Barzani’nin Biden’a mektubu: Çöküyoruz

Irak’ın kuzeyindeki yönetimin başbakanlık koltuğunda oturan Mesrur Barzani, ABD Başkanı Joe Biden’a mektup yollamış. Irak ve Suriye’deki ayrılıkçı gruplarla “derin” bağları bulunan Amberin Zaman’dan öğreniyoruz. 3 Eylül 2023 tarihli mektupta, “Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı” sıfatını taşıyan Mesrur Barzani, “2003 yılında sizin ihsanınızla kurulan sistem çöküyor” diye feryad ediyor. Barzani, Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Yönetim’in ise ortadan kalkabileceğini belirtiyor ve ABD’yi duruma müdahale etmeye çağırıyor. (Al Monitor, 12 Eylül 2023)

BÜTÇE TAHSİSİ, PETROL SATIŞI…

Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani, 2019’da mevcut görevine geldi. Daha önce bu görevi yürüten amcasının oğlu Neçirvan ise, Bölgesel Yönetim başkanlığına tırmandı. Mesrur Barzani’nin, ABD’yi yardıma çağırmasının nedeni, Bölgesel Yönetim’in adeta bir bağımsız devletmiş gibi davranma pervasızlığına Irak Hükümeti’nin giderek daha fazla engel olması. Güncel plandaki tartışmanın merkezinde, Irak devletinin Bölgesel Yönetim’in kendi başına petrol satışına izin vermemesi ve Bağdat’ın kuzeye tahsis edilen bütçede yaptığı kısıtlamalar var.

Irak hükümeti, Bölgesel Yönetim’in Kerkük-Ceyhan boru hattını kullanarak petrol ihraç etmesine izin verdiği, böylece iki ülke arasındaki petrol sevkiyat anlaşmasını ihlal ettiği iddiasıyla Türkiye aleyhine 2014 yılında açtığı tahkim davasını kazandı. Türkiye, ardından, Irak hükümetinin talebi üzerine Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapatmıştı. Barzani bölgesinin Bağdat’tan bağımsız hareket etmesi imkanı veren en önemli gelir kalemi böylece sıkıntıya girdi. Geçmiş yıllarda Türkiye, Bağdat’tan bağımsız olarak Barzani bölgesinin petrol satışına imkan tanımıştı.

Arka plan biraz daha karışık. Barzani yönetimi için, Bağdat ile anlaşmazlığın yanı sıra Türkiye ve İran’ın beklenti ve istekleri, PKK ile çatışma içine girmesi, KYB ile rekabet ve bölgedeki diğer siyasal grupların hoşnutsuzlukları gibi birden fazla etkenin yarattığı olumsuz bir durum söz konusu.

ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI

Temelleri 1991 yılındaki ABD’nin Irak harekatı ile atılan, 2003’teki Amerikan işgalinden sonra resmen Bağdat’tan koparılan kuzeydeki kukla yönetimin baş aşağı gidişi aslında 2017’deki bağımsızlık referandumu girişiminden sonra başladı. Irak’ın kuzeyindeki kukla yönetim, 30 yıl boyunca denetim altında tuttuğu alanları adım adım genişletmiş ve Bağdat’tan bağımsız petrol satışı yapmaya başlamıştı. Barzani yönetimi, 2014 yılında, CIA imalatı IŞİD’in Musul’u işgalinin yarattığı fırsatla, ABD’nin desteğiyle Kerkük’ü de kontrol altına almıştı. Ancak işler, 2017 yılındaki referandum girişiminin ardından değişti. 1996’dan beri bu bölgelere operasyon düzenleyemeyen Irak Ordusu, Ekim 2017’de Türkiye sınırındaki Habur sınır kapısına kadar geldi. Kerkük’ün dahil olduğu çok geniş bir bölge, 48 saat içinde Irak Ordusu’nun denetimine girdi.

TÜRKİYE KUZEYDEN, İRAN DOĞUDAN

Bağımsızlık referandum girişimini, Türkiye, Irak ve İran birlikte önlemişti. Bu tarihten sonra Türkiye ve İran hem Bağdat’taki Hükümet ile ilişkileri derinleştirdi hem de Barzani yönetimi üzerinde etki uyguladı. Amaç, CIA ve MOSSAD’ın bölge ülkelerine karşı bir üs haline getirdiği kuzeydeki yönetimin kontrolündeki bölgelerde Irak devletinin hakimiyet kurmasını sağlamaktı. Zira bölge, 1991 yılından sonra uyuşturucu, petrol, silah ve insan kaçakçılığı faaliyetlerinin yürütüldüğü, böylece terör örgütlerinin kuluçka merkezi olarak işlev gören bir istikrarsızlık karargâhı haline getirilmişti.

Mart 2018’de Irak’ın kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kararlılık harekatı arkasından Pençe harekatları serisiyle PKK güneye doğru süpürülmeye başlandı. Aynı dönemde İran da kendi sınır bölgesinde operasyonlara başladı, Erbil’e uzanan hava harekatları düzenledi. Son olarak Mart ayında Irak ile güvenlik anlaşması yapan Tahran, Bağdat’tan İran’a karşı yıkıcı faaliyet yürüten ayrılıkçı örgütlerin silahsızlandırılmasını ve kamplarının boşaltılmasını istedi.

İran, son dönemde CIA ve MOSSAD’ın yeniden palazlandırmaya çalıştığı, Irak’ın kuzeyinde üslenen İran KDP’sine Komala’ya ve PEJAK’a karşı operasyonlar düzenlerken, Türkiye de Suriye’nin kuzeyinden başlayarak Irak’ın iç bölgelerine kadar harekat alanını genişletti. Bu süreç o dönemden beri devam ediyor.
Barzani’nin mektubu ve arka planındaki gelişmeler, aslında Irak’ın kuzeyinde silah zoruyla oluşturulan kukla yapının ne kadar zayıf temeller üzerinde durduğunu ortaya koyuyor. Özellikle son 35 yıllık Irak’taki ayrılıkçılık pratiğinin önemli bir dersi de şudur: ABD ve İsrail’in ipine sarılıp emperyalizmin bölge devletlerini bölme faaliyetinde rol üstlenerek devlet kurmak ham hayaldir ve yalnızca bölgenin diğer halklarının değil en başta Kürt halkının menfaatlerine zarar verir.