'Aynanın Gözü'

Emekli Deniz Albay Sencer Başat’ın son kitabı: Aynanın Gözü.

Başat’ın önceki kitapları “Beyaz Gül Belirsizliğinde” (Hera Yayınları, 2002, şiir), “Deniz Kızı Destanı” (Uyum Yayıncılık, 2013, şiir) “Balyozname,” (Başka Yerler Yayınları, 2014, şiir) ve “Öznesini Yitiren Öyküler” (Alibi Yayınları, 2016, öykü.)

Albay Başat 23 Eylül 2011’de Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube'de yapılan aramalarda ele geçirildiği iddia edilen 'Balyoz Darbe Planı' belgelerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.

BOSTANOĞLU’NA YAZILAN MEKTUP

Sencer Başat, Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu iken dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu’na yazdığı oldukça sert bir mektupla dikkat çekmişti.

Başat, "Bülent Bostanoğlu’na Açık Mektupla 5 Soru” başlıklı mektubunda şöyle diyordu;

“1. Balyoz davasının Yargıtay’ca onanmasıyla birlikte, Donanma Komutanlığında ele geçirilen dijital kayıtlarla ilgili teknik ve idari incelemenin tamamlanmadığının farkında mısınız? Savcıya kravat hediye eden emekli kamu görevlisi, bahse konu dijital kayıtların bulunduğu koridorun arızalı kameralarını onardı mı? 5 Nolu hard diskin üzerindeki parmak izinin kime ait olduğu neden bulunamadı

“2. Amiri olduğunuz kurumda, bazı köstebeklerin var olduğunu kabul ediyor musunuz? Bu köstebekleri aramamak üzere amiriniz olan kamu görevlisinden özel bir direktif aldınız mı?

“3. Cezası kesinleşen 237 sanığın 134’ü denizci olduğuna göre, Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak, seminere katılmayan bu denizcilerin, sahte delillere ceza almasına sessiz kalmakla, yasallaştırılmış adalet karşısında her geçen gün siyasallaştığınızı düşünüyor musunuz?

“4. Gerçekleri söylemedikçe, üniformanın her geçen gün basın ve yayın yoluyla biraz daha kirletildiğinin, birinciliğin de beyaz üniformaya verildiğinin farkında mısınız? Yoksa siz de Ahmet- Mehmet değil ama, belki Ali –Veli isteyince mi emekli olmayı düşünüyorsunuz?

“5. Gece yattığınızda gözünüze uyku giriyor mu? Yemekte boğazınızdan lokma geçiyor mu? Aynaya bakıp kendinizle göz göze geldiğinizde, aklınız ve gururunuz vicdanınızla çatışıyor mu?”

BOL ÖDÜLLÜ BİR YAZARIMIZ

Sencer Başat, emekli olduktan sonra şiir ve öyküleriyle bol ödüllü bir yazarımız oldu:

“2014 yılında, Çorlu Kültür ve Sanat Derneği tarafından düzenlenen 7’nci Uluslararası Şiir Yarışması’nda 1’inci Mansiyon Ödülü’nü, Adnan Yücel 3’üncü Edebiyat ve Sanat Festivali’nin düzenlediği öykü yarışmasında 3’üncülük ödülünü, 2015 yılında, Adnan Yücel 4’üncü Edebiyat ve Sanat Festivali’nde hem öykü hem de şiir mansiyon ödülünü ve Eğitim-İş Sendikası’nın düzenlediği Öykü Yarışması’nda mansiyon ödülünü, en son 2016 yılında, Eskişehir Sanat Derneği Yunus Emre Şiir Yarışması’nda 2’ncilik ödülünü aldı. Eserleri birçok yarışmada yayımlanmaya değer görülerek kitap haline getirildi.

AYDIN OLMANIN CEZASI

Edebiyatçı Ali Balkız, “Öznesini Yitiren Öyküler” kitabını şöyle tanıtıyor;

“Bu kitabında biz okuyucuları alıp cezaevine götürüyor. Her satırı yaşatıyor bize. Onunla birlikte ziyaretçileri karşılıyoruz, penceremize konan kuşlarla yarenlik ediyoruz. Savcı beyle, müdür beyle, başefendiyle, doktorla, duvarlarla, ranzalarla konuşuyoruz. Çokça soru soruyoruz: Neden, niçin? Sorulara yanıt ararken kaba sloganlar yerine duyumsuyoruz. Her duyumsayışımızda karşımıza erk çıkıyor, sistem çıkıyor… Bu kez yine kendi kendimize içten içe yanıtlar buluyoruz: Aydın olmanın cezası.”

BİYOGRAFİ

Sencer Başat, 1968 yılında Ankara’da doğdu. 1990 yılında Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Yüksek Lisans Programı’nı “Türkiye’de Mülteci ve Sığınmacı Kadınlar” konulu teziyle tamamladı. Kadın sorunlarıyla ilgili olarak; Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Dergi, İnsancıl, Kadınlar Dünyası ve Deniz Kuvvetleri Dergisi gibi bazı süreli yayınlarda makale, çeviri ve derlemeleri yayımlandı. İlk şiirleri 1991 yılında İnsancıl Dergisi’nde daha sonrakiler; Kopuş, Evrensel Kültür, Defter ve Varlık Dergilerinde yayımlandı.

İMKANSIZ AŞKLARIN HÜZNÜ

Sencer Başat, tahliye olduktan sonra edebiyat, öykü ve şiir kategorilerinde değerli çalışmalar üretti. “Aynanın Gözü” ise bir roman. (Galeati Yayıncılık, Ocak 2019)

Sencer Başat, öykü ve şiir kitaplarından sonra sımsıcak bir roman ile okuyucularıyla buluştu

Gülümser Heper, “Aynanın Gözü” romanını şu cümlelerle sunuyor okuyuculara: “Aşk romanları hüzünlü akşamlarda ay ışığı gibidir. İmkânsız aşkların hüznünü hissederken, ay ışığının hüznü eklenir âşıkların yüreğine. Fakat bu roman başka; başka zira gerçeğin o ağır hüznünü de ekliyor insana. Bu gerçek 1980 ihtilalinin o ağır insani yıkımı. Ancak yazar hüzünlü anında da, mutlu anında da aşktan kaçmıyor; hatta gerçeğin penceresinden meydan okuyor ona. Hüznünü ve aşkını Ankara’nın sokaklarından İstanbul’un sokaklarına taşıyor sonra da aşkın ötesine götürüyor okuyanı. Aşkın ötesi ise yine bir aşk!...

“Şunu öğretiyor insana: Her koşulda güneşe döner gibi aşka yüzünü dön, gölgen için endişelenme, o daima seni izleyecektir… Okuyanı bol olsun, anlayanı da…”

Sevgili arkadaşım Sencer Başat, emekli olduktan sonra LÖSEV’de Birleşmiş Milletler’in sığınmacılarla ilgili bazı birimlerinde çalışırken, kızım İpek Çiçek Er’in de yöneticisi olmuştu. Başat’ın üretken kaleminden daha nice güzel eserler üretmesini ve başarılarının devamını diliyorum.