Bakanlık yoksa, hizmet de yok

Türkiye 30 Mart 2007 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesini imzalamıştır. 28 Eylül 2009 tarihinde onay belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne tevdi edilmiş ve sözleşme Türkiye bakımından, 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmede bulunan bazı maddeleri tekrar hatırlatmak istiyorum.
Bu Sözleşme'nin amacı, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmektir. Engelli kavramı diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir.
Tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu kabul eder ve engellilerin bu haktan eksiksiz yararlanabilmeleri ve topluma tam katılımlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri etkin bir şekilde alır. Bu çerçevede aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir: (a) Engelliler diğer bireylerle eşit koşullar altında ikametgahlarını, nerede ve kiminle yaşayacaklarını seçme hakkına sahiptirler. Özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar; (b) Engellilerin kişisel destek dahil olmak üzere toplum içinde yaşamak ve topluma dahil olmak için ihtiyaç duydukları konut içi, kurum içi ve diğer toplumsal destek hizmetlerine erişimleri sağlanmalı ve engellilerin toplumdan tecridi ve ayrı tutulması önlenmelidir;

EVDE HAPSEDİLENLER

Birleşmiş Milletler ile imzalanmış olan 50 maddelik sözleşmede bulunan ve yukarıdaki yazılı olan bazı maddelerin sonucunda Türkiye olarak 20 yıla yakın engelli bireyler maalesef çoğu maddelerden faydalanamamıştır. Son yıllarda ve 2024 yılı itibariyle engelli bireyler ve aileleri emeklilerin almış olduğu 10 bin liranın altında olan engelli maaşları ile ölüm kalım mücadelesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bununla birlikte çözülmeyen erişebilirlik sorunu yüzünden evlerinde hapis hayatı geçirmektedirler.

SORUYA CEVAP YOK

T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı altında bulunan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ne 2024 Yılı itibariyle bedensel, işitme, görme, zihinsel ve otizmli bireylerin sayısının ne kadar olduklarını sordum. Tarafıma bu şekilde bir cevap geldi.
“Sayın İlgili,Engelliliğin tanımlanması ve engelli bireylerin sağlık kurulu raporlarına ilişkin iş ve işlemler”, “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (ÇÖZGER) ve “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (ESKR) kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından yürütüldüğünden Sağlık Bakanlığının cevaplamasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Bilginize sunulur.
Bu yazıya istinaden 28 Mart 2024 Sağlık Bakanlığına aynı soruyu sordum. Bugüne kadar bir cevap gelmemiş durumda… Cevap geldiğinde siz okuyucularımız ile bilgileri paylaşacağım.
Biz engelliler yıllardır Engelliler Bakanlığı’nın kurulmasını bekliyor ve talep ediyoruz. Bu isteğimizin sebebi ve sonuçlarını daha önceki yazılarımızda anlatmaya çalıştık. Yıllar önce bu konuya benzeyen yaşanmış ve çözüme ulaşmış olan bir başka örnek ile hatırlatma yapmak isterim.
1997 yılında Türkiye Özürlüler Federasyonu’nun adı, Türkiye Engelliler Spor Federasyonu (TESF) olarak değiştirildi. 2000 yılında ise Türkiye Engelliler Spor Federasyonu dağıldı ve dört ayrı federasyon oluştu. Tek bir federasyon altında olmasının yanlış olduğunu defalarca örnekleri ile Bakanlığa, Kurumlara ve İdari birimlere rahmetli Yavuz Kocaömer tarafından çok defa anlatıldı. İlerleyen süreçte Federasyonlar şu şekilde ortaya çıkmış oldu, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, İşitme Engelliler Spor Federasyonu, Görme Engelliler Spor Federasyonu ve Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu oluştu.
Engelli Spor Federasyonlarının ayrılmasının başlıca faydaları şunlar oldu. Engeline göre spor ihtiyaçlarının belirlenmesi. Klasifikasyonda (sınıflandırma) engeline göre puanlama yapılması. Bu yönde verilerin (sporcu sınıfları) doğru tutulmasıyla hakemlerin oyunlarda engelli sporcuların ayrılmış olan sınıflarda, doğru yönetilmesi ile sonuçlarda haksız rekabetin ortadan kalkması sağlandı. O dönemler de bunlar gibi birçok iç içe girmiş olan karmaşık sorunların, ayrılıp toparlanması sayesinde engelli sporu belli bir düzene girmiş oldu.

BAKANLIK YÖNETİM ŞEMASI

Yalın olarak anlatmak gerekirse Engelli Bakanlığı ’nın önemi;
Engelli gruplarının her birine özgü sorunlarının olması, bireysel olarak ihtiyaç ve gereksinimlerinden kaynaklı Engelliler Bakanlığının yönetim şeması altında 4’e 5’e veya belki de 6 kısma ayrılmış daire başkanlıkları olmalıdır. Böylece engelli bireylerin engeline göre ihtiyacının en doğru şekilde tespit edilmesi sağlanmış ve bu sayede en hızlı biçimde çözüme ulaşması amaçlanmalıdır. Bununla birlikte kurulan Engelliler Bakanlığı’na kamu da atama bekleyen binlerce engelli memurun da ataması gerçekleştirilmiş olacak. Tabiî ki Bakanlık çalışanlarının yüzde 50’si de sanırım engelli bireylerden oluşacaktır diye düşünüyorum.

MİLLETVEKİLLERİMİZ ARTIK NEYİ BEKLİYOR

Yıllardır TBMM kürsüsünden Engelliler Bakanlığının Kurulması ile ilgili sunumlar ve bilgilendirmeler yaptılar. Fakat bu konu sadece sözde kaldı ve hiçbir ilerleme olmadı.
Cumhurbaşkanımızdan ve 2024 de toplam sayısı 594 olan milletvekillerimiz ile özellikle TBMM’de biz engellileri temsil eden vekillerimizden bir an önce Engelliler Bakanlığın kurulması için harekete geçmelerini beklemekteyiz.