Başbakan, vatan sevgisini yanlış organda arıyor...
Başbakan hazretleri buyurdu:
“Doğum yapmak vatani görev!”
Demek ki neymiş?
Kadının iyi bir vatansever olabilmesi için okumasına, çalışmasına, üretmesine, katma değer yaratmasına...
Kısacası kafa patlatmasına, dirsek çürütmesine, ömür törpülemesine gerek yokmuş...
Beyni olmayan diğer canlılar gibi “doğurması, üremesi” yeterliymiş!
***
İyi de “doğurmayan” kadınlar vatan haini mi?
Asacak mıyız hepsini?
Ya da Malta’ya sürgüne mi göndereceğiz?
***
Bir de “doğurma yaşını geçenler” var... Onlar ne olacak peki? Hepsini emekli edip doğurdukları çocuk sayısına göre “emekli vatansever maaşı” mı bağlayacağız?
***
Ve elbette, “doğuramayanlar...”
Bedenleri doğuma izin vermeyenler...
Onlar ne olacak?
“Malulen emekli vatansever” mi?
***
Adam yatak odasına geçer; eşi, kendisini iç gıcıklayıcı yatak kıyafetleriyle beklemektedir.
Kadının gözleri şimşek şimşektir!
Usulca erkeğine doğru yürür ve pijamasının yakasından tuttuğu gibi yatağa iter... Tüm amacı “vatani görevini” yerine getirmektir!
Adam şaşırmıştır, “Ne oluyor hayatım?” diye mırıldanır...
Kadın adamı “çocuk yapma eylemi”ne hazırlamakla meşguldur. Dudaklarını adamın kulağına yapıştırır ve kararlı bir sesle slogan atmaya başlar:
“Va-tan... Sa-na.. Ca-nım... Fe-da!”
***
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” elbette... Adam, hemen havaya girer ve vatanseverlikte kadından aşağı olmadığını gösterir:
“Her şey va-tan i-çin! Her şey va-tan i-çin!”
***
Okuyan, hayatın her alanında erkeklerle omuz omuz çalışan, üreten, ülkesi için kaygılanan, hayatlarını aydınlanma ve kalkınma mücadelesine adayan kadınlar...
İstediğiniz kadar çabalayın; nafile!
Başbakan’ın kriterlerine göre asla “vatani görevinizi” yerine getirmiş olmuyorsunuz...
Ona göre en vatansever kadın, okuma yazma bilmese de...
Hayatı boyunca sadece “tüketen” olsa da...
Koca dayağından geberse de...
Vatani görevini yerine getirip 5-6-7-8-9... Hatta 10-11 çocuk doğurup posa gibi bir kenara itilen kadın!
***
Ahmet Bey...
“Sizden önceki”nin yolundan gitmeye çabaladıkça ne kadar kabalaştığınızın farkında mısınız?
Elinizi, dilinizi, beyninizi, gözünüzü bu ülkenin asil kadınlarının bedenlerinden çekin...
Biz size vücutlarımızı değil, ülkemizi yönetmeniz için görev verdik...
Ayrıca... Bizim kadınımız bu vatanı üreme organlarıyla değil; beyinleriyle, yürekleriyle sever.
Haddinizi bilin!
154.5 MİLYAR $
Küresel Finansal Dürüstlük Örgütü (GFI), Gelişen Ülkelerden Yasadışı Sermaye Akışı konulu bir rapor hazırlamış.
Buna göre Türkiye kara para akışında 149 ülke arasında 12’nciliğe yükselmiş...
Türkiye’den çıkan kara para, AKP’nin iktidar olduğu yılların başında, yani 2004’te 9,6 milyar dolarken, 17-25 Aralık yolsuzluk olaylarının patladığı 2013’te tam 26,4 milyar dolara ulaşmış...
2004-2013 yılları arasındaki on yılda yurt dışına giden kara paranın toplamı ise 154,5 milyar doları bulmuş...
***
Gördüğünüz gibi kara paranın miktarı, neredeyse kuruşu kuruşuna tespit edilebiliyor... O zaman bu paraların kimlere ait olduğunu saptamak da çok zor olmasa gerek...
Bir de bu açıklansa da şu dünya artık tersine dönse!
GÜNÜN İSYANI!
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Suudi Arabistan dönüşünde “yeni operasyonların olabileceğine” yönelik açıklamasının ardından gözler Yüksekova’ya çevrilmiş... Güvenlik güçleri de yeni operasyon bölgesinin Yüksekova olduğunu doğrulamış. Sorum ortaya:
Operasyon yapılacak bölgenin açıklanması, PKK’dan başka kimin işine yarar ki?
‘Alicanlar’a nasihat...
Güneydoğu’dan her gün şehit cenazeleri gelirken, sonradan görme jet (!) sosyetenin alemleri hız kesmeden sürüyor.
Son yılların yıldızı en çok parlayan müteahhidi Ali Ağaoğlu’nun büyük oğlu Alican bir partiye katılmış; önce dansözlerle göbek atmış, sonra da padişah kavuğuyla kameralara poz vermiş...
Alican tek değil elbette...
Bütün zengin çocukları, onun gibi yaşıyor...
Eğlenecekler elbette... Para onlarda, gençlik onlarda... Görgüsüzlük onlarda!
İyi de en azından fotoğraf çektirmeyin be insafsızlar!
Gözü yaşlı şehit yakınlarına ayıp oluyor!
156+233!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Gökhan Altınok’ta... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Duydum ki parti kuruyormuşsunuz... Bu yönde çabalarınız varmış. Adını ‘Huber Partisi’ koyun. Pek yakışır!”
GÜNÜN SORUSU
AKP Milletvekili Mehmet Metiner , Star gazetesindeki dünkü yazısında, Başbakan Davutoğlu’nun bugünkü Mardin gezisinde çözüm sürecini yeniden başlatacağını açıklamış... İsyanım, terörle mücadeleden vazgeçip bir kez daha pazarlık masasına oturmaya kalkışacak herkese:
Yazıklar olsun!