Batı Zelenskiy’den bir Taras Bulba çıkarabilir mi?
NATO’nun saldırganlığı, ABD’nin ülkemiz dahil olmak üzere Batı Asya’yı kuşatma girişimleri ve her türlü renkten tüm dünyada yapılan propaganda... Gerçek yine de değişmiyor. Değişmediği o kadar belli ki özgürlükçü(!) Avrupa, kendi halkının haber alma hakkını, Ukrayna meselesi dışındaki farklı yaklaşımların duyurulmasını engelliyor.
Dahası da var. Kendilerinin çalıp kendilerinin söylediği yalan çağına Ukrayna’dan bir kahraman arıyorlar.
Soy soylayan, boy boylayan mı dersiniz, dualar edip, uğruna kırk gün kırk gece eğlenceler yapıp, sürü sürü hayvan kurban edenler mi, adına Taras Bulba’nın çocukları diyen mi dersiniz, yoksa insanları diri diri yakan Banderacıları dünyanın her yerinde emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi veren kahramanlarla bir tutanları mı?
Batı, kahramanlık edebiyatını Ukrayna halkının savaşçılığı üzerinden kurguluyor. Özellikle ülkemiz basını bu konuda pek mahir. “Ukraynalılar şöyle savaşçıdır, tarihsel olarak şöyledirler” yorumları havada uçuşuyor.
GELELİM TARAS’A
Taras Bulba, kendisi de Ukrayna doğumlu olan Rus edebiyatının en büyük isimlerinden Gogol’ün kahramanlık çağını özleten o güzel romanı. Romanın baş kahramanı Taras Bulba, Ukraynalı savaşçı bir kazak. Çocuklarını da alıp gider 15. yüzyılda kara yağız bir atıyla. Bu kahramanın eşsiz hikâyesi Dinyester nehrinde son bulsa da anısı tüm zamanlarda yaşar.
Taras Bulba’nın deli kanı mazlum milletlerin tarih deryasında akıp gider. Acılarla, sevinçlerle, gururla… Bütün insani duygularla. Batı Asya’da kahramanlığını duyan dost düşman herkes şapka çıkarır.
Peki Batı ne yapar?
Batı tıpkı Anne Boleyn’e yaptığı gibi onu da ters yüz eder. Bu 15. yüzyıl kahramanın kalitesiz “mask”ını üçüncü sınıf bir komedyene takıverir.
Çünkü icat ettikleri çağda artık gerçeklerin çarpıtılması yetmemektedir. Yeni hiçbir şey söyleyemeyen, yalanları ve usavurmaları ikna edici olmayan Batı, inkâr ettiği destanlara ve kahramanlara sığınmak zorundadır.
Fakat bu destanlar ve kahramanlar bir takım işlemlerden geçmelidir. Batı neo-kahramanlık çağına kahramanın yalana razı gelmesi şartıyla razıdır.
ONLARA GÖRE;
- ABD Vietnam’da hiç yenilmemiştir. Rambo tek başına bütün Asya’yı fetheder.
- Bir terörist olan ve sivilleri hedef almayı hak olarak gören Basayev mesela kahramandır.
- Rabia Kadir’ler, Seyit Tümtürk’ler...
- Gürcistan’da, Belarus’ta, Ukrayna’da renkli devrim peşinde koşanlar özgürlükçüdür.
- LGBTİ örgütlenmeleri “sınırsız âşk” kahramanlığıdır.
- Hong Kong’da terör estirenler despotizmden yılmış ve buna baş kaldıran insanlardır.
- Ukrayna’da neonaziler, Banderacılar birer halk kurtuluş savaşçısıdır ve ülkelerinin bağımsızlığı için savaşmaktadırlar.
- FETÖ’cüler halkın hizmetkârı, fedakâr, cefakar insanlardır. PKK’lılar mazlumdur.
- Bir ajans işiyle ülkenin başına getirilen üçüncü sınıf bir komedyen olan Zelenskiy, şimdi Ukrayna’nın sözüm ona Taras Bulba’sıdır. Onun gibi yiğit, en önde halkıyla birlikte savaşmaktadır. Üstelik yalnızdır. Yalnız ve şerefli!
SAHTE KAHRAMANLARLA KİMSEYİ İKNA EDEMEZSİNİZ
Gerçek ötesi çağını icat eden ve bizi de bu kara deliğe çekmeye çalışan fakat günden güne cephanesi tükenen Batı, bu çağa insanları nasıl ikna edecek? Sahte kahramanlarla mı?
Ukrayna’da turuncu devrim tezgahlayanların ucuz komedisidir bu. Bedeli ise bütün insanlığa yüklenir. Zelenski’nin Taras gibi bir kahraman olması ne kadar gerçek ise artık Batı’nın çıkardığı bu savaştan galip çıkması ve insanlığı kendi yarattığı kara deliğe çekmesi o kadar mümkündür.
Sözü Taras’tan açtık bir Kazak şarkısının mısralarıyla bitirelim:
“Ben sadece o kaçınılmaz kurşunu bekliyorum,
Izdırabımı dindirmesi için
Ve bu düşmanlığa, bu kine bir son vermesi için.
Bir daha savaştığımızda,
Karşıdan gelen kurşunları karşılayacağım
Siyah atımızın üstünde.
Fakat ölüm bana göre değilmiş gibi görünüyor
Ve kara atım tekrar
Çeker alır beni alevlerden.”