Avrupa vizeyi daha da zorlaştıracak

Avrupa Birliği, Türk vatandaşlarına uyguladığı vizeyi kaldırma konusunu sonbaharda gündeme alacakmış. Avrupalılar bu havucu kullanmaya bayılıyor. Çünkü vizesiz seyahat hayalinin bizdeki orta sınıfın aklını başından aldığını biliyor. Nasıl almasın ki? İnsanlar iki yıldır vize kuyruklarında işkence çekiyor, üstelik bir de üstüne onca para ödeyerek!

 Vize muafiyeti ihtimalini bizim basın -doğal olarak- flaş haber olarak duyurdu. Bazılarında olumlu bir heyecan dalgası oluştuğu da anlaşılıyor. Dost acı söyler, şimdiden haber veriyorum: Boşuna heveslenmeyin Avrupa vizeyi falan kaldırmayacak, hatta vize işlemlerini zorlaştırmaya devam edecek.

 Nereden mi biliyorum?

 Birincisi Avrupa - Türkiye ilişkilerinin son kırk yılına bakan bir göz, Avrupalıların Türkiye’ye yönelik tutumlarını en iyi açıklayacak terimin “iki yüzlülük” olduğunu görür. Vize konusu da evirip çevirip önümüze koydukları bir aldatmacadan fazlası değil.

 İkincisi, Avrupa Birliği şu sıralar bırakın vizeleri kaldırmayı, aksine sınırlarından içeri girişi zorlaştırmaya odaklanmış durumda. Halihazırda AB’ye vizesiz girebilen 60 ülkeye yönelik vize benzeri özel bir izin sistemi geliştirildi. ETIAS adı verilen sistem seneye devreye giriyor. ABD, Kanada ve İngiltere gibi ayrıcalıklı ülkelerin vatandaşları bile AB’ye girmek için, parasını yatırıp ETIAS’dan giriş izni almak zorunda kalacak.

 Avrupa vize konusunda sözünü hiç tutmadı, Türkiye’ye hep yalan söyledi, bugün de söylüyor. Ama kabahat onlarda mı onların yalanlarına bile isteye inanan bizde mi tartışılır.

YENİ UKRAYNA ULUSU

 Ukraynalılar ve Ruslar çok yakın akraba. Bizimle Azerbaycanlılar gibi. Batı, bu iki kardeş halkın arasına nifak sokmayı başardı, dün aynı ekmeği paylaşırken bugün birbirlerini öldürüyorlar.

 Aslına bakarsanız ekmekten fazlasını paylaşmışlar. Sovyet dönemini okuyanlar bilir, özellikle Türk ve Müslüman halkların aleyhine muazzam bölgesel eşitsizlikler görülür. Ukrayna ise birliğin torpilli çocuğudur. Diğer cumhuriyetler tarım toplumu olarak kalırken Ukrayna, Rusya ile beraber sanayileşmiş, hatta uzay çağına erişmiştir.

 Ancak şimdi savaşın sürdürülebilmesi için Ruslardan ayrı bir Ukrayna milletinin inşa edilmesi gerekiyor. Aslında bu iş on beş yıl önce Soros ve AB fonlarının ülkeye girişi ile başlamıştı. Bugün de tüm Batı medyası, müstakil bir Ukrayna milleti inşa etmek için çalışıyor desek abartmış olmayız. Yani Ruslar, bin yıllık kardeşlerini kaybediyorlar gibi görünüyor.

 Peki yeni Ukrayna ulusu nasıl bir şey? Daha doğrusu nasıl bir şey olsun isteniyor?

 Rus düşmanlığı tabi ki ana tema. Ukraynalıların Avrupa’ya taşıdığı Rus karşıtlığı artık ırkçılık boyutlarına varmış durumda.

 Diğer bir olgu, Ukrayna’nın kendi Sovyet geçmişini reddetmesi ve kendini o dönemin bir kurbanı olarak göstermesi. Faşist Alman işgalcilere karşı zaferi simgeleyen dev Kurgan Ana anıtından Sovyet sembolleri sökülüyor. Oysa milyonlarca Ukraynalı o semboller altında Almanlara karşı savaşırken ölmüştü! Bugün Ukrayna’da o dönemin bütün simgeleri yasak. Ama işgalci Nazilerin sembolleri ordu birliklerinde bile kullanılıyor. Ukraynalılar, Avrupalı olabilmek için kendi tarihlerini bile ters yüz ediyorlar.

 Yeni Ukrayna ulusunu inşa edenler, onun kesinlikle Batı’nın bir parçası olması gerektiğini düşünüyorlar. Bunun için tüm Batıda Ukrayna’ya ve Zelenskiy’e özel bir önem veriliyor. “Batılı değerler için cephede savaşan şövalye” muamelesi yapılıyor.

 Peki nedir bu Batılı değerler? Şu sıralar en önde geleni LGBT ideolojisinin savunulması. Rusya, bu konuda katı tutumu ile biliniyor. Ukrayna’da ise eşcinsel askeri birlikler var, transeksüeller ordunun üst kademelerine getiriliyor. Batı, bunu “medeniyet savaşının” bir parçası olarak alkışlıyor.

 Bir millet Batılı olur da kibri ve küstahlığı eksik kalır mı hiç? Yeni Ukrayna ruhu ondan da nasibini alıyor. Kibir, en çok uluslararası spor müsabakalarında görülüyor. Dinamo Kiev takımı, sırf Rusya’da kampa gittiği için Fenerbahçe’ye resmi açıklama ile “şerefsiz” demişti. Birkaç gün önce de Güney Afrika’daki bir şampiyonada altın madalya kazanan Ukraynalı halterci, üçüncü olan İranlı sporcunun elini sıkmayı reddetti.

 Bu hastalıklı ruhla inşa edilen bir ulusun istikbali nice olur dersiniz?