Bakanlar Kurulu var mı sorusuna Nasrettin Hoca’nın yanıtı
Dün, 5 Haziran 2023 günlü sayısında Aydınlık, “Anayasada kabine yok” başlığıyla çok önemli bir sorunu kamuoyunun önüne getirdi. Değerli bilim insanlarımız Prof. Dr. Birgül Ayman Güler ve Prof. Dr. Meltem Dikmen Caniklioğlu’nun konuya aydınlık getiren görüşleriyle birlikte bu satırların yazarına da yer verildi.
Açıklamamın başlarında, “Anayasada yürütme organının ismi Bakanlar Kuruludur” deniyor. Sonlarda ise, şu saptamada bulunuluyor:
“Ekonominin çok dar bir grubun eline geçmesi başka sonuç veremezdi. Böylece Türkiye’nin anayasa pratiğinden hükümet ve bakanlar kurulu kavramları kovuldu. Anayasada bakanlar kurulu yazıyor. Ama pratikte bakanlar kurulu sizlere ömür.
“Bu olay, 1980’de başlayan millî devletin tasfiyesi sürecinin en ciddî ifadesidir. Devletsizleşme de diyebiliriz. Devlet zaaf içindedir.
“Kamuoyu kabine üyelerinin adlarını konuşuyor? Oysa konuşulması gereken, Türk anayasal sisteminde hükümetin veya bakanlar kurulunun tasfiye edilmesidir; onun yerine kabine adı altında anayasa dışı bir kurumun yaratılmasıdır. Anayasada bakanlar kurulu yazıyor. Ama pratikte bakanlar kurulu sizlere ömür.”
VAR DİYEN DE HAKLI YOK DİYEN DE
Okuyucularımız haklı olarak aradılar ve konunun aydınlanmasını istediler. Soruluyor: Anayasa sistemimizde Bakanlar Kurulu var mı, yok mu? Anayasada Bakanlar Kurulu yazıyor mu, yoksa “sizlere ömür” mü?
Sorular haklı, yanıtımız ise Nasrettin Hoca gibi olacak, Bakanlar Kurulu, Anayasamızda hem var hem de yok.
21 Ocak 2017 günü 6771 sayılı Kanunla Mecliste kabul edilen ve 16 Nisan 2017 günü Halk Oylamasıyla onaylanan değişiklik sonucu sistemi bozuk bir anayasa ortaya çıktı. Bozukluklar, Yürütme başlıklı İkinci Bölümün ilk başlığında başlıyor. “1. Cumhurbaşkanı” diye adlandırılan bu bölümün başlığı Arap rakamlarıyla 1 değil, Roma rakamlarıyla I olması gerekiyor. Anayasayı Anayasa birikimi olmayanlar yazınca ve parmak kaldırınca böyle olabiliyor.
DEVLET CİDDİYETİ ARANIYOR
Bize sorulan sorunun yanıtı II. Başlıkta. Başlığın numarası bu kez Romen rakamıyla doğru konmuş: “II. Bakanlar Kurulu”. Anayasayı okuduğumuz zaman, Yürütme organını düzenleyen İkinci Bölümün II. Başlığında Bakanlar Kurulu var. Bakanlar Kurulu’nu düzenleyen 109-115. Maddeler kaldırılmış, fakat “Bakanlar Kurulu” başlığı kaldırılmamış veya unutulmuş! Anayasa koyucu bölüm başlığını kaldırmadı mı yoksa kaldırmayı unuttu mu gibi devlet kuruculuğunun ciddiyeti içinde yanıtı bulunmayan bir soruyla karşı karşıyayız.
Allahtan imdadımıza Nasrettin Hoca yetişiyor. Hikâyeyi biliyorsunuz.
Biz de sorunun Anayasa mirasımız ve Anayasa yazınımız içinde bulamadığımız yanıtını Nasrettin Hoca birikimimize başvurarak veriyoruz.
Bakanlar Kurulu, Anayasanın Yürütme Organını düzenleyen İkinci Bölümün II. Başlığında aynen duruyor. Ancak Anayasa pratiğimize baktığımız zaman, Bakanlar Kurulunun esamesi okunmuyor.
BAKANLARIN OLUŞTURDUĞU KURULUN ANAYASADAKİ ADI NEDİR
Bu durumda yeni bir soru çıkıyor: Bakanların oluşturduğu kurulun Anayasa sistemimizdeki adı nedir?
Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere siyaset adamlarımızın, basınımızın ve kamuoyunun dilinde kabine aşağı kabine yukarı. Resmî açıklamalar ve haber başlıkları şöyle: “Kabine kuruldu”, “Kabine toplandı.” vb.
Kurulan şirket midir, yoksa anılan kahve toplantısı mıdır? Bu soru yerindedir, çünkü Anayasada Yürütme organını düzenleyen bölümde “kabine” diye bir kavram yok. Kabine Anayasada yok, ama dillerden düşmüyor.
TÖRELİ MİRASININ REDDİ
İki yüz yıllık bir Anayasa geleneği, binlerce yıllık töresi olan Türk devletinin tarihinde böyle bir duruma rastlanmıyor.
Orhon Yazıtları, 8. Yüzyılda taşlara oyulmuş.
Farabî, Mabâdi Arâ- Ahl-al Madina al Fadıla adlı erdemlilerin devleti ve toplumu üzerine eserini 910-912 yıllarında yazmış.
Karahanlı Devletinin büyük devlet adamı Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’i 1069-1070 yıllarında kaleme almış.
Selçuklunun büyük veziri Nizamülmülk, Siyasetname’yi 1092 yılında tamamlamış.
Hiungnu Kağanı Mete diye bildiğimiz Modu’dan Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Süleyman’a kadar bütün hakanlar kanunlarıyla anılıyor, böyle bir hukuk mirasına sahibiz.
Türk kavramının Törük’ten yani Töreli kökünden geldiği görüşü yerindedir ve Türk devlet gerçeğinin bir ifadesidir.
MİLLÎ DEVLETİ TASFİYE SÜRECİNİN SONUÇLARI
Kabine kavramının yasadışı bir yoldan gelip Türkiye’nin devlet pratiğine oturması, ciddiye alınması gereken bir olaydır.
1980 yılından bu yana yaşadığımız millî devleti tasfiye ya da devletsizleşme denen sürecin vardığı aşamayı tartışıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölücü terör örgütünün kurduğu partiyi kapatmaktan aciz ise ve hatta terör örgütüne 540 milyon Türk Lirasını hazineden ödüyorsa, yürütme organının adı da yeraltından gelir Anayasa pratiğimizin başına oturur.
Kendisini korumakta tereddütlü bir devletin yürütme organının adı, hükümet olamayınca, ona Amerikanca bir ad bulunur.
KİTAP
Doğu Perinçek, Türkiye’nin Anayasa Birikimi