Azar işiten Şimşek’in dediği oldu

Öteden beri ekonomi baş danışmanları Cumhurbaşkanı’nı sürekli yanıltıyorlar. Faiz fobisi ile ekonomin yorumlanmasını sağlıyorlar ve temel dinamikler ile değil sürekli pembe gözlükle ekonomiyi Cumhurbaşkanı’na anlatıyorlar. Böyle olunca da uluslararası düzlemde itibarı olan ekonomiye daha gerçekçi bakması gerektiğini bilen Mehmet Şimşek dikkatli olmalıyız, kırılganlık var, dediğinde de Cumhurbaşkanı’ndan azar işitiyor.

Oysa ekonomimiz gerçek anlamda krizde. Şu sebepten veya bu sebepten. Deniz bitmiş durumda. Mutlaka radikal tedbirlerin alınması gerekiyor. Devlet bürokrasisi terbiyesi almamış, özel sektörde de deneyimi olmayan danışmanların Cumhurbaşkanı’nı yanıltmaları bizce krizi derinleştiren önemli sebeplerden biridir.

İşte böyle bir noktada önceki gün Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplandı ve bazı tespitler yapılıp kararlar alındı. Çıkan tabloya baktığımızda Mehmet Şimşek’in dediği oldu.

MALİ DİSİPLİN

EKK’dan çıkan en önemli karar, bozulan mali disiplinden taviz verilmeyeceği hususu.

Bilindiği gibi mali disiplin, bir devletin kamu maliyesi kapsamında kamu gelir ve giderlerinin birbirine denkliği, yani bir mali yıl içinde kamu gelirlerinin kamu giderlerini finanse edebilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Bunu sağlamak için de ekonomik istikrar çok önemli. Ekonomik istikrar için de ekonomi ve maliye politikalarını etkin kullanmak gerekiyor.

Bu iktidarın en önemli çıpası olan ancak hep de bozduğu mali disiplinle bütçe açığının azaltılacağı, faiz dışı fazla verme hedefinden uzaklaşılmayacağı ve kamu harcamalarının artırılmayacağı öngörülüyor. Tabi seçim ekonomisi ile bu yıl bunu sağlamak çok zor. Ama mali disiplinin bozulmaması gerektiği hususunun teyidi ise umut verici.

VERGİ AFLARI

Varlık barışı ve vergi afları bütçeye gelir sağlamak amacıyla yapılmış olsa da diğer taraftan mali disiplini bozucu etkisi de var. Nasıl olsa vergi affı çıkar diye vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükellefler cari dönem kamu gelirlerinin akışını bozmaktadır.

Madem ki mali disiplin, çıpa diyoruz; o zaman ekonomik ve mali politikalarının temel olanlarını da anayasamıza koymamız şart hale geliyor. Bu nedenle vergi aflarını yasaklayan bir hükmün anayasaya koyulmasını savunuyoruz.

BÜYÜME ESASLI EKONOMİ

Pazar ekonomisi politikalarını benimsemiş partiler ekonominin nasıl olursa olsun büyümesi gerektiğini kendilerine yol haritası yaparlar. Büyüme esaslı ekonomik politikaların temelinde tüketime dayalı büyümenin önceliği vardır.

Oysa karma ekonomiyi yani disiplinsiz piyasa ekonomisini savunmayan modelde katma değer yaratan üretim modeli temel alınır.

EKK’dan gayrimenkul sektörünün finans yönünden destekleneceği kararı da mevcut anlayışın özünü ortaya koymak için yeterli.

SEÇİM ÖNCESİ MESAJLAR

1-Dövizlerinize dokunmayacağız mesajı

Külliye’de oturup masa başında bilgisayarlarında sörf yaparak ekonomi konusunda ahkam kesen danışmanlar kambiyo rejimi, kur rejimi ve döviz tevdiat hesapları ile ilgili sert tedbirler önerirken EKK’dan bu konuda piyasa mekanizması dışında bir tedbirin alınmayacağını özel sektör ve bireylere mesaj olarak verilmektedir.

Tabi bu mesaj önemli.25 Haziran’da kâbus başlayacak diye kaygıların yaşandığı bir durumda seçim öncesi böyle bir mesajın verilmesi seçimleri kazanmaya yönelik de olabilir. Çünkü kurlar bu mesajlara itibar etmezse her türlü önlem 25 Haziran’da gündeme gelebilir.

2-Özel sektörü rahatlatma mesajı

Büyüme odaklı ekonomi modelinde kamunun yönlendiriciliği, desteği ile ve teşvikleriyle özel sektör en önemli rol oynayacaktır, denmektedir.

Burada verilen mesaj özel sektör sana destek olacağım, teşvik vermeye devam edeceğim, korkma!

3-Yabancı yatırımcılar gelin mesajı

Uluslararası yatırımcıların ülkemize gelmelerini cazip kılacak adımlar atılacağı mesajı verilmektedir.

4-İnşaatçılar batmayacaksınız mesajı

Gayrimenkul sektörüne desteğin süreceği ve inşaat sektörü canlandırılacağı hedeflenmiştir.

KARARLAR GÜZEL, YA UYGULAMA?

Bir kere OHAL kalkmadan ekonomik kararların hiç birisi hiçbir kişiye, kuruma ve yabancıya güven vermez. Bu kararların dilek ve temenniden öteye bir anlam ifade etmesi için OHAL’in kalkması ve adil bir hukuk sistemimizin kurulması şarttır.

Öte yandan ekonomimizin temel sorunu üretime dayalı ve yaratılan katma değerin hakça dağıtılmasına yönelik bir modelin uygulanmamasıdır. Para politikaları ile ne istikrar ne de gerçek anlamda büyüme (zenginleşme) sağlanır?

Yalnız pabucun pahalı olduğunun herkes tarafından idrak edilmeye başlandığını göstermesi bakımından EKK kararlarına olumlu bakmalıyız!...