Atma Recep din kardeşiyiz

Tayyip Bey seni dinledikçe hayretlere düşmemek mümkün değil, her olayı işine geldiği gibi bir güzel anlatıyorsun ki, değme keyfine. Zannedersin ki dünyada herkes seni dinliyor, sen ne dersen onu yapıyorlar. İşine o gün nasıl geliyorsa öyle anlatıyorsun. Önünü arkasını düşündüğün falan yok, zaten sana dur, ne yapıyorsun, “Bundan evvel tam aksini söylemiştin” diyen de yok.
Hatırlıyor musun, PKK ile senin talimatın doğrultusunda görüşmelerin yapıldığı ortaya çıktığı zaman, önce “görüşen şerefsizdir” demiştin ama olay doğrulanınca “İktidar görüşmedi, devlet görüştü” açıklaması yapmıştın.
Bir terör saldırısından sonra Fransa’ya “Sizin İstihbarat teşkilatlarınız ne iş yapar diye” kendince ders verdin, fırça attın. Ama o arada bizde daha önce yaşanan Diyarbakır katliamını unutuverdin.
Diyarbakır ve Ankara’da devletin gözü önünde üç olayda, üç yüze yakın insan öldü, senin bakanların bürokratların insanların gözünün içine baka baka “zafiyet söz konusu değil dediler”. Yani yalan söylediler.
Güneydoğu Anadolu’da kan gövdeyi götürüyor, tabii orada bir zafiyet yok, açılım kepazeliği sırasında, kolluğun gözleri önünde, bölgeye PKK’nın, mühimmatlarıyla beraber yerleşmesine göz yummak var. Yani ihanet var.
Her lafının başında beni halk seçti, ben milletin yüzde 52’sinin oyu ile seçildim kandırmacısını öyle güzel anlatıyorsun ki...
Tabii böyle süzme bir muhalefeti bulduğun için ilk turda seçime katılan seçmenin yüzde 52’sinin oyunu alarak seçildin, seçildin ama o seçimde aldığın oy milletin yüzde 52’si falan değil.
Senin seçimin, Cumhuriyet siyasi tarihinin en düşük katılımlı seçimiydi. Katılım yüzde 73’tü, sen bu katılanların, yani sandığa giden seçmenin yüzde 52’sini oyunu aldın, genel seçmen sayısına oranlarsan aldığın oy yüzde 38’ler civarında. Ama sen bunlara aldırma sen, etrafındaki yalakaların söyleminden menkul bir dünya liderisin, herkes sen ne diyorsan inanmak ve uymak zorunda.
Sen Anayasa da bilirsin, bilirsin ama Anayasa’nın 138. maddesinin hiçbir organ, makam, merci veya kişinin mahkemelere emir ve talimat veremeyeceğini bir türlü öğrenemedin.
Yağdırıyorsun emirleri, savcı itiraz etsin, mahkemeler dirensin.
Emrin olur, başka.

VERİLECEK CEZAYI DA SÖYLESEYDİN
Spor yönetimini de yalamış yutmuşsun. O engin bilginle en son olarak da UEFA’ya giydirmişsin.
Galatasaray’a verilen cezadan ötürü “Kulübü değil, yöneticileri cezalandırın” demişsin.
Bir de yöneticilere ne ceza vermelerini de söyleseydin çok daha iyi olurdu. Haklısın bizim ülkemizde, futbolcu transferinde milyonlarca euroyu, doları sokağa atan kulüp yöneticilerine biz ağır cezalar veriyoruz da, Avrupalıların da böyle yapmasını önermen iyi olmuş.
Kime ne anlatıyorsun Tayyip Bey, bugüne kadar bu ülkede milyonlarca doları acımasızca harcayan, batıran hangi kulüp yöneticisinden hesap sorduk? Kulübünü milyonlarca dolar borca sokan adamı üstüne üstlük bir de Futbol Federasyonu’na başkan yaptık.
Buraya milyonlarca dolara transfer olan topçuların, sonra Avrupa ülkelerinde, burada aldıkları paranın dörtte birine oynaması üzerine hiç ne oluyor efendiler dedik mi?
Demedik.
Tayyip Bey seni dinledikçe aklıma o “Atma Recep din kardeşiyiz” deyişi geliyor.