Aydınlık gelecek için hazırlık

Nasıl denir? Plansız, ölçüsüz iş, havanda su dövmek gibidir. Deneyim bile kazanamadan, döner döner aynı şeyi yapmak zorunda kalırsınız. Epeyi çabadan sonra bir de böyle denersiniz ama planlamanız yoksa yine ilerleyemezsiniz. Nice maddi kayıpların yanı sıra, hiçbir zaman yerine konamayacak olan zaman kaybı da caba... Terziler ustası İdris'in işe ölçü kavramını getirişinin onu peygamberlik mertebesine eriştirmesi boşuna değildir.

ÖLÇÜ VE KURAM

Ölçülemeyen büyüklükler yok değildir yaşamda. Daha önceki deneyim ve birikimlerimizle, oluşturduğumuz araçlarla, ulaşamayacağımız uzaklıkta bulunan varlıklara dair öngörümüz de ölçü bilinci ve araçları sayesinde biçimlenir. Varlık üstüne bilgilerimiz, ister mikro düzeyde olsun, ister makro düzeyde yeni evren bilgilerimizi araçlar sayesinde oluşturur. Araçların dilini bilmiyorsak, kısırdöngüde bocalar dururuz. Birikime dayanmaksızın işe yönelmek bizi daha başlangıçta yenilgiye yazgılı kılar; elimizde ölçüler yoksa işe dair hiçbir öngörüde bulunamayız.

Einstein ve Heisenberg, bilimsel bir konferans arasında saatlerce dostane söyleştikten sonra dinlenmeye çekilirken, Heisenberg, teori mi öndedir pratik mi? diye son bir soru atar ortaya. Einstein, hiç düşünmeden, elbette pratik, der. Odasına geçer geçmez yanıldığını düşünür. Sabahı zor ettikten sonra, gözleri Heisenberg'i arar, görür görmez içindekini döker: Teori öndedir, der. Nitekim Einstein'ın nice vargısının bugün doğrulanmakta oluşu onun kuramsal donanımının ve öngörü yeteneğinin kanıtıdır.

DEVRİMCİ KURAM

Yeryüzünde kimi pratikler milyonlarca kez yinelenir. Ama yeni bir pratiğe yönelmek; ölçü, araç ve arayış bilgisiyle yani kuramla gerçekleşir. Elbette varılan yeni bilgi, pratikle sınanır; pratikte doğrulanmayan bilginin hakikat açısından hiçbir değeri yoktur. Teori ve pratik diyalektiğinin yaşamdaki sıradan birliği bizi yeni ufuklara taşımaya yetmez; bu yüzden Lenin, şu bilimsel ilkeyi getirir: Devrimci teori olmadan pratik olmaz.

Edimlerimiz çoğu kez kendiliğinden, dahası içgüdüsel tepkilerdir. Teori içgüdüsel bir olgu değildir, zihinsel çabaların pratiğe yansıyıp geri dönüşüyle edinilen bir ölçü ve yaklaşım açısıdır. Kuramsal donanımdan yoksunluk, hakikatin yalan karşısındaki dayanıklılığı karşısında bezginliğe de yol açar.

YENİ ORTAÇAĞ'DA KURAM

İnsanoğlu, onca aydınlanma kültürü, bilim - felsefe - sanat birikimine karşın emperyalizmin postmodern yanılsatmalarıyla sokulduğu Yeni Ortaçağ sürecinde, aklıyla değil, yeniden gözleriyle gören içgüdüsel varlığa dönüştürüldü. Üstelik bu, dijital teknolojiyle donanmış, evreni fethe çıkmış Kolomb edasıyla her şeyi yalnızca kendi için varsayan, tüketici ve azgın bir saldırganlık duygusuyla beslenen bir alçaklığa varıyor. Aslında insanda bu bozulmaya elbette emperyalist çürüme yol açıyor. Oligarşi; olan biteni tasarlıyor, insanı Yapay Zekâ ve 5G donanımlı yeni bir türe, insan sonrasına / post insana hazırlarken, parya olarak gördüklerinden kurtulmanın provalarını yürütüyor; virüs dalgalarından da yararlanıyor.

Akıl ve bilimin ışığında devrimci bir ruhla emperyalizmin yayılmacı saldırganlığını önleyemezsek daha nice dertler açılacak insanlığın başına. Bu sonucu evrensel düzeyde bilince kazanıp insanı yeniden el ve zihin diyalektiği üstünde yaşamı anbean kurmaya yöneltmek gerekiyor. Paul Mason'ın Kapitalizm Sonrası (Yordam Y., 2016) kitabının ardından gelen Apaydınlık Gelecek (Yordam Y., 2019) kitabı arasındaki tutarsızlık ya da çelişkilere girmezden önce, çok bilinen kimi kuramsal ilkeleri anımsamakta yarar var...