Balkanizasyon

Bazı siyasilerle numaralı Cumhuriyetçiler Anayasamızdaki “Türk” adı çıksın diyorlar. Bizim anayasamızda yer alan “Türk” adı bir ırkın adı değildir. Misakı Milli sınırları ile çevrilmiş Türk vatanı üzerinde yaşayan insanları tasada, kıvançta, ülküde birleştiren bir kavramdır.

Irk temeline dayanmayan bu Türklük, başkalarını küçümseyen,hodbin bir ırk anlayışı da değildir.

Böyle de olamazdı zira; hangi dil ya da etnik gruptan olursa olsun, tarihin her döneminde bu coğrafya da yaşayan insanlar bir arada yaşamışlardı. Ortak bir kültürleri ve dilleri vardı. İşte Türk ulusu bu nitelikler nedeniyle oluşmuştu. Türk ulusunu yaratmak gibi, bir ulusun oluşumunu sağlayan kökler, tarihin derinliklerinde saklıdır.

Bu nedenle Anayasadaki Türk adını çıkartırsan, bu coğrafyada yaşayan insanları, Türk, Kürt, Arnavut, Çerkeş, Boşnak, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi diye ayırırsın, bu da 90 yıllık Türkiye Cumhuriyetini, bölüp, parçalayıp, hükmetmeyi kendisine hedef koyan emperyalizme hizmet etmek olur.

Aynen Yugoslavya’da yakın tarihte yaşandığı gibi, bir büyük Yugoslavya’nın yerine küçük küçük devletçikler ortaya çıkması gibi, bunları yönetmek emperyalistler açısından da artık çok kolaydır.Bu nedenledir ki, içerdeki maşaları aracılığı ile bunu teşvik ediyorlar.

Yugoslavya’daki bu bölünmenin asıl sebebi bir ulus yaratılamamış olmasıdır. İnsanları, toplumları etnik kökenlerine göre bölerseniz, onları bir arada tutan, tutabilen lider öldüğü zaman bölünme kaçınılmaz olur. Emperyalistlerde bunu isterler.

Anayasamızdan “Türk” lük çıksın diyenler ya cahildirler ya da haindirler.

Tito eğer Yugoslavya’da birliği sağlayıp Yugoslavya’yı kurarken ve kurduktan sonra bir ulus yaratabilseydi bugün Yugoslavya’dan bir çok küçük devletçik çıkmazdı.

Böl, parçala, hükmet yani günümüz değimiyle Balkanizasyon ulus devletleri yıkarken etnikcilik ve mezhepcilik yaparak faşist bir zhniyetin ürünü olduğunu kanıtlamıştır.

Türkiye de etnik ayrımcılık yapanlar bilerek ya da bilmeyerek, faşizme hizmet etmektedirler. Türkiye hem bir Balkan devleti ve hem de bir orta doğu ülkesi olarak yani coğrafi konumu itibariyle emperyalistlerin iştahını kabartan bir ülkedir.

Bu nedenle emperyalistler Türkiye’nin bölünmesi için bütün hainlerle işbirliği yaparlar. Yani Henry Kissinger’in söylemiyle kendi ülkelerindeki hainlerini öldürürken, bizim gibi ülkemizdeki hainlerin de sırtını sıvazlarlar.

Nitekim 1922 de dönemin Amerikan Başkanı Wilson, “Amerikan kapitalizminin hedefi zayıf ülkelerin ham maddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır” demiştir. Nitekim Vietnam’dan sonra ABD’nin yurt dışındaki ikinci büyük üssü olan Bondsteel Kampı’nın Kosova’nın başkenti Priştine yolu üzerinde kurulmuş olmasının Yugoslavya’nın bölünmesindeki amacı net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Türkiye tam da Başkan Wilson’un tarif ettiği bir Balkan ülkesi olarak Asya petrol ve doğal gaz nakil hatlarının üstündedir,aynı zamanda da bir orta doğu ülkesi olarak da bu kıymetli madenlerin en büyük rezervlerinin olduğu bölgededir.

Bugün emperyalistler, Türkiye üzerine oynamak istedikleri oyun ile, bunun için de ülke içindeki maşalarını kullanarak, Türkiye’nin bölünmesini ve bu coğrafyada en az beş güçsüz devletçiğin kurulmasını hedefliyorlar ki, diledikleri gibi oynayabilsinler.

Yani emperyalistlerin hedefi, yerli işbirlikçileri ile birlikte Türkiye’de Balkanizasyondur.

Erdem Erem isimli genç bir hukukçu “Balkanizasyon, Çözülme ve Matruşka Devletler” isimli bir kitap yazmış. Bu araştırmayı yazmak içinde bölgeyi dolaşmıştır. Bana göre herkesin ve özelliklede bilgisizliklerinden dolayı anayasadan Türk kelimesi çıkarılsın diyen, belli gruplara sempatik görünmek çabasındaki siyasetçiler okusunlar da bilgisizlikten neye hizmet ettiklerini anlasınlar.