Azerbaycan’daki 74. Uzay Kongresi ve Uzay Vatana Giden Yol

4 Ekim 1957’de dünyadan uzaya fırlatılan ilk uydu olan Sputnik’i kutlamak için Birleşmiş Milletler tarafından ekim ayının ilk haftası her sene uzay haftası olarak kutlanmaktadır. Bu çerçevede genelde ekimin ilk haftasında dünyanın en büyük uzay teknolojileri zirvesi olan International Astronautical Congress yapılmaktadır ve bu zirveye tüm dünyanın uzay ajansları, uzay ile ilgili çalışan üniversiteler ve araştırma kuruluşları ve uzay teknolojilerinde çalışan uzay ve uydu firmaları katılmakta ve en son teknolojileri ve çalışmaları sergilemekte ve aynı zamanda tartışmaktadırlar. 74 yıldır düzenli olarak yapılan bu uzay kongresi International Astronautical Federation isimli uluslararası kuruluş tarafından her yıl farklı bir ülkede düzenlenmekte ve tüm uzay ajansları, uzay araştırmacıları, üniversiteler ve özel şirketler çalışmalarını sergilemekte ve zirve esnasında eş zamanlı yapılan bilimsel konferansta da ayrıntılı olarak bilim adamları yeni buluş ve araştırmalarını sunmaktadırlar. Bu çerçevede yapılan uzay kongresi uzun yıllar boyunca en üst düzey uzay çalışmaları zirvesi olmayı sürdürecektir.

MÜKEMMEL GÖSTERİLER

Öncelikle Azeri kardeşlerimizi bu olağanüstü zirveyi Bakü’ye getirdikleri için kutlarım. Oldukça muazzam bir hazırlık yapmışlardı ve Haydar Aliyev Kültür Merkezi gerçekten uluslararası bir kültür merkezi olarak görkemiyle göz kamaştırıyordu. Zirvenin açılışı çok akıcı İngilizce konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından yapıldı ve uzayın herkese gerekli olduğunu da konuşmasının sonunda vurguladı. Daha sonra Azeri ve yabancı sanatçılar eşliğinde çok mükemmel bir şov ile başlayan zirvenin açılışı ile olağan aktiviteler başladı.

NASA ilk güne damgasını vurarak Aya Geri Dönüş Projesi olan Artemis Projesinin ekibinin çoğunu getirerek çok uzun bir sunum yaptı. 2025 yılında Ay’a insanlı uçuş için hazır olduklarını vurguladılar. Tabi NASA dışında birçok uzay ajansı da tam kapsamlı olarak bu zirveye katılmışlardı. Avrupa tarafında İtalyan, Fransız ve İspanyol Uzay Ajansları çok ciddi stantlarla ve birçok bilim adamı ve mühendis ile katılmışlardı. Özellikle Fransız Uzay Ajansı muhtelif yeni gezegenler arası araştırmalarını sergilerken İtalyanlar da birçok yeni uzay teknolojisini sergilediler. Açıkçası İngilizler ve Almanlar enteresan bir şekilde uzay çalışmaları konusunda oldukça sönüktüler ve uzay yarışında Avrupa’da geri kaldıkları belli oluyordu.

ZİRVENİN YILDIZI ASYA

NASA dışında tartışmasız olarak bu zirvenin starları Asya ülkeleriydi. Çin Uzay Ajansı çok büyük bir ekiple katılım yaptı ve Ay’da kurmayı düşündüğü Ay İstasyonunu ve yeni yaptıkları ve Uluslararası Uzay İstasyonuna rakip olan Uzay istasyonlarını net şekilde tanıttılar. Uzay teknolojilerinde oldukça önde olduklarını tüm dünyaya gösterdiler. Hintliler haklı olarak birkaç hafta önce Chandrayaan 3 ile Ayın Güney Kutbuna yeni iniş yapmanın ve aynı zamanda Güneş’i incelemek üzere gönderdikleri Aditya L1 uzay aracı ile uzay yarışında en önlerde yer almanın gururunu yaşıyorlardı. Japon uzay ajansı JAXA ise Ay üzerinde kullanılmak üzere tasarlanmış yeni uzay robotunu tanıtarak ay yarışında ben de varım dedi. Tıpkı iri bir salyangoz büyüklüğünde olan bu robotların yüzlercesi ile Ay’da mevcut kaynakları kullanarak çalışmalar yapmayı planlıyorlar. Diğer bir Asya ülkesi olan Güney Kore de ayda çalışacak Roverlar ile Ay Gözlem uyduları ve iletişim uyduları konusunda oldukça ileride. Bu arada Rus Uzay Ajansı ROSCOSMOS Başkanı zirvede verdiği demeçte Ay çalışmalarını hızlandıracaklarını özellikle vurguladı.

Bu zirvede hoş bir durum da Azerbaycan Uzay Ajansı Azercosmos’un bu zirve için sarf ettiği çabaydı. Yüzlerce genç üniversite öğrencisi bu uzay zirvesi için Azercosmos tarafından kanalize edilmişti ve mavi montlarıyla her yerdeydiler. Konuştuğum birçok uzay ajansı görevlisi Azerbaycan Uzay Ajansının bu işe çok çok iyi hazırlandığını kabul ettiler. Türkiye ise bu Kongrenin tarihi boyunca en büyük sayıda katılımını gerçekleştirdi. Çok sayıda kişi ile bu zirveye katılan Türkiye; Türk Uzay Ajansı, Aselsan, TÜBİTAK ve Türksat, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Delta V gibi kuruluşlarla olağanüstü derecede boy gösterdi. Teknofest’in rengi olan kırmızı montlarıyla ve armalarıyla gelen yüzlerce genç, uzay zirvesinde bolca göze çarpıyordu. En güzel haber ise Türkiye’nin 2012 yılında beri Türkiye’ye getirmeye çalıştığı bu dev uzay zirvesi daha önce 5 farklı kez oylanmış ve Türkiye kaybetmişti. Bu sene Polonya ile finale kalan Türkiye bu kez oldukça fazla oy alarak Uzay Zirvesi’nin 2026 yılında Antalya’da düzenlenmesi kararını aldırdı.

Böylece her seferinde beş binden fazla kişinin katıldığı bu dev uzay zirvesi Türkiye’nin nadide şehirlerinden biri olan Antalya’da olacak bu da Türkiye’nin uzay zirvesinde ben de varım demesini sağlayan etkenlerden olacaktır. Burada Türk Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım’ın hakkını teslim etmek lazım. Bunun için çok çalıştı ve çok organize olmuş vaziyetteydi ve haklı bir başarıyı ülkemize kazandırdı. Kendisiyle yaptığım kısa görüşmede Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki kararlılığını ve Ay’a sert iniş projesi hazırlıklarını vurguladı, işbirliklerine açık olduklarını da ifade etti. Bir uzay teknolojileri bilim adamı olarak şahsen Sayın Yıldırım’ın Türk Uzay Ajansının ilk Başkanı olmasını ülkemiz için ciddi bir şans olarak görüyorum.

ÜLKELER AY’A ÜS KURACAK

Unutmamak gerekir ki Uzay Vatan kavramı tıpkı Mavi Vatan kavramı gibi milli güvenlik için önemli. Özellikle 15 yıl içerisinde uzaya hükmeden dünyaya da hükmeder anlamında gelişmeler beklendiğinden Türkiye hızla bu uzay yarışına girmelidir. 7 tane makale sunduğum bu zirvede dinlediğim birçok makalede artık uzay ile ilgili çalışmalarda şimdinin değil 50 yıl sonrasının konuşulduğuna tanık oldum. NASA 2069 yılında Güneş Sistemine en yakın yıldız grubu olan Alpha Centauri’ye bir uzay sondası göndereceğini açıkladı. Gerek Rusya, gerek Çin, gerek Hindistan ve tabii ABD 2030 yılından itibaren Ay’da üs bulundurmayı düşünüyorlar. Özel şirketler bile şu an uzaya kargonuzu göndermeye talip. Ticari uzay istasyonları da 2027-2028 yıllarında uzayda rekabete hazırlanıyor. 2027’de açılması planlanan uzay oteli şimdiden rezervasyon almaya başladı bile. Bu yüzden dünyadaki bu çalışmaları dinledikçe uzay çalışmasının daha çok çok başında olduğumuzu düşünürsek kat etmemiz gereken çok yol olduğu aşikâr. Ancak bu yol sadece devlet imkanları ile değil aynı zamanda özel sektör ve üniversiteler işbirliğinde birlik ile yürünecek. Bu yüzden tüm milletimizin bu konuda el ele vermesi gerektiğini ve bunun uzay vatan ve milli güvenlik konusunda ve kaynakların paylaşımı konusunda çok önemli olduğunu vurgulayarak bu yazımı bitirmek istiyorum. Unutmayın ki siz değerli okurlarımız uzay çalışmalarını destekledikçe önümüzdeki on yıllarda Türkiye’nin sırtı asla yere gelmez.