Bahçeli: ‘Görev’ adamı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yine gündemde. AKP ile ittifak kesinleşince kendine güveni arttı. İktidar ortağı havasında.
Hamleleri hep tartışıldı. Ama son hamlesi yenilir yutulur değil. Salı günü MHP Meclis grubunda öyle bir konuşma yaptı ki..!
“... Tarih yeniden canlanacak, hatıralar bir kez daha ayaklanacak, tam yüz yıl önce bıraktığımız toprakların en azından istikrara, huzura, barışa kavuşuncaya kadar emanetimizde tutulmasının hakkı doğacak, önü açılacaktır. Kaldı ki arzumuz budur, olması gereken budur” dedi.

ERDOĞAN TAKLİDİ

Bununla da yetinmedi. Erdoğan’a özendi. O da kürsülerde meramını şiirle anlatma yoluna gitti. “Ellerin yurdunda çiçek açarken, Bizim İl’e kar geliyor gardaşım/ Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? /Dar geliyor, dar geliyor gardaşım” dizelerini okuduktan sonra şöyle devam etti:
“... Mustafa Kemal’in 30 Ekim 1918’de güneyden Raco’ya taşıdığı karargâhı bir kez daha tecelli edecek, ama bu defa kolay kolay ricat (geri verme) gerçekleşmeyecektir.”

BÖLGESEL İŞBİRLİĞİNE DİNAMİT

Bu sözlerin ne anlama geldiğini, nelere yol açacağını ilkokul öğrencileri bile bilir. Bahçeli açıkça sınırların değişmesinden, Suriye topraklarını işgalden söz ediyor.
Bahçeli’nin bu açıklamaları elbette ciddiye alınmaz. Ama bu sözleri “iktidar ortağı” edasıyla söylediği için kafa karıştırıyor.
Bölgesel işbirliği yaptığımız Rusya ve İran’da Türkiye ile ilgili bazı kuşkular varken, Bahçeli’nin bu kuşkuları arttıracak açıklamalar yapması dikkat çekici.

KİM ADINA

Dün siyasi kulislerde Bahçeli’nin açıklamaları tartışıldı. Bölge ülkeleri diplomatları, Bahçeli’nin bu açıklamayı neden yaptığını anlamaya çalıştılar. Türklerle temaslarında, “Bu açıklamanın arkasında kim var?” sorusuna yanıt aradılar.
“Bölge ülkeleri ile ittifak, Barzani’nin bağımsızlık(!) hamlesini önledi. Suriye’de gelişmelerin seyrini değiştirdi. Bahçeli bölge ülkelerinin ittifakını dinamitliyor” yorumları yapılıyor.
“Bahçeli ABD adına mı hareket ediyor?” sorusu gündemde.

KRİTİK ANLARDA DEVREDE

Bahçeli konusu tartışılmaya başlanır başlanmaz örnekler peş peşe sıralanıyor:
* AB adaylık protokolünü o imzaladı.
* Türkiye’yi bölünme sürecine götürecek “ikiz sözleşmeler”i onayladı.
* Kemal Derviş’in “15 günde 15 yasasını” destekledi.
* Karen Fogg’un e maillerini açıklamayı “hırsızlık” olarak niteledi.
* ABD Türkmen şehri Telaferi bombalarken sessiz kaldı.
* 2002’de ABD’nin acelesi vardı. Ecevit hükümeti yıkılmalıydı. Ortaklarını sattı, erken seçim istedi, AKP’nin önünü açtı.
* 2007’de Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı.
* FETÖ’nün, Ergenekon, Balyoz, ... tertiplerinde karşı safta yer aldı.
* Parlamenter sistemi ortadan kaldıran fiili başkanlık sistemine destek verdi.
* ...
HERKES AYNI NOKTADA
Dün meslekte 20 yılını devirmiş bir grup gazeteci buluştuk. Geçmişi, bugünü konuştuk. Sohbet ister istemez Bahçeli’ye geldi. Farklı düşünceler olsa da genelde şu konuda görüş birliği oluştu:
“Bahçeli görev adamı.”
***
DOĞU GUTA
Şu aralar, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli, yandaş gazeteler ve yazarların ağzında sürekli Doğu Guta var.
1.Körfez Savaşında, 2003’de Irak işgali öncesinde, ...duyduğumuz yalanların benzerleri yine tedavülde.
“Esad kimyasal silah kullanıyor”, “Esad’ın hapishaneleri”, “tecavüz odaları”, “sivillerin öldürülmesi”, ... falan filan.
Suriyeli bir dostum aradı. Esad yönetimine yapılan eleştirilere sitem etti. “PKK Ankara’nın Gölbaşı ilçesine yerleşse, oradan Ankara’ya füze atsa ne yaparsınız? Şu anda Doğu Guta’da yaşanan bu” dedi.
Esad, Doğu Guta, İdlib, ... gibi yerlerde rahatlasa, Fırat’ın doğusuna PKK/PYD’nin üstüne yürüyecek. Durum bu iken birileri Esad’a saldırıyor.
İnsan ister istemez kendine şunu soruyor:
Yoksa Esad’a saldırmak, “ABD’ye selam” mesajı mı?