Başkanlık rejimine geçelim mi?

16 Nisan referandumunun tek sorusu yok, çok sorusu var. İlk ağızda 18 soru aşağıdakiler olabilir:

1. Milletvekili sayısı 600’e çıksın mı? E - H

2. Milletvekili seçilme yaşı 18’e insin mi? E - H

3. Başbakanlık kalksın mı? E - H

4. Bakanlar Kurulu (hükümet) tümden kalksın mı? E - H

5. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin de başkanı olsun mu? E - H

6. Başkomutanlık partili cumhurbaşkanında kalsın mı? E - H

7. TBMM’nin kanun yapacağı konular sayılıp sınırlansın mı? E - H

8. Kanuna ayrılanlar dışındaki her konu CB kararnamesiyle düzenlensin mi? E - H

9. Bakanlıkları/devlet kurumlarını kurma kaldırma yetkisi TBMM’den alınsın ve CB’na verilsin mi?

10. TBMM’nin yürütmeyi (cumhurbaşkanını) gensoruyla denetlemesine son verelim mi? E - H

11. CB ve yardımcılarını ve bakanları soruşturmak için gerekli %10 mv talebi (60 imza) şartını %51’e (301 imza) çıkaralım mı? Kısası, bunların soruşturulmalarını zorlaştıralım mı? E - H

12. Devletin üst kademe yöneticilerini tek başına cumhurbaşkanı atasın mı? E - H

13. Üst kademe yöneticilerinin hangi usullerce atanacağını şimdi TBMM kanunla belirliyor; bunu tek başına CB yapsın mı? E - H

14. Milli Güvenlik Siyasetini tek başına cumhurbaşkanı belirlesin mi? E - H

15. Cumhurbaşkanına tüm devlet kurumları için idari soruşturma yürütme yetkisi verelim mi?

16. Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği kalksın, yerine sayısı belirsiz cumhurbaşkanlığı yardımcılığı getirilsin mi? E -H

17. HSYK üye sayısı 22’den 13’e insin, bunların 7’sini TBMM ve 6’sını cumhurbaşkanı atasın mı? E - H

18. Askeri Mahkemeler kaldırılsın mı? E - H

Sorular elbette 18 ile sınırlı değil. Ağzımızı ikinci kez açsak, 18’lik bir liste daha yapmak işten bile değil.

***

Referandumdan çıkacak %51’lik tercih, ilgili yasada yazıldığına göre “Türk Milletinin Kararı” niteliğine sahip olacak. Bu soruların toplamı için tek E-vet ve tek H-ayır oyu verilecek. Bu durumda, referandum sandığının diğer tüm soruları toplayan tek bir soruya dökülmesi gerekir. O tek sorunun, elbette iki taraf için de kabul edilebilecek net bir soru olması, E-vet ve H-ayır kesinliği beklenen böyle bir işin olmazsa olmazıdır.

Gelin görün ki öyle olmuyor.

İçinde yaşadığımız dönemde tevriyecilik zeka pırıltısı, takiyyecilik ilm-i siyaset, stratejik davranmak adına taktisyenlik siyaset erbaplığı sayılıyor. Referandumun “resmi olarak tek” sorusu taraflarca bir türlü dile getirilip ilan edilmiyor. Çünkü anayasa değişikliğini ortaya atan teklif sahibi iktidar kesimi, yapmaya giriştiği işi tuhaf bir şekilde örtme gereği hissediyor.

***

Yukarıdaki soruları kendi çatısı altında toplayan, bu referandum için mümkün olan tek resmî soru şudur: Başkanlık rejimine geçelim mi?

Gündeme gelişi, hazırlanışı ve hazırlayanları, TBMM’deki görüşme ve oylama süreci, hatta Resmi Gazete’de yayımlanması bile dertli olan bu OHAL’li referandumda, AKP ile MHP’nin kendi istedikleri referandumun sorusunu dile getirmekten kaçınmaları, kendi başına bir sorun oldu. Kaçak güreşin böylesi hepimize rahatsızlık, kuşku, endişe veriyor.

Başkanlık rejimine geçmeyelim!