At izinin it izine karıştığı bir ortam
Paris’te yapılan “IŞİD’e Karşı Koalisyon Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı”nda Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, uluslararası koalisyonun terör örgütü IŞİD ile mücadelede ülkesine yeterli desteği vermediğini söylüyor. “Yeteri kadar silah ve mühimmat alamadık. Sadece kendi imkanlarımız ve gücümüzle hareket etmek zorunda kaldık” diyor. Rusya ile silah alma konusunda yapılan anlaşmaya ve parasını ödemiş olmalarına rağmen, Moskova yönetiminin ABD tarafından ambargoya tabi tutulması nedeniyle bu silahları teslim almakta zorluk çektiklerini ekliyor.
IŞİD VE IRAK’I BÖLME PLANLARI
Irak’ta IŞİD’i Irak Devleti’nin yenmesi, ABD’nin Irak’ı bölme planlarını altüst eder. Hele bu yengi, Irak’ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü savunan ülkelerin desteğiyle gerçekleşirse, o zaman Irak Devleti uluslararası düzlemde de toprak bütünlüğünü koruma konusunda önemli bir güç kazanır. ABD planlarına göre, Irak Devleti, Bağdat’ın IŞİD’e karşı korunmasında bile ABD insiyatifinde kurulacak koalisyona “müteşekkir” kalacak ikincil bir güç haline getirilmelidir. Oysa PKK, PYD ve Peşmerge’nin ABD’nin bölgedeki başmüttefiki olarak parlatıldığı bir IŞİD harekâtı sonrasında, Irak Devleti, bölgede ortaya çıkacak yeni gelişmeler karşısında edilgin ve eli kolu bağlı bir konuma sıkıştırılmış olacaktır.
ABD’NİN SURİYE’DEKİ YENİ KARABASANI
Suriye’de Esad yönetimine karşı bir “çatı örgütü”nün kurucularından olan Mustafa Secari, ABD’nin sadece IŞİD’e karşı savaşmalarında israr ettiği ve eğit-donat programına katılmak için bunu belirten bir formun imzalanmasını şart koştuğu için, bu programa katılmaktan vazgeçtiklerini açıklıyor. Bu programa katılmalarının, kendilerini Şam’ın yanı sıra İran, Hizbullah ve El Kaide’ye karşı açık hedef haline getirmekten başka bir işe yaramayacağını ileri sürüyor. Öte yandan ABD’nin Halep’e doğru ilerleyen IŞİD’e karşı hava saldırısında bulunulması taleplerine kayıtsız kalmasından yakınıyor. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı, Esad yönetiminin IŞİD’in ilerleyişinin önünü açmak için Suriyeli muhaliflerin mevzilerini bombaladığını iddia ediyor.
ABD, Suriye’de Esad yönetimini sonul bir yenilgiye uğratamayacağını kabullenmiş durumdadır. ABD’nin hedefi, Esad’sız parçalanmış bir Suriye olmaktan çıkıp, Esad’lı parçalanmış bir Suriye’ye indirgenmiştir. Şam’ı Esad’a terkeden ABD’nin yeni karabasanı, artık Şam’daki Esad değil, “zaferini Suriye’nin toprak bütünlüğüyle taçlandıracak olan bir Esad”tır. ABD açısından Irak gibi Suriye’de de temel sorun, Ön Asya’da “baş düşman” ilan ettiği IŞİD’in yenilmesi değil, IŞİD’i kimin yeneceğidir. Çünkü sonuçta Suriye’nin kuzeyine kimin hakim olacağını belirleyecek olan, budur. ABD hâlâ bu bölgede gerçekleştiremeyeceği bir “Kürt Koridoru” için çabalamayı sürdürmektedir.
ABD’Yİ DİKEN TOHUMU EKMEYE ZORLAYAN ORTAM
İran Genel Kurmay Başkanlığı, terör örgütü IŞİD’in İran sınırlarının 40 km yakınına yaklaşması durumunda örgütü olduğu yerde yok etmeye kararlı olduklarını açıklıyor. Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “bir halkın isterse bütün tuzakların karşısında durabileceği ve hükümetlerinin sonuna kadar Suriye’nin yanında olacağı” açıklamasını yapıyor. Ülkelerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü savunan bu tutum, özellikle Suriye’nin kararlı direnişi sayesinde, İran’ın yanı sıra bütün bölgede ve Avrasya’da hızla büyük bir güç kazanmıştır. ABD’yi, Nasrettin Hoca’nın borcunu ödemek için yol kenarına diken tohumları ekmesini andıran yeni planlara başvurmak zorunda bırakan etken de, bu kararlılıktır.
EŞBAŞKANLIKTA “İNOVASYON”
BM Genel Sekreter sözcüsü Stephane Dujaric, MİT tırlarında mühimmat taşındığına ilişkin haberle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “hangi taraf olursa olsun Suriye’de savaşan gruplara silah yollanmasına karşı” olduklarını söylüyor. Erdoğan-Davutoğlu yönetimini kuşkusuz zorda bırakan bu tutumun gerçek içeriği, ancak ABD’nin bölgemizde kendisine bir çıkış sağlamak için Türkiye’de gerçekleştirmeye çırpındığı yeni iktidar formülü çerçevesinde anlaşılabilir. Ülkemizdeki BOP Eşbaşkanlığının dünyada içine düştüğü yalnızlık, tamamen bu oluşumun ABD ve Batı’nın planlarının uygulanmasında artık kullanışsız bir araç haline gelmiş olması nedeniyledir. Özellikle ABD’nin bölge güçlerini IŞİD’e karşı yeniden konuşlandırma çizgisi açısından eşbaşkanlığın dönüşüme uğratılması bir zorunluluk haline gelmiştir. ABD çıkarları doğrultusunda daha geniş bir manevra alanına sahip olması tasarlanan yeni eşbaşkanlık formülünün bileşenleri, meclise girmiş bir PKK ve yeni CHP’nin yanı sıra, bir yeni AKP’dir. Buradaki “yenilik”, ürünün tüketici açısından daha kullanışlı hale getirilmesini ifade eden “inovasyon” anlamındadır
Bölgemizde at izinin it izine karıştığı bu ortamda, ülkemizin dümeni kilitlenmiş bir gemi gibi ülke dışından yaratılan akıntılarda sürüklenmesini önlemenin tek yolu, Vatan Partisi’ni desteklemektir. Vatan Partisi’ne verilen her oy, ülkenin Ankara’dan kendi çıkarları doğrultusunda bir rotaya sokulmasına katkıda bulunacaktır.