Avrasya’da istikrarın düşmanı ABD! Çare: ŞİÖ ile Kuşak ve Yol

Hindistan 1 milyar 340 milyon nüfuslu, Pakistan 200 milyon.

Her ikisi de nükleer güç.

1947’de Pakistan’ın (Kurtuluş savaşında Atatürk’e tonlarca altın gönderen Hindistan Müslümanları: Pakistan), Hindistan’dan ayrılmasından beri çoğu Keşmir yüzünden 4 kez savaştılar, sayısız kez çatıştılar.

2017’den sonra önceki gün yine çatıştılar.

Hindistan-Pakistan gerilimini artıran sebepler:

1-Tartışmalı Keşmir bölgesi ve Kuzey Doğu Hindistan’daki sorunlu sınır bölgeleri.

2- Keşmir’deki terörist dinci grupları Pakistan’ın (Suudi ve ABD ile) desteklemesi.

3- Ayrılıkçı Beluci terörünü Hindistan’ın (Suudi ve ABD ile) desteklemesi.

4-ABD'nin Afganistan'dan çekilme takvimi ve Pakistan ile Hindistan’ın orada daha çok rol oynama arzusu. Afganistan’da yönetimi ele geçirmek üzere olan Taliban’ın liderinin Pakistan’daki evinde vahşice katli ve devamında ikinci adam olan ılımlı Abdülgani Baradar ile Katar'daki Taliban-ABD görüşmeleri.

5-Pakistan’ın Çin ile gelişen dostluğu ve Hindistan-Çin arasındaki tarihi husumet.

6-Hindistan'daki Modi hükümetinin ABD, İsrail ve Suudilerle yakınlaşması. (Bakınız: https://www.voltairenet.org/article197654.html)

7-İran ve Pakistan’ın, ABD destekli ayrılıkçı Beluci terörüne (ve diğer Batı destekli terör gruplarına) karşı ilişki ve işbirliği olanaklarını yeterince geliştirememesi.

8-En önemlisi, İran ve Çin’in ABD koordinasyonunda kuşatılma çabaları ile Kuşak ve Yol girişiminin sabote edilmesi.

Hindistan-Pakistan gerilimini azaltan sebepler:

1-Her iki ülkenin de 2017’de Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olması. 2018’de Pakistan’da ŞİÖ Zirvesi düzenlenmesi.

2-Pakistan’ın Çin’in Kuşak ve Yol girişiminde hayati bir rol oynaması. BOP Haritası’nda hayali Belucistan’a verilen Gwadar’da Asya ve dünya ekonomisinin kaderini değiştirecek CPEC ve Gwadar Limanı.

3-Hindistan’ın Rusya ile Kuzey-Güney demiryolu hattı projesi ve AIIB'nin (Asya Altyapı ve Yatırım Bankası) kurucu ortağı ve büyük hissedarı olması. Kuşak ve Yol girişimine şimdilik ters baksa da sonuçta batan Batı düzeninden sonra kurulacak Asya düzeninde en önemli ülkelerden biri olması. Çin ve Hindistan, halen dünya ekonomisinin itici gücü ve 2030’da dünyanın iki büyük ekonomisi olacak. ABD üçüncülüğe gerileyecek. Dolar rezerv para olmaktan çıkacak.

4-Çin ve Hindistan’ın kadim uygarlık mirası. Çin insanlığa barut, pusula ve kağıdı, Hindistan ise matematik ve satrancı hediye etti.

5-Pakistan ve İran’ın yeni bir işbirliği düzlemine girmesi. Tıpkı bizim PKK terörüne karşı Suriye, Irak ve İran ile işbirliği yapmamızın şart olması gibi, İran ve Pakistan, hatta Hindistan, Belucistan başta, bölgedeki tüm Batı kaynaklı dinci bölücü terör gruplarıyla savaşmak zorunda. Aksi takdirde bölgede istikrar ve kalkınma sağlanamaz.

AVRASYA BİNYILINA KARŞI KONAMAZ

Dikkat edin gerilime ABD’den hiçbir itidal çağrısı gelmedi ama Çin, Rusya, Malezya, Türkiye gibi tüm bölge ülkeleri devreye girdi.

Çin Pakistan nezdinde çaba gösterdi, İslamabad yönetimi esir alınan Hint pilotun serbest bırakılacağını bildirdi.

Rusya Hindistan tarafından bastırdı.

Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arabuluculuk teklif etti.

Hindistan hava sahasındaki acil durumu kaldırdı, havaalanlarını normale döndürdü.

Her şey durulduktan sonra ABD’den bir açıklama geldi. Dışişleri Bakanı Pompeo, Lavrov’a nazire yaparcasına iki ülke arasında arabuluculuk yapabileceklerini söyledi.

Yerseniz.

Asya’da ve genel olarak tüm dünyada barış, refah ve kalkınmanın anahtarı, Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği ve 68 ülkeyi birbirine bağlayacak Kuşak ve Yol girişimidir.

Avrasya bin yılına girdik, medeniyet evine dönüyor, geri çıkamayız.

Bunu İmran Han da, neoliberal Narendra Modi de görmeli. Amerikan oyunlarına alet olmaktan vaz geçmeliler. Zaten aksi takdirde iki dev ülke arasında çıkacak bir savaşta yüzbinlerce insan ölür.

Belki bu kriz tersine bir etki yapar ve iki ülke, rekabet ve düşmanlığı değil, ŞİÖ ve Yeni İpekyolu’nda ortak ve kardeş olmayı seçer.

NOT: Türk Dışişleri Bakanlığı’nın 9 Şubat’taki Uygur açıklaması ve sonrasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 25 Şubat’ta Cenevre’de Çin’e Uygur konusunda ağır eleştirileri, “sonuç” verdi. Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosluğu’nu ‘geçici olarak kapattığını” açıkladı. Avrasya’ya giden gemide Atlantik’e doğru koşanların umutsuz çabaları Türkiye’ye ağır bedeller ödettiriyor.