Atama-istifa-sansür!

Yine olağanüstü bir hafta sonu yaşadık. Önce Merkez Bankası Başkanı görev süresini doldurmadan ve hiçbir gerekçe gösterilmeden yine görevinden alındı ve yerine eski AKP Milletvekili ve Maliye Müfettişi olan N. Ağbal atandı.

Ertesinde ise, ekonomiden sorumlu devlet Bakanı B. Albayrak’ın şahsi Instagram hesabından görevinden istifa ettiği öğrenildi.

Öğrenildi diyorum. Çünkü sosyal medyada Instagram hesabı olmayan insanlar, bu haberi Instagram hesabı olup da, bu haberi B. Albayrak’ı takip edenlerden öğrendi.

Yani ülkede aynı zamanda Cumhurbaşkanı damadı da olan ekonomi bakanı istifa ediyor. Bu istifa devletin haber ajansı AA veya TRT’den duyurulmuyor. Yandaş-havuz medyası ise üzerinden bu yazının kaleme alındığı saate kadar, yaklaşık 24 saate yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen bu haberi ve bilgiyi kamuoyuna duyurmuyor, fiilen otosansür yapıyor.

Halkın doğru ve hızlı haber alma özgürlüğü adeta yok sayılıyor.

Hâlbuki yaşanan ekonomi-politik olağandışı bu gelişme, iç ve dış ekonomik çevreleri de, tüm yurttaşlarımızı da doğrudan ilgilendiren ve bilgilendirilmesi gereken bir olaydır.

İşin ilginci ekonomi bakanının istifasını duyan, para ve döviz piyasalarında, beklenenin aksine kurlarda psikolojik bir düşüş gerçekleşiyor.

Her haliyle ekonomi-politik bir skandalla karşı karşıyayız. Örneğin, ne İletişim Başkanı’nın, ne de MHP Genel Başkanı’nın hemen her konuda anında attıkları “tweet”lerden eser yok. Herkese birbirine soruyor? Ne oldu, neler oluyor diye?

Bu olaydan hemen önce ise, TC Merkez Bankası'na yapılan atama konuşuldu. Merkez Bankası bankaların bankasıdır. Döviz ve para politikalarının ve ekonomide fiyat istikrarının ve finansal istikrarın sağlanmasının en önde gelen kurumudur.

Merkez bankası başkanları, demokratik, gelişmiş ekonomilerde, bankacılık, finans ve uluslararası para ve döviz piyasaları konusunda uzmanlığı, eğitimi, kariyeri, deneyimi ve başarılarıyla temayüz etmiş saygın ve partilerüstü isimlerden seçilir büyük bir çoğunlukla.

Merkez bankası başkanlarının görev süreleri içinde uygulayacakları para ve döviz politikalarını hayata geçirebilmeleri ve günlük siyasi popülist işlerden etkilenmemeleri için görev süreleri uzun tutulur ve görevden alınmaları ise istisnai bir durum olur.

Şimdi bir vergi uzmanının, para ve döviz politikalarının yürütülmesi, denetimi ve kurgulanmasındaki en üst ve itibarlı kurum olan Merkez Bankası'nın başına atanması şaşırtıcı olmuştur. Bu şahsın, eski AKP Milletvekili olması da tarafsız-bağımsız bir icraat yapacağı konusundaki şüpheleri artırmaktadır.

Umalım, ekonominin ve merkez bankacılığının gereklerine ve gerçeklerine uygun objektif icraat yapar. Ama bunun mevcut koşullarda çok da kolay olmayacağı da anlaşılıyor ne yazık ki.

Son olarak, adına merkez medya denilen TV kanalları ve amiral gemisi olduğu (bir zamanlar) söylenen gazetelerin, bu istifa olayı karşısındaki suskunluğu ve halkı bilgilendirmekten kasten kaçınmaları nedeniyle Türk medya tarihi ve demokrasisi için ibretlik bir durum yaşandı yaşanıyor an itibariyle.

CNN Türk, NTV gibi TV kanalları, Hürriyet ve Sabah gibi gazeteler ve bunların internet siteleri ekonomi bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın damadının zehir-zemberek açıklamalarıyla istifasını hiçbir biçimde duyurmadılar, görmediler ve de konuşmadılar iyi mi?

Pazar akşamı 19.00’dan itibaren duyulan bu gelişmenin, bu yazının kaleme alındığı pazartesi günü saat 15.00 itibarıyla dahi, yandaş ve havuz medyası tarafından duyurulmaması adeta gizlenmesi ve/veya otosansüre uğratılması, medyanın ülkemizde ne hale geldiğinin ibretlik ve hüzünlü bir halidir maalesef.

Ekonominin son derecede kırılgan bir süreçten geçtiği, enflasyonun ve işsizliğin çift hanede kronikleştiği, hem yüksek enflasyon hem de ekonomik daralmaya yani “slumpflasyona” sürüklendiği bugünlerde, artık eski tas, eski hamam gidilmemesi gerekiyor.

Tez elden bir “Ekonomik Bilim Danışma Kurulu” oluşturulmalıdır. Bu kurulda mümkünse AKP ile iltisakı olmayan, ekonomist-bilim insanı veya yöneticiler ya da bürokratlar bulunmalıdır. A’dan Z’ye bir zihniyet değişikliği, ciddi bir planlama aklının ortaya koyulduğu bir program ve ehliyet ve liyakat sahibi kadrolarla içine sürüklenilen bu ekonomik açmazdan süratle çıkılmasının yolları aranmalıdır.

Aksi takdirde hiç de hakketmediğimiz biçimde, kötü yönetim, ideolojik inat ve nepotizm yüzünden, göz göre göre bir ödemeler dengesi krizine yol açabilecek gelişmelerin tetiklemesi ihtimali olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

Ekonomide durum ciddidir. Yaşanan bu son ekonomi-politik skandal ise bu duruma adeta tuz-biber ekmiştir.

Daha da geç olmadan aklıselimin, sağduyunun, bilimin ve aklın gereği için harekete geçilmelidir.

Ebediyete intikalinin 82'nci yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, bize gösterdiği muasır medeniyet yolunda, akıl ve bilimin ışığında, saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyor ve aziz hatırası önünde hürmetle eğiliyorum.