Babam borçlu, çocuğum borçlu
Kişiler taşıt, ev, ihtiyaç kredisi kullanarak yaşam standartlarını artırmaya çalışıyorlar. Kredi kartları ise ödeme aracı olmaktan ziyade kredi aracı olarak kullanılıyor. Herkesin en az 5 kredi kartı var. Kredi kartsız yaşam düşünülemiyor.
KİŞİLERİN BORÇLANMASI
Bankalar Birliği 2015 yılının üç aylık verilerini açıkladı. Bu veriler büyüklerimizin, bizim ve dolayısıyla çocuklarımızın aşırı borçlandığını gösteriyor. Refahı ve canlılığı sağlayan işte bu gelecek gelirlerimiz.
78 milyon nüfusumuzun yüzde 22’si borçlu. 17.7 milyon kişinin 271.2 milyar TL borcu var. Bu yaklaşık 100 milyar dolar demek. Kişi başına ortalama 15.000 TL borç var. Toplam kişilerin borcunun GSYH’ya oranı yüzde 13 yani harcama yapan kişilerin borçlarının GSYH’ya oranı çok yüksek.
Aylık 1.000 TL ve daha az geliri olanların ortalama kredi borcu 13.000 TL. Bu kişiler ayda 50 TL biriktirebilseler 260 ayda bu parayı ancak çıkarabiliyorlar. Bu da 22 yıl demek. 30 yaşında bu borca giren kişi 50-60 yaş arasında bu borçtan kurtulabiliyor. 50 yaşında konut kredisi kullanan bir kişi ise belki borcunun kapandığını göremeden ölüyor.
Bin ile 2 bin lira geliri olanların kullandığı kredi miktarı 9 milyar 302 milyon lira. Kişi başına ortalama borç 12 bin 157 lira. Bu gelir diliminde kişilerin ayda 250 TL borç taksiti ödemeleri halinde borcun kapanması 4 yılda mümkün olabiliyor. Ama 750 TL ile yaşamını idame ettirmek kaydıyla. 2015 yılının üç ayında insanlar ciddi kredi kullanmışlar.
2.8 milyon kişi yeni kredi almış.
Bir normal ev almak, diyelim ki fiyatı 100.000 TL olan bir ev için konut kredisi kullanılsa vadelere göre şu borçlar çıkıyor. 60 ay vadede aylık 2.2 bin lira, 84 ayda 1.7 bin lira faiz dahil taksit ödenmesi gerekiyor.
50 bin liralık bir araç almak için kullanılacak kredi 36 ay vadede 1.8 bin lira aylık ödeme yapmak zorundasınız. 48 ay vadede bu rakam 1.5 bin lira oluyor.
Bu taksitleri ödemek için en az gelirinizin 3-4 bin lira civarında olması lazım. Dolayısıyla kişi başına düşen borç tutarı ve vadeleri dikkate alınca bunun ödenmesi hususunda bizim milletimizin sihirbaz olduğunu veya dünyanın en büyük finans dâhileri sınıfına girdiğini düşünüyorsunuz.
ŞİRKETLERİN BORÇLANMASI
Ticari faaliyette bulunan firmaların borçlanmaları işletme sermayesi için bankalardan aldıkları yatırım, işletme kredileri almakla oluyor. Bazı büyük firmalar tahvil ihraç ederek borçlanabiliyorlar.
Ama bu borçlanmalarına büyük çoğunlukla kişisel ve şirketin taşınmaz varlıklarını teminat gösteriyor. Türkiye’de toprağın büyük bölümü bankalara ipotekli.
Özel sektör borçları içinde yer alan bu borçlarda en büyük pay bankalara ait. Bankalar yurt içi ve dışı bankalar ve diğer finans kurumlarından borçlanıyorlar. Bu borçlandıklarını borç olarak dağıtıyorlar. Yabi borç zinciri oluşturuyorlar.
DEVLETİN BORÇLANMASI
Devletler diğer devletlerden Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlardan, bankalardan borçlanırlar. Bu borçlanmalar içinde en önemlisi ekonomik politikaların belirlenmesi bakımından IMF’den olan borçlanmalar.
Bugün Yunanistan’a sert çıkış yapanların başında IMF Başkanı geliyor.
Özellikle devletlerin borçlanmasında, aslında tüm borçlanmalarda faiz ödemek esastır. Faiz ödendikçe ana parayı uzun yıllar ödemezseniz de olur.
Çünkü alacaklı için faiz tahsilatının sürekliliği esastır. Ana para ödeme vadesi geldiğinde faiz düzenli ödeniyorsa vade yenilenir. Yenilenmezse dahi anaparayı ödeyecek başka bir kredi bulmak mümkündür.
Bunun için IMF ve dünyayı yöneten ülkelerin dediklerini yaptıktan sonra mesele yok. Yunanistan bir hovardalık yaptı ve başta dünya Helen uygarlığına hoşgörü gösterdi.
Ama iş o kadar raydan çıktı ki artık ana para, faiz hesabı da yapılamaz hale geldi.
Biz kendimize bakalım; annem, babam, ben, çocuklarım, firmaların, bankalarım borçlu. Hepimiz borçluyuz... Yani topraklarımız ipotek altında!