Artık imalat için yabancı sermaye gelmiyor!
2014 Ekim ayı itibarıyla Türkiye’ye gelen yabancı sermaye tutarı 9.8 milyar dolar. Bunun yaklaşık 3.5 milyar doları yani yüzde 36’sı konut alımında kullanılmış. Sadece Ekim ayında gelen 670 milyon dolar yabancı sermayenin 410 milyonu konut alımına gitmiş.
2014’de satın alınan gayrimenkul alanı 5.2 milyon m2. Bunun yaklaşık 2 milyon m2’si 5.081 Körfez ülkesi vatandaşı tarafından alınmış. Bu durumda her bir Körfez ülkesi vatandaşı ortalama 400 m2’lik bir gayrimenkul almış oluyor. 150 m2 alanında konut bazında yaklaşık 13 bin tane konut alınmış olmaktadır. Tabi Araplar villa, yalılara meraklı olduğundan aldıkları konut sayısı daha düşüktür.
KONUT SEKTÖRÜNÜN İLACI ARAPLAR
2013’de 2.9 milyon m2 gayrimenkul satılırken 2014’de bu rakam 5.2 milyon m2’ye çıkmış durumda. Bu artışın en önemli sebebi Körfez ülkeleri vatandaşlarının alımı.
Bu alımlar yüklenici veya satıcıya gidiyor. Parayı alan bunu imalat sanayinde sermaye yapmıyor. Ya yeniden konut inşaatlarına koyuyor ya spekülatif alanda değerlendiriyor ya da paradan para kazandıran alanlara yatırıyor. Türk ekonomisine giren bu para döviz kazancı olarak bir değer ifade ediyor ama döviz kazancı reel büyümeye katkıda bulunacak bir etki yaratmadığı takdirde döviz kazancı ile ülkenin gayrimenkul değerinin trampası söz konusu oluyor. Milyonlarca metre karelik gayrimenkul alanlarını Arapların satın aldığını ve karşılığında alınan döviz kazancının yatırıma gitmediğini bir düşünün. Böyle giderse kendi ülkemizde oturacak yer bulamayacağız ve varlıklarımızı yabancıya devretmiş olacağız. Ama borçlu ülke olmaktan da kurtulamayacağız.
İSO BAŞKANI KAYGILI
Başkan Erdal Bahçıvan’ın kaygılarını şöyle sıralamak mümkün:
- Tasarruf oranlarındaki düşüş ve özel sektörün borç stokundaki artış sonucu yıllık dış finansman ihtiyacının 220 milyar dolara kadar yükselmesi
- Haziran 2015’te yapılacak genel seçimler, Avro Bölgesi’ndeki durgunluğun öngörülenden uzun sürmesi sanayiciler için risk yaratacak durumda
- Türkiye’nin potansiyelinin altında büyümesi işgücü piyasalarını da olumsuz etkilemektedir. İşgücüne katılan nüfusun hızla artması nedeniyle istihdam artışı işsizliği azaltmaya yetmiyor
- Dahilde İşleme Rejimi (DİR) Belgeleri kapatma işlemlerinin Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülecek olması, ihracatçılarımızın son zamanlarda gümrüklerde yaşadığı sorunları daha da artıracağı gibi, artan bürokrasinin ihracatımıza ivme kaybettirme riskini de göz ardı etmemeliyiz.
TAHVİL İHRACINI BAŞARI SAYANLAR!
Ülke borçlu, işletmeler borçlu, kişiler borçlu. Borçlar devamlı artsa bile yeni borçlanmayı başarmak ta borçlanan için sevinç kaynağı oluyor. Borçlanma kaynaklarından biri de “tahvil ihracı”. Aşağıdaki iki firmanın tahvil ihracının ilk ihraç olduğuna dikkatinizi çekeriz. Tahvil ihraç etmek banka kredisi almaktan daha avantajlı ama sonuçta borçlanma. Öz kaynak değil. Bu da bir şeylerin işareti... Borçlanma küresel dünyada bir ekonomik gereklilik veya bir araç. Bu nedenle borçlanmamak gerekir demiyoruz. Ama “Özvarlık-Borç Dengesi”sağlanmadan aşırı borçlanmanın her zaman sıkıntı yarattığını vurgulamaya çalışıyoruz.
AYEN BORÇLANDI
Hidroelektrik, rüzgar enerjisi ve doğalgaz santrallerinden oluşan, toplamda 370.05 MW’lık kurulu gücüyle Türkiye’nin önde gelen elektrik üreticileri arasında yer alan Ayen Enerji A.Ş’nin 2 yıl vadeli 70 milyon TL tutarındaki tahvil ihracı işlemini gerçekleştirdi. İşlem, yüzde 15 oranında halka açık olan Ayen Enerji’nin ilk TL tahvil ihracı olma özelliğini taşıyor.
KOTON’DA TAHVİL İHRAÇ ETTİ
Kasımda ilk defa şirket tahvili çıkardıklarını söyleyen Koton’un sahibi Yılmaz Yılmaz, “75 milyon lira borçlanma talebiyle çıktık, 150 milyonluk talep geldi. Yurtdışında da bono çıkaracağız” dedi.