Başkan Xi’nin koronavirüs başarısı

3 Şubat 2020 tarihli Aydınlık’ta “Virüs salgınına karşı en güvenli ülke Çin!” başlıklı yazım yayınlandı. Kendini Batı uygarlığını cilalamaya vakfetmiş büyük düşünürümüz Ertuğrul Özkök 8 Şubat günlü Hürriyet’te, yazımı “Perinçek’in Çinciliği işte böyle depreşti!” diyerek sözüm ona dalgaya aldı.

Sisin dağılmasına bir ay yetti! Gerçek ortaya çıktı. Çin, aldığı olağanüstü önlemlerle Korona Virüs salgınını durdurdu. Salgının merkezi Wuhan şehri hariç, ülke normal hayatına dönmüş durumda. “Gelişmiş Batı ülkesi” İtalya ise gerekli önlemleri almadığı için hastalık yayıldıktan sonra bütün ülkeyi karantinaya almak zorunda kaldı. Avrupa’yı panik sardı, İtalya’dan sonra İspanya ve Almanya’da da salgın hızlandı. Avrupa ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’dan ölüm haberleri hızla artıyor. Halk devletin ilgisizliğinden şikayetçi. Her saat başı yeni sert önlemler açıklanıyor. Trump, Avrupa’ya kapılarını kapattı. AB Komisyonu sorumluluk almaktan kaçınıyor. Batı yönetimleri çatırdıyor.

Şu sıralar Çin sosyal medyasında en çok paylaşılan hikaye de bu duruma dair: “Hong Kong’lu zengin bir aile, iki hafta önce virüs salgınından korunmak için çocuklarını Avrupa’ya yollamışlar. Şimdiyse can telaş çocuklarını Çin’e getirmişler.”

Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da 10 Mart’ta Cenevre’deki basın toplantısında söylüyor: “Şu anda korona virüs salgınına karşı en güvenli ülke Çin!”

ÇİN’İN YENİ ÜSTÜNLÜĞÜ

Çin salgın hastalıklarla mücadele tarihi en zengin ülkelerden. Merkezi imparatorluk geleneği, felaketlerle topyekün mücadele alışkanlığı kazandırmış. Kamu ağırlıklı bir yönetim aygıtı var. Bunların hepsi Çin’in virüs salgınıyla mücadelede sayılması gereken üstünlükler. Ancak artık bir fazlası var: Halkçı yönetim ve halkçı bir başkan!

Çin, 2003’te SARS (Şiddetli Akut Solunum Sendromu) salgınıyla mücadele etti. SARS salgını Doğu ve Güney Asya ile Kuzey Amerika’daki 13 ülkeye yayılmıştı. 349 kişinin öldüğü salgının Çin ekonomisine olumsuz etkisi oldu. SARS salgınına karşı Çin yönetimi yeterince iyi değildi.

Ocak başında Korona Virüs salgını saptandığında, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Genel Sekreteri ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping (okunuşu Şi Cinping) mücadelenin başına geçti. Dünya tarihinde ilk kez yaşanan 11 milyonluk bir şehri toptan karantinaya alma kararını bütün eleştiri ve saldırılara karşı cesaretle uyguladı. Küresel düzeyde bütün liberaller, “kişisel özgürlükler çiğneniyor” diye ortalığı velveleye verdiler. Özkök’ün, bizi eleştirirken de dayanağı aynıydı: “En azından koronavirüse karşı milleti şehir hapishanesine soktuk...”

Başkan Xi, halkın önüne çıktı ve Çin’in birinci önceliğinin salgını durdurmak olduğunu ilan etti. Bilimin rehber kabul edilmesini, devletin bütün imkanlarının seferber edilmesini ve başta 90 milyon ÇKP üyesi olmak üzere halkın aktif katılımını istedi. Merkezi bütçeden salgınla mücadele için 1.5 milyar dolar kaynak ayrıldı. Başbakan Li Kejiang (Li Kıcian) yürütmeyi devreye soktu, Wuhan’ı hemen ziyare edip yerinde önlemleri denetledi. Eğitim, sağlık ve spordan sorumlu Çin Başbakan Yardımcısı Bayan Sun Chunlan (Sun Çunlen) başkanlığında bir komite kuruldu. Bayan Sun sorunlara anında müdahale edip çözümler üretti. Başka bölgelerden 56.000 sağlık personeli Hubei (Hubey) eyaletine getirildi. Bütün dünyaya parmak ısırtan bir hızla 10 günde 2600 yataklı iki hastane kuruldu. On dört sahra hastanesi birden inşa edildi.

Acil durum ilan edildikten bu yana bir milyar dört yüz milyon insanın iaşe ihtiyacı aksaksız sağlanıyor. Yiyecek, içecek sıkıntısı yok. Fiyatlar fırlamadı.

Başkan Xi, SARS’tan çıkarılan ders nedeniyle hem ulusal hem de küresel düzeyde şeffaflık istedi. Çin hükümeti iletişim teknolojisini çok iyi kullanarak, halkı an be an bilgilendirdi ve halkın bilgilerini de bu yolla anında topladı. Ülkeye şu bilinç verildi: ünümüzde salgın hastalıklar hızla küresel hale geliyor, salgını durdurursak sadece kendi halkımızı değil, bütün dünyayı ve insanları korumuş olacağız.

HATAYA AF YOK!

Başkan Xi’nin bir milyar dört yüz milyon insanı gönüllü olarak evlerine kapayacak gücü ve saygınlığı edinmesinde onun, hatalara karşı anında ve kayırmadan önlem almasının payı büyük. Çin devlet aygıtında en yaygın yanlış olan “koltuğunu korumayı her şeyin önüne geçirme” tutumu, Wuhan’daki salgının başında da kendini gösterdi. Başkan Xi, göreve geldiğinden bu yana, bu zaafı düzeltmek için ısrarlı ve kararlı bir mücadele yürütüyor. Hastalıkla mücadele sırasında hayatını kaybeden ÇKP üyesi Doktor Li Wenliang (Li Vınlian), Wuhan’da salgın başladığını saptayarak, önlem alınması için yetkilileri uyarınca, halkı telaşa sürüklediği iddiasıyla gözaltına alınmıştı. ÇKP Merkez Komitesi yanlışa hızla müdahale etti, doktor serbest bırakıldı ve aklandı. Başkan Xi, bu yanlış tutuma yol veren Hubei Eyaleti Parti Sekreteri’ni ve Wuhan şehri Parti Sekreteri’ni derhal değiştirdi. Yerlerine ise Şanghay’ın Yerel Hükümet Başkanı Ying Yong (Yin Yon) ve Shandong eyaletinin başkenti Jinan şehrinin Parti Sekreteri Wang Zhonglin (Vang Conglin) atandı. Her iki yöneticinin öne çıkan özelliği halkı seferber etmedeki başarıları. Önceki yöneticiler Jiang Chaoliang (Cian Çaolian) ve Ma Guoqiang (Ma Guoçian) ise bir alt makamda mücadeleye devam ettiler. Hatalarından öğrenmeleri için fırsat tanındı.

SOSYALİZMİN DEĞERLERİ

En önemlisi, salgınla mücadelede sosyalizmin toplumcu yöntemleri öne çıkarıldı. Yönetim birimlerinin önderliğinde toplumda dayanışmacılık şahlandırıldı, kendinden önce daha fazla ihtiyacı olanı düşünmek, başkaları için sorumluluk üstlenmek, varlığını insanlığı korumaya adamak hayatın bir parçası haline geldi. Bu hasletler sıradan Çinli davranışı olarak sunuldu. Apartman, site, mahalle komiteleri devletin sorumlu yerel uzantıları oldular. İhtiyacı karşılanmayan bir kişi bile bırakılmazcasına geceli gündüzlü çalışılıyor. Çin Halk Kurtuluş Ordusu, yetişmiş insan gücü ve bütün imkanlarıyla salgına karşı halkın hizmetine sokuldu. ÇKP üyeleri en zor görevlerin altına girdiler. Hayatını kaybeden doktor ve sağlık personellerinin önemli kısmı ÇKP üyesiydi. ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Bürosu, bu mücadelede hayatını kaybeden halk önderlerinin isimlerini topluma ilan etti.

Başkan Xi, 10 Mart günü Korona virüs salgının başladığı Wuhan şehrini ziyaret etti. Her zamanki alçak gönüllülüğünü ve sadeliğini koruyarak Çin’in salgınla mücadeledeki başarıyı bütün dünyaya ilan etti. Sağlık çalışanlarına candan teşekkür etti. Başkan Xi’nin Wuhan konuşması çok anlamlı: “Virüse verilen yanıt, Çin’in sistemi ve yönetim kapasitesi için bir ‘test’tir. Bu mücadele hem deneyim hem de dersler içermektedir. Eksiklikleri ve zayıf bağlantıları görmemize imkan vermiştir, bunları en kısa sürede düzeltmek için daha fazla çaba göstermeliyiz. Parti örgütleri, üyeleri ve devlet yetkilileri sorumluluklarını omuzlamalı, salgını durdurma, hastaları iyileştirme ve başka bölgelere yayılmaması için sağlam önlemler almalı ve istisnasız her birimimiz bu sınavdan başarıyla çıkmalı. Salgına karşı savaşı kazanmak için halka dayanmalı ve halkımıza çok güvenmeliyiz.”

İnsanlığa ufuk kazandırmış büyük liderlerin ortak özelliği bu sade halkçılık.

Örneklerini sonraki yazılarda paylaşacağım. Haftaya buluşmak üzere.