Arnavutluk: Öyle bir geçer zaman ki
Arnavutluk dünyanın ilk resmi ateist devletidir. Müslüman kökenli olan “Komünist” Enver Halil Hoca’nın idaresindeki Arnavutluk ülkesinde eğitim, sağlık, tarım alanlarında önemli reformlar gerçekleştirdi. Uluslararası ilişkilerde önce Moskova ardından Çin ile yaşadığı sorunlara rağmen İsrail, ABD ve NATO’ya uzak durdu. Filistin davasına sahip çıktı. İsrail ile mücadele eden başta Mısır, Irak, Lübnan ve Suriye ile dayanışma içinde oldu. Moskova güçlü ve Batı ile kavgasında dirayetli olduğu sürece Arnavutluk veya Yugoslavya gibi “sosyalist” ülkeler kendilerini korunma altına alabilmekte ve kendi yağında kavrulmaktaydı. Batı’nın, NATO’nun veya İsrail’in bu ülkelere direkt bir müdahalede bulunmaları çok zordu. Bu sebeple yapabilecekleri tek şey bu ülkelerle Moskova arasındaki ihtilafı derinleştirmek ve bu ülkelerin içine sızarak uygun zamanı beklemekti. 80’li yılların sonunda Moskova’ya bağlı çevre ülkeler çöküp, bu hezimet Kremlin duvarlarını da aşınca Arnavutluk ve Yugoslavya da korumasız ve arkasız kaldı. Yugoslavya yedi ülkeye bölündü.
NATO’NUN SESSİZ ARNAVUTLUK İŞGALİ
Arnavutluk Sorosçu çocukların, mafyanın ve eski sistemin bürokrasisinde çürümüş rüşvetçi yetkilerin rahmetine kaldı. Anlı şanlı “sosyalist” Arnavutluk ve lideri Enver Paşa’nın isminden ilham alınarak verilen Enver Hoca buharlaştı. Başkent Tiran ismine uygun olarak ülkenin tiran bir şahıs tarafından yönetildiği, zulmün, kahrın, adaletsizliğin hüküm sürdüğünü anlatan propagandalar arşa ulaştı. Demokrasi ve özgürlükler diyarı Batı ile birleşen, bağımsızlık ve hürriyet kalesi NATO içinde yer alan, ekonomik refah, bal ve sütün ülkesi ABD’ye bağlı, tanrının yeryüzündeki eli, gözü, kulağı rahmet ve muhabbet diyarı olan İsrail ile dost bir Arnavutluk çağımızın modern ve gülen yüzü olacak propagandaları toplumu nakavt eden yumruklar misali indi. 1992’de ABD Arnavutluk’ta sivil demokrasi inşa edilmesi için kendisine bağlı örgütlere, medyaya, serbest pazar ekonomisine 1 milyar dolar para aktardı. Bu harcamaların karşılığını fazlasıyla aldı. Arnavutluk 2009’da NATO’ya katıldı. Afganistan’a 4000 asker gönderdi. NATO ve ABD emrinde Kosova’da da görev yapıyor. Fulbright eğitim bursları adı altında ABD’ye uygun zihniyetlerin yetiştirilmesi için özel seçilen Arnavutlular ABD’ye, ABD’nin görevli eğitimcileri de Arnavutluk’a gönderildi. Özgür basın sloganıyla Arnavutluk gazetecileri ve medya patronaları ABD tarafından eğitiliyor. Amerikalı gazeteci Adrian Shtuni'nin Nisan 2015'te 'Terörizm ile mücadele merkezi' dergisinde askeri ve siyasi kaynaklara istinaden verdiği bilgiye göre 500 Arnavut vatandaşı profesyonel lejyonerin Suriye ve Irak'ta IŞİD ve ElNusra terör örgütlerinde savaştığını yazmıştır.
ABD’NİN HER ALANDAKİ HAKİMİYETİ
ABD Afganistan’dan kaçarken beraberinde taşıdığı 2500 Afganlıyı Arnavutluk’a taşıdı. Arnavutluk “Avrupa’yı Savunma 2021” deniz, kara ve hava askeri operasyonlar ve tatbikatlarına ev sahipliği yaptı. ABD ve NATO o kadar memnun kaldı ki 30 bin ABD askeri ve 26 farklı ülkeden gelen binlerce asker ile 2023’te yapacağı aynı isimle tatbikatı Arnavutluk’ta yapacak. Bunun ikramiyesi Arnavutluk’u BM Güvenlik Konseyi 2022-2023 geçici üyeliğine seçmek oldu. Ukrayna meselesinde Arnavutluk koçbaşı görevini titizlikle yerine getiriyor. Dünyanın en önemli terör örgütleri ve mafya liderleri içinde bir cennet mekan. ABD Özel Operasyonlar Avrupa Komutanlığına bağlı olarak Arnavutluk’ta merkez operasyon karargâhları inşa ediyor. ABD ordusu 4’üncü Güvenlik Kuvvetleri Arnavutluk ordusu ve askeri istihbaratını eğitiyor. ABD şirketleri ülkenin en stratejik ve karlı madenleri, altyapısı, barajları, turizm mekanları ve enerji sektörünün tekeli durumunda. ABD’de EXXONMOBİL şirketinin bolca depolanmış olan LNG tüketimini Arnavutluk’ta yaygınlaştırarak ülkenin enerji ihtiyacını ABD’ye tamamen bağımlı hale getiriyor.
TİRAN MEYDANI’NA ŞİMON PERES HEYKELİ!
Bu ilişkililer ağına İsrail’i katmadan olmaz. Uzun yılların ardından İsrail ile Arnavutluk arasındaki ilk resmi diplomatik ilişki Ağustos 1991’de kuruldu. İlişkiler o kadar hızlı gelişti ki 2018’de Tiran meydanına Şimon Peres’in heykelini diktiler. Aynı yıl BM Arnavutluk daimi temsilcisinin ev sahipliğinde İtalyan Katolikleri ve İsrail Hahamları bir araya gelerek Yahudilerin kutsal kitabı Talmud’un İtalyancaya tercüme edilmesini kutladılar. 2008’de iki ülke arasında vizesiz direkt uçuşlar sağlandı. 2011’de Arnavutluk başbakanı Sali Berişa, İsrail’in kabul edilmesi ve tanınması çağrısında bulundu. 2015’te Netanyahu ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama arasında güvenlik, ticaret, yatırım, enerji, su, deniz taşımacılığı ve tarım alanlarında çok kapsamlı anlaşmalar imzalandı.
BALKANLARDAKİ İKİNCİ YUNANİSTAN
Bu ilişkilerin bir bedeli olmalıydı. Arnavutluk sadece ülkesini ABD, İsrail ve NATO’ya açmakla yetinmeyecekti. Bu mahfilin düşmanlarını da düşman olarak görmeliydi. Arnavutluk iyi bir işbirlikçi ve memur olduğunu kanıtlamalıydı. Sadece Afganlılara ev sahipliği yapıp onlara askeri ve istihbarat alanlarında eğitim vermemeliydi. Daha cesur davranmalı ve İran’a karşı tüm imkânlarını seferber etmeliydi. İşe yıllardır önce Irak/Saddam Hüseyin döneminde korunup kollanan İran kökenli Halkın Mücahitleri örgütüne ev sahipliği yapacaktı. 2500 militan ve aile efradına askeri üslerde iaşe, askeri eğitim ve lojistik destek vererek nerede istihdam edileceklerse oraya taşınmalarını sağlayacak görevde yer almalıydı. Tiran ülkesi buna da hazırdı. İran, Tiran’ı uyardı. Tiran, İran ile diplomatik ilişkilerini kesti ve Tahran’a karşı ambargolara katıldı. Bizi çevreleyen ABD üslerine ev sahipliği yapan ülkeler arasında Yunanistan’ı sayarken Arnavutluk ihmal ediliyor. Zira bu saha sadece İran’a, Rusya’ya, Afganistan’a karşı kullanılmıyor ve kullanılmayacak. O vakit hâsıl olduğunda, çok uluslu terör yapıları ve arkalarına çok habis şer odaklarını alarak hedefteki ülke Türkiye olacak.