Balbay ve dört mektup

Hayat tesadüfleri sever. Bazen de tesadüflerle bize bir şeyler anlatmak ister.

Hem akıl hem de gönül gözüyle bakıp tesadüf sandığımız şeyin içindeki gerçeği süzmemizi.

Haftanın ilk günü öyle oldu. Mustafa Balbay'ın tahliyesine sevinirken çaldı telefon. Baktım, arayan kültür-sanat sayfalarımızın sorumlusu sevgili Ece Kırbaş.

"Gazetede sizi bekleyen üç mektup ve bir kitap var" diyor. "Bugün ulaştırmam lazım."

Sesinden anlıyorum durumun ciddiyetini. Aydınlık'ta yeniyim ya, gelen mektup ve yayınları nasıl alacağımı ancak keşfetmişim. Gecikmeler bu yüzden, günahı boynuma.

Zarfa bakınca gerçeği görüyorum. Mektuplar Silivri'den geliyor. Demir parmaklıkların ardından...

Hele imzaları görünce artıyor mahcubiyet: Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek...

Doğu Perinçek "Bilimsel Sosyalizm ve Bilim" adlı eserini yollamış. İlk sayfaya yazdıkları mektup zarafetinde."Gül ile gülün tartıldığı bir dünya özlemini paylaşmalı."

Belli ki bu bir "Aydınlık'a hoş geldin" hediyesi. Diğer mektuplar da öyle.

Gazetede yazmaya başladığım Eylül'de postaya verilmiş ama ulaşmak için sanki Mustafa Balbay'ın tahliye gününü beklemişler.

Hikmet Çiçek "Önceki gazetenin ilavesini okuyarak başlamak gibi bir alışkanlık edinmiştim, senin yazılar için" diyor. "Neyse ki artık bitti. Aydınlık'a hoş geldin. Güzellik, sıcaklık, içtenlik getirdin."

Gözümün önünde Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Hanım'a sarılmış fotoğrafı. İkisi de gözlerini kapatmış gülümsüyor. Yüzlerinde hem sevinç hem keder.

Mektubunda "Böyle tuhaf dönemlerde onurlu seçimlerin bedeli çoğu zaman ağır olabilir" diyor Deniz Yıldırım.

"Ancak inatla direnenlerin yazacağı tarih muhteşem olur. Tıpkı yazdıkların gibi. Aydınlık'a hoş geldin, sefa getirdin."

Mustafa Balbay da özgürlüğe hoş gelmiş, sefa getirmiş. Annesi erkenden kalkmış, oğluna haşhaşlı börek yapmış.

Tuncay Özkan "Umuda, aydınlığa, sevince katkıların için seni kutluyorum" yazmış mektubunda.

"Karanlıktan sonra gelecek olan ve ilk ışıkları görülen güzel günlerde buluşmayı diliyorum."

İnci gibi el yazılarıyla yazılmış mektuplar... Ne değerli beyinlerden çıktığını elin Japon'una göstersen bir bakışta anlar.

Eylül'de yola çıkan ama varmak için Mustafa Balbay'ın tahliye gününe kadar, sabırla bekleyen mektuplar...

Böylece aynı zamanda hayatın mesajını da getiren mektuplar...

Hep beraber "Biz içeride sıkı duruyoruz, siz de dışarıda sıkı durun" diyorlar adeta. "Güzel günler göreceğiz."