Atatürk’e laf atacağına önce masandaki tabağın kaç liraya alındığını açıkla!
Bayram seyran dinlemiyor beyefendi; derdi geçmişle, derdi cumhuriyeti kuranlarla, derdi Atatürk’le, derdi İsmet İnönü’yle, derdi çağdaşlıkla... Bulduğu her fırsatta vuruyor!Vururken de hep yoksul insanları kullanıyor.Onların duygularını sömürüyor.Önceki akşam sözüm ona 81 ilden gelen 810 kişiye KaçAk Saray’da davet vermiş...Kim bu 810 kişi, hangi kıstasa göre seçildiler; belli değil!Bilinen tek şey, 810’da birinin bile “muhalif” olmadığı...***Yine 1930’lu ve 1940?lı yıllara çatmış ve o dönemde yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını eleştirmiş: “Bir yanda fraklı, valsli, şampanyalı Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılırken kapının hemen dışında, ayağına giyecek ayakkabı, sırtına ceket bulamayan, yarı aç-yarı tok hayatını sürdürmeye çalışan bir millet, şaşkınlıkla bu manzarayı seyretmektedir.”Sonra da eklemiş:“Geçmişte Cumhuriyet adına millet tariz, hatta taciz edildi. Biz, insanımızı istiskal eden bu tür dayatmalara son verdik!”***Yeni bir dava açmasın diye değil; sırf makamına duyduğum saygı yüzünden “Pes” demekle yetineceğim.Pes; insan gerçekleri ancak bu kadar saptırabilir.Pes; ancak bu kadar vefasız olunabilir!***Onun beğenmediği ve halkın taciz edildiğini öne sürdüğü 1930’lu, 1940’lı yıllar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en parlak yılları...12 yıllık iktidarında sattığı bütün sanayi tesisleri, o yıllarda yapıldı.Halkın, devrimleri kabul edip küllerinden yeniden doğduğu yıllar, o yıllar!Her ay yeni bir fabrika açıldı, yol yapıldı, okul yapıldı...Savaş yıllarının “yoksul halkı”, işçi oldu, memur oldu, esnaf oldu.Halk Evleri’nde çağdaş sanat ve yaşam tarzı öğretildi.Beyefendinin “Bir yanda fraklı, valsli, şampanyalı Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılıyor” dediği yerler, işte bu Halk Evleri...***Hatırlarsınız; türbanı üniversitelere sokmak için Avrupa Birliği’ni karış karış gezip “destekçi” bulmaya çalıştığı yıllarda ağzından düşürmediği bir laf vardı: “Biz kimsenin yaşam tarzına, kılığına kıyafetine karışmayacağız. Buna söz veriyoruz. Ama kimse de bizim kızlarımızın başörtüsüne karışmasın...”O yıllar geride kaldı...Beyefendi ve arkadaşları artık her şeye karışıyor. Vapurda, sokakta, evde kimin kimle oturduğundan tutun da yediğimize, içtiğimize, gittiğimiz yere kadar her şeye...Yaşam tarzı dayatmasından vazgeçtik; onun istediklerini yapmayanlara yaşam hakkı bile tanımıyor!***Bugünü halletti ya sıra şimdi geçmişe geldi:Bu kez geçmişle kavga ediyor!Geçmiş üzerinden, çağdaş yaşam tarzına hakaret ediyor.O büyük “aydınlanma hareketi”nin günümüze kadar süren etkilerini, fraka, valse ve şampanyaya indirgeyerek yok etmeye çalışıyor!Frak, gavur işi...Vals, namussuzluk...Şampanya haram!Neymiş dışarıda halk, ayağına giyecek ayakkabı bulamıyormuş, yarı açmış, şaşkınmış!***Diyelim ki öyle!Peki; bugün durum ne?Örneğin KaçAk Saray’daki bir tabağın maliyetini öğrenen ve ayağına giyecek ayakkabı bulamayan, yoksulluk sınırının altındaki 30 milyon halk evladı; yine yarı aç, yarı tok; asıl bu manzarayı şaşkınlıkla seyretmiyor mu?*** “Geçmişte Cumhuriyet adına millet tariz, hatta taciz edildi. Biz, insanımızı istiskal eden bu tür dayatmalara son verdik” diyor ya; bu da koca bir balon!Tarizin (laf sokma) de tacizin (tedirgin etme, rahatsız etme) de istiskalin (soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme) de dayatmanın da şahı bu sözleri söyleyen kişi tarafından, bugün yaşatılıyor...Sizden rica ediyorum:Bu yakışıksız suçlamalardan...Bu tacizlerden, hakaretlerden...Bu ülkenin kurucularına yapılan saygısızlıktan kurtarın artık bu ülkeyi...Ne olur!
PERİNÇEK!Her Cuma, Ulusal Kanal’da ekrana gelen Kral Çıplak’ın bu akşamki konuğu Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek...Perinçek, 1 Kasım seçimlerine ilişkin çalışmalarını ve beklentilerini, seçimlerden sonra nasıl bir Türkiye beklediğini, PKK’yla ve IŞİD’le yürütülen mücadeleyi, İsviçre’nin çıkardığı Ermeni Soykırımını İnkar Yasası’na karşı elde ettiği zaferi anlatacak ve sizden gelen soruları yanıtlayacak.Sizin de Doğu Bey’e sorularınız varsa; bu akşam 20.00’ye kadar mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
ANTALYA!Yarın (31 Ekim 2015, Cumartesi) Antalya’da olacağım. Antalya’daki Ulusal Kanal Gönülleri’nin düzenlediği “Cumhuriyet İçin Birlik” buluşmasına katılacağım.Yemekli toplantı Eski Lara Yolu’ndaki The Marmara Oteli’nde yapılacak ve Ulusal Kanal Yayın Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Pekin de katılacak.Davetiyeleri 0553 140 27 82 ve 0507 761 30 45 numaralı telefonlarla irtibata geçerek edinebilirsiniz.Antalya’daki tüm dostları bekliyorum.
GÜNÜN SORUSUGünün sorusu Recep Tayyip Erdoğan’dan; hadi yanıt verin bakalım... Ama suç işlemeden:Ben kimi katlettim de siz bana ‘Katil Erdoğan’ diyorsunuz?
SÖZ SİZDE (156+154) Abdullah Gül’e soru sorma sırası Necati Batu’da... Sizin de kendisine söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderin...***“Abdullah Bey...Atatürk, bu ülkeyi kuran liderdi. İsterse padişahlığını ya da krallığını bile ilan edebilirdi. Ancak o cumhuriyeti seçti. Yani bir anlamda halkına hesap vermeyi seçti...Onun koltuğuna yıllar sonra oturan siz ise hesap vermekten kaçıyorsunuz. Mustafa Mutlu’nun ve bizim sorularımızı cevaplamıyorsunuz. Sizin taraftakiler bizim Atatürk’ü neden bu kadar sevdiğimizi bir türlü anlayamıyor ya... İşte bu yüzden! Çünkü o size hiç benzemiyor!”
GÜNÜN İSYANICumhuriyet Bayramı dün birçok okulda ya kutlanmadı ya da 15-20 dakikalık göstermelik törenler düzenlendi. İsyanım, ulusal bayramlarımızı yok etmeye ve unutturmaya kalkışan zihniyete:Biz sizi hiç unutmayacağız ve yaptığınız her şeyin hesabını tek tek soracağız!