Arif Nihat Asya’nın kızından mektup geldi
Arif Nihat Asya, cumhuriyet döneminin yetiştirdiği büyük vatan şairlerinden birisidir. Onu tanımıyorsanız bile Bayrak adlı görkemli şiirinin şu dizelerini duymuş olmalısınız:
“Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.”
Bu büyük milli ozanımızın kızı Fırat Asya hanımefendi bize bir elektronik mektup yolladı. Bazı yerlerini çıkartarak bu öğretici bu mektubu yayımlıyorum:
“Merhaba Sayın Rıza Zelyut,
Ben merhum şair, öğretmen, siyasetçi Arif Nihat Asya’nın kızı, emekli öğretim görevlisi Fırat Asya. Hayatı boyunca Atatürk ilkelerini benimsemiş, dindar ve milliyetçi bir aile mensubu, ancak sürekli CHP’ye oy vermiş, bugün artık ömrünün sonuna gelmiş bir okurunuzum.
Hanefi mezhebine bağlı olarak yetişmeme rağmen, bir süre sonra “Sünnilik” diye tanımlanan sözde Hanefiliğin, İmam-ı Azam ile ilgisi olmadığını keşfedip, gerçek İslam’a döndüm. Emin olun illa mezhep seçmem gerekse, mutlaka ve kati surette “Alevi” olur idim.
Türk milleti sizin gibi aydınları olduğu için çok şanslı; ne acı ki, sizin gibi az sayıda vatansever kaldı. Yazılarınızı sürekli izliyor ve çok beğeniyorum. Zar zor kazanabildiğimiz cumhuriyetimiz, işbirlikçi hainlerin marifetiyle sağa, sola savruluyor, milletimiz günden güne daha cahil, daha yoksul bırakılıyor, gel de işin işinden çık. En son darbe 15 Temmuz hain darbe kalkışması ve bu ihaneti takiben, en az bu ihanet kadar sinsice planlanmış 20 Temmuz darbesidir ki, Fetullah’ın yapmak istediklerinin daha da ilerisini AKP yaptı, daha açık ifadeyle ihaneti ilerletmesi için Fetullahçı alçaklar AKP’ye yol açtı. (...)
Sizin şahsınızda Alevi kardeşlerimizin Atatürkçü, gerçek İslam inancına sahip, Türk milliyetçisi çizgisi, Türk milletinin var olmasının teminatı, iyi ki varsınız. (...) Aziz şehitlerimizin hatırasına şunu haykırmak isterim ki: (...) Merhum Erbakan hocanın dediği gibi “AKP’ye oy vermek cehenneme bilet almaktır.”
(...)Sağlığım iyice bozuldu, bu dünyadan göçme vaktim yaklaştı, belki son satırlarım; sizden ricam bu milleti AKP’den, FETÖ’den ve bunlarla eylem ve gönül birliği içinde olanlardan kurtarmanız. Tanrı, Türk milletini korusun. Selam, saygı ve sevgilerimle, Fırat Asya.”
İLBİLGE HATUN
Biliyoruz ki Fırat hanımefendi bu coşkun duygularını, aynı zamanda kendisi gibi milyonlarca vatansever Türk kadını adına dile getiriyor. Onun kişiliğinde ben Gök Türk kağanlığını ikinci kez kuranlardan İlbilge Hatun’u, görüyorum. Hani şu ünlü Bilge Kağan ile büyük bahadır Gültekin’in (Kül Tigin) anasını... Kocası İlteriş (İl kuran) Kağan ile eşit haklara sahip devlet yöneticisini... Onun kişiliğinde ben Selçuklu Devleti’ni yöneten Türkan Hatun’u görüyorum.
Osmanlı gericiliğinin ellerine pranga vurup kafes ardına attığı Türk kadınını Büyük Atatürk özgürlüğüne kavuşturdu. Tarikatçıların, “Kadınları sokağa salıp fahişe yapacaklar!” diye alçakça propagandalarına aldırmadan hem de...
Ne acıdır ki AKP ile türban üstünden kadını tek tipleştirme yeniden devreye sokuldu. Bugün, ruhu esir alınan politikleştirilmiş dinci bazı kadınlarımız, öbür kadınları köleleştirmek için yaman bir çaba içindeler. Elbette ki AKP şemsiyesi altında...
Ne demek istediğimi anlamayanlar önce 1970 İstanbul’unun sokaklarındaki kadınların görüntüsüne sonra da bugünkü kadınların manzarasına baksınlar. Avrupa tipi hayat tarzının yerini ilkel Ortadoğu hayat tarzının aldığını görecekler. Bu karşılaştırmayı yapmayı zor bulanlar da gitsinler AKP’nin elindeki bir belediyedeki kadın çalışanlara şöyle bir baksınlar. Kadınlarımızın nasıl tek tipleştirildiğini anlayacaklardır.
İşte sadece bu yüzden bile 31 Mart’taki belediye seçimlerinde AKP’ye bir ders vermek gerekiyor.
Buradan, o büyük babanın saygıdeğer kızı Fırat Asya’ya söz veriyorum: Türk milletinin çağdaş uluslar arasında yerini alması, bağımsız ve başı dik yaşaması için ölene kadar mücadele edeceğiz. Bu millet er geç uyanacak, ekonomik “müstevlilere” hizmet edenlere dersini verecektir.