Asya Sinyal İstihbarat Ağı kurulmalı

“Akıllı hükümdar ve erdemli komutan ordusunu savaşa gönderdiğinde düşmana karşı zafer kazanır, başarı kazanmak sıradan kişileri aşan bir iştir, olacakları önceden bilmeyi gerektiriyor. Olacakları önceden bilmek ruhlar veya hayaletlerden bilgi almayla, geçmişte yaşanmış benzer olaylarla karşılaştırmayla veya astrolojik tahminlerle mümkün değildir, bu bilgi ancak insanlardan alınabilir, bu insanlar da düşmanın durumunu bilenlerdir.”

Filozof ve askeri bir deha olan Sun Tzu’nun Savaş Sanatı adlı kitabında yer alan bu sözler düşman durumunun tespitinde istihbaratın önemini göstermektedir.

Günümüzde teknolojik ve bilimsel gelişmelerin ışığında insan odaklı istihbarat faaliyetlerinin dönüşümü bazı ülkeleri bu alanda yoğunlaşmaya sürüklemiştir. Bu dönüşüm sürecinde “Sinyal İstihbaratı”, “Elektronik İstihbarat” ve “İletişim İstihbaratı” gibi kavramlar kendini göstermiştir. Yazımız, sinyal istihbaratı perspektifinden Türkiye ve Asya’nın güvenliğine uyarı ve öneriler sunmaktadır.

SİNYAL İSTİHBARATI NEDİR?

Sinyal istihbaratı; düşman unsurlarının kullandığı haberleşme cihazlarının, bu cihazların ilettiği verilerin ve elektronik sistemlerin ürettiği elektromanyetik dalgaların elde edilmesi ve bu verilerin analiz edilmesini sağlayan istihbarat disiplinidir. Örnek verecek olursak; düşman unsurların savunma sistemlerinde yer alan atış kontrol sistemlerinin yaydığı sinyallerle savunma sisteminin bulunduğu koordinatlar ve bu sistemin kullandığı mühimmatların türleri tespit edilebilmektedir. Sinyal istihbaratını “Elektronik İstihbarat (Electronic Intelligence – ELINT)” ve “İletişim İstihbaratı (Communications Intelligence –COMINT)” olarak iki ana başlıkta inceleyebiliriz. ELINT sistemi, kapsama alanında yer alan tüm sinyalleri yakalar, analiz eder ve dost düşman ayrımı yapar. Sistem, analiz sonucunda düşman tanımlaması yaptığı durumlarda hedef savunma sisteminden gelebilecek sinyallere odaklanarak bir erken uyarı sistemi gibi çalışmaktadır. Bununla birlikte, sinyal bozucuları yönlendirerek hedefi şaşırtmaya çalışır. Son olarak hedef unsura kitlenerek imha sistemlerini harekete geçirir. ELINT sistemlerinin bir görevi daha mevcuttur, zayıf sinyalleri yakalayıp yükseltmek ve analiz etmek. Bunun için sistem “Süperheterodin” alıcılar kullanmaktadır. 0,01-40 GHz frekans aralığında çalışmakta, bu nedenle uzak mesafelerdeki unsurları tespit edebilmektedir. COMINT sistemi ise kapsama alanında bulunan tüm radyo dalgaları trafiğini izleyen iletişim istihbarat sistemidir. Askeri haberleşme, radyo, telefon, telgraf, e-posta, faks ve tüm televizyon sinyallerinin izlenmesi, gizlilik kapsamında olan devlet ve hükümet bilgilerinin teknik olarak elde edilmesi ve izlenmesi COMINT sistemi ile yapılmaktadır. Örnek verecek olursak; bir birliğin iletişim sistemlerinde mesaj yoğunluğunun arttığı gözlemlenirse buradan operasyon hazırlığının yapıldığı tahmin edilmektedir.

UKUSA ANLAŞMASI

2. Dünya Savaşı sonrasında teknolojinin hızlı ilerleyişi neticesinde sinyal istihbaratı alanında da iş birlikleri oluşturulmuş ve anlaşmalar imzalanmıştır. Bunların en önemlisi ABD ve İngiltere arasında 5 Mart 1946’da imzalanan UKUSA Anlaşması’dır. Bu anlaşma NSA (ABD) ile GCHQ (İngiltere) sinyal istihbarat birimlerinin arasında koordineli çalışmayı ve bilgi paylaşımını içermektedir. Bu anlaşmanın temel amacı uydulardan, antenlerden, elektronik sistemlerden, internetten, fiberoptik veri hattından vb. birçok alandan sinyallerin NSA ve GCHQ birimleri tarafından toplanması ve bu verilerin ortak paylaşımıdır. Şu bir gerçek ki ABD ve İngiltere arasında uzun zamandır sinyal istihbaratı alanında iş birliği mevcuttur. Bu alanda ortak hareket etmektedirler. İlerleyen süreçte UKUSA anlaşması genişletilerek Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler dahil edilmiştir.

AĞROTUR VE DİKELYA ÜSLERİ’NDE UKUSA FAALİYETLERİ

İngiltere, 1960 yılında Kıbrıs Adası’nın %2,76’lık kısmına karşılık gelen Ağrotur ve Dikelya bölgesi üzerinde egemenlik hakkı elde etmiş ve bu bölgelerde belirli özelliklere sahip üsler kurmuştur. İngiltere’nin Cheltenham istihbarat merkezi ile iletişim halinde olan bu üsler, hassas dinleme yeteneklerine sahip, geniş spektrum aralığında elektromanyetik dalgaları analiz edebilmektedir. Menzili yaklaşık 6400 km. olan bu üsler, Batı Asya’nın derinliklerine ve Rusya’nın güneyine ve Türkiye’nin tamamına karşılık gelen bir alanda sinyal istihbaratı yapabilmektedir. Savunma sistemlerine ait füze rampaların, test atışlarının ve uçuşlarının izlenmesini sağlayabilmektedir. Bu üslerin en önemli özelliği ise UKUSA Anlaşması kapsamında faaliyet göstermeleridir. Yani bu üsleri ABD ve İngiltere ortaklaşa kullanmaktadır. Bu sinyal istihbarat istasyonunun merkezi Trodos Dağları’nın en tepesi olan Olimpos Radar İstasyonu’dur. Bu üslerde yer alan sinyal istihbarat ağı NATO ve UKUSA Anlaşmasında yer alan ülkelerin hizmetinde kullanılmaktadır. Söz konusu üslerden elde edilen veriler İsrail’in güvenliği için de kullanılmaktadır. En son İran’ın 13 Nisan gecesi misilleme saldırısında yoğun bir şekilde balistik füzelerin tespitinde İsrail’i koruma amaçlı faaliyet göstermişlerdir. Öncesinde İsrail’e sinyal istihbaratı desteği vermiş, Kahraman Filistin Halkı karşısında faaliyet göstermiş bir üs olarak da bilinmektedir.

TÜRKİYE’NİN DE İÇİNDE OLDUĞU ASYA SİNYAL İSTİHBARAT AĞI!

TÜBİTAK bünyesinde geliştirilmiş olan elektronik istihbarat sistemleri dünyanın sayılı sistemleri arasında yer almaktadır. Bunların arasında en önemlileri IF Dönüştürücüler, Spektrum Gözetleme Sistemleri, Mikrodalga Frekans Genişleticileri, Yarıiletken Tespit Sistemleri gibi sistemlerdir. Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri emrine sunulmuştur. Bunun yanında ASELSAN’ın bünyesinde geliştirilen KORAL ED ve KORAL ET sistemleri hareketli askeri araçlara monte edilebilmekte ve taarruz sistemi olarak kullanılmaktadır. KORAL ED sistemi tespit, teşhis ve yön bulma işlevleriyle ELINT faaliyeti yürütür. KOREL ET sistemi ise çoklu sinyal karıştırma, hedef şaşırtma ve aldatma yetenekleriyle her türlü sinyal faaliyetinde (SIGINT) bulunmaktadır. TUSAŞ Uzay’ın geliştirdiği uydular, TR ANTEN’in geliştirdiği antenler ve birçok sinyal istihbarat ürünleriyle Türkiye elektronik istihbarat alanında dünyada sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye kendi kendine yetebilecek düzeye gelmiştir ancak dünyanın farklı noktalarından sinyal verisine ihtiyacı vardır. Balistik füzeler 1 sn.’de 10 km. gidebilen sistemlerdir ve bu tarz hedef unsurların tespiti için farklı mesafe ve yönde sinyal verisine ihtiyacı vardır. Bir saldırı esnasında piko saniyeler mertebesinde çalışan lazer sistemleri kullanılmakta ve imha için hedefi çok önceden görmek gerekmektedir.

Türkiye’nin ve Asya’nın etrafı düşman istihbarat üsleriyle çevrilmiştir, aleyhimize faaliyetler yürütülmektedir. Hal böyleyken, Türkiye’nin de içinde yer alacağı Asya Sinyal İstihbarat Ağı’nın kurulması ve güvenlik işbirliğini de kapsaması Asya ülkeleri için bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Karşılıklı üslerin kurulması tarihin mazlum ülkelere dayattığı bir hedeftir. Atlantik sisteminin dize getirilmesinde Asya Sinyal İstihbarat Ağının önemli bir rol oynayacağı inancındayız.