Barzani'nin hazin sonu

Barzani, “Amerikalıların onu hayal kırıklığına uğrattığını” söyledi. Sadece Amerika mı? Bence en büyük hayal kırıklığını İsrail yaşatmıştır Barzani’ye. Ama Barzaniler alışıktılar kazık yemeye. İşin garibi kazık yemeye de doymuyorlar, birlikte yaşadıkları halklara ve yaşadıkları devlete ihanet etmeye de. İnsanda biraz onur olur. Daha önce babanı kazıklamış, Irak’tan tavizi alınca, sizi cıs cıbıldak ortada bırakmış Amerika’ya nasıl güvenerek hareket edebiliyorsun. Tarihten ders almayanların sonu böyle olur.

Daha önce yazdık. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu. Dünyada bir örneği olmayan, devletimsi bir yapı ile yetinmeyen Barzani, bırakın bağımsızlık elde etmek, başkanlık koltuğunu bile kaybetti. Ordusu, bayrağı, parlamentosu, hükümeti, gümrük kapıları olan ve dış ilişkiler kurabilen yani dışişleri bakanı olan bir özerklik. Bunun böyle gitmeyeceği belliydi. Ya özerklik normal koşullara çekilecekti, ya da Irak bölünecekti. Ama Amerika ve İsrail’e dayanarak onların vereceği destekle bağımsızlık ilan edebileceğini düşünenlerin hesabı yanlış çıktı. Yeni bir dünya kuruluyor. Ve bu dünya artık Amerikan emperyalizminin egemen ve tek belirleyici olduğu bir dünya değildir. Dünya artık çok kutupludur. Hem de bölge ülkeleri ortak tehdide karşı birleşerek bölücülüğe izin vermeyeceklerini gösterdiler. Bu basit hesapları yapamayan bir liderliğin değil bağımsız bir ülkeyi, özerk bir bölgeyi bile yönetme kapasitesinin olmadığı görülmüştür. Politika ciddi bir iştir ve büyük birikim ister. Hiçbir devlet aklı, bilinci ve birikimi olmayanların hazin sonu budur.

Vatan kavramı olmayanların devlet kurma birikimlerinin de olmadığı bir kere daha anlaşılmıştır. 25 yılı aşkın bir süreye rağmen hala bir ortak askeri bir güç bile oluşturamadılar. Hala Irak’ın kuzeyinin bir kısmına Talabani, bir kısmına da Barzani hâkim. Şuna herkes emin olsun. Eğer bölge ülkeleri ve Irak bu referandumu kabul etseydi. Çok kısa bir sürede Irak’ın kuzeyinde iç savaş başlardı. Barzani diğer siyasi güçlere boyun eğdirmek ve yasadışı başkanlığını sürdürebilmek için iç savaşa başvururdu.

Referandumun yok sayılması, Kerkük’ün kurtarılması, Kürtlerin de hayrına olmuştur. Yoksa çok büyük bir iç savaşa sahne olacaktı Irak’ın kuzeyi. Şimdi görev, Bölgesel Kürt Yönetimini normal özerklik koşullarına dönüştürmek ve Irak merkezi yönetimini güçlendirmektir. Artık Kürtler, Irak’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde, ekonomik refah, huzur ve güvenlik içinde yaşamanın planlarını yapmalıdır. Bölücülük, yabancıların aleti olmak hiçbir topluma hayır getirmemiştir. Tarih iyi okunduğunda bu konuda büyük derslerle doludur. Bölgesel yönetimin başbakanı Neçirvan Barzani Türkiye ve İran’a gitmek istediğini açıklıyor. Ben Dışişleri bakanlığının yerinde olsam Türkiye’ye gelmek isteyen Neçirvan Barzani’ye şunu derdim. Önce git Bağdat ile anlaş, sorunları çöz, öyle bize gel. Ya da yerel yönetimler bizim muhatabımız olamaz. Bizim muhatabımız merkezi Irak yönetimidir. Irak merkezi hükümetinin oluşturacağı bir heyette yer alabilirsiniz dese bölgenin barışına büyük bir katkıda bulunmuş olurdu. Bu kadar büyük hatalar yapmış bir liderliği hiçbir şey olmamış gibi misafir etmek ve muhatap almak çok büyük bir yanlış olur. Ve Türkiye kamuoyu bunu asla kabullenmez.

Bölgesel Yönetimin referandum kararından Türkiye’de bazı dersler çıkarmalı ve tutumunu bu derslere göre şekillendirmelidir. Şimdiki dış politikayı konjonktürel bir politika olarak düşünmemeli, dış politikasının temeli yapmalıdır. Nedir bu dış politik ilkeler

Komşu ülkelerle dostluk ve işbirliği esastır.

Komşularımızın iç işlerine karışmamak, komşularımızdaki çatışmalarda merkezi hükümet ile iş tutmak esastır.

Ortak tehditlere ve sorunlara karşı birlikte hareket etmenin olanaklarını yaratmak ve bölge barışı için çalışmak.

Büyük devletlerin ve batılı emperyalist ülkelerin çıkarlarına alet olmamak ve projelerinde görev almamak.

Bunları yaptığımız zaman bölgede birçok sorunun daha oluşmadan ortadan kalktığını, sorunlar patlak verdiğinde de çözümün daha az maliyetle çözülebildiğini görürüz. Türkiye büyük bir devlettir. Bir Cumhuriyet ve Atatürk Devrimi yaşamıştır. Bunun bilinciyle hareket ettiği zaman Batı Asya’da ağırlığının ne kadar arttığını görecektir.