabasını devirmek olasılığı olan kim, böyle bir "biz" mi var?

Ben kişisel olarak böyle bir "biz"in içinde değilim. Ülkenin gerçek solcuları, CHP'nin büyük bir çoğunluğu, İP ve TKP de bu "biz"in içinde değil.

Demek ki Türkiye'nin arabasını devirmek ihtimali olanlar ve hatta arabayı devirenler, en başta Taha Akyol gibiler, AKP tarikatı, Fethullah tarikatı, İslamcılar ve sağcıların çoğunluğu.

Peki Taha Akyol, neden "biz" diyerek, suçu ve kusuru bütün Türkiye'ye yaymak istiyor? Bu daha çok sağda görülen, eski Bab-ı Ali'ye özgü kurnazlık illetidir. Aslına bakarsanız idare-i maslahat tarzıdır.

***

Taha Akyol, bilime, felsefeye, fenne, maşallah pek meraklıdır. Sanki bir yarım filozof!

Peki, AKP tarikatı iktidarının bilime, felsefeye, fenne, özgür düşünceye karşı açtığı meydan savaşını neden görmezden gelir?

Taha Akyol, AKP tarikatı iktidarının Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu fiilen yürürlükten kaldırmasına neden ses çıkarmaz? Bu ne biçim, bilim, felsefe ve özgür düşünce aşkı?

Taha Akyol, AKP tarikatı iktidarının ilk ve ortaöğretimi, imam-hatip okulları marifetiyle medreseleştirmesine neden ses çıkarmaz? İmam-hatip okullarının Türk toplumunu, Arap toplumuna çevireceğini göremiyor mu?

***

Taha Akyol, eleştirdiğim yazısının bir yerinde, "İslam dünyasının geri kalmasındaki sebepler çok karmaşıktır. Uzman tarihçiler arasında da görüş birliği yoktur. Herhalde bugün temel ihtiyaç, taşkın "heyecan"lar değil, "araştırma" zihniyetidir. Bırakın İslam olimpiyatları fantazisini, bilim ve teknoloji yarışının neresindeyiz, ona bakmak gerekir" diyor.

Bugün temel ihtiyaç doğru ve gerçekleri söylemektir: İslam dünyasının geri kalmasının iki nedeni vardır: 1. Arap dünyasının Haçlı Seferleri'nden sonra geçirdiği büyük travma ve yaşadığı derin aşağılık duygusu; 2. Bağdat'ın düşmesinden (Moğollar 13 Şubat 1258'de şehre girdi ve şehir bir hafta boyunca yağmalandı, halk katledildi) ve Endülüs Emevi Devleti'nin tamamen yıkılmasından (1236-1492) sonra ulemanın "akıl"ı düşünce dünyasından sürgün etmeleri. Düşünce dünyasına dogma ve hurafelerin egemen olması. Yani "İslamî" engel.

Sömürgeci emperyalizmden söz edilecek ama İslam dünyasının sömürgeleşmesi bir sonuçtur, neden değildir. Endülüs Emevi Devleti'nin yıkılmasına, Müslüman devletçikler (taifa) arasındaki iç kavgalar neden gösterilebilir. Bunun yanıtı da açıktır: Kavga etmeselerdi kardeşim!