Batı’nın Rus oligarklarla olan iki yüzlü ilişkisi

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı operasyondan hemen sonra, Batı ülkelerinde acil bir “oligarkların yatlarına el koyma” harekâtı başlatıldı. Yıllardır İngiliz, Fransız, Amerikan sosyetesinin gözdeleri olarak partilerde, siyaset sahasında, konserlerde büyük bir hevesle haberleri yapılan bu Rus oligarklar, birdenbire dünyanın en istenmeyen insanları olarak ilan edilip özellikle de lüks “yatlarına” el konulması çağırıları yapıldı. Bunda da temel sebep onların Putin ile olan ilişkileri olduğu iddiaları.

Avrupa ülkelerinde ve ABD’de yaptıkları yatırımlar ve bağışları ile Batı ülkelerinin ekonomilerine büyük katkılarda bulunan bu Rus oligarklar hakkında şimdiye kadar hiçbir soruşturma bile yapılmadığı düşünülürse, Batı hükümetlerinin ve genel olarak toplumunun ikiyüzlü bir davranış sergiledikleri düşünülebilir.  Bu oligarklar, şimdi suçlandıkları “Putin’e yakın olmak” konusunda hiçbir zaman sorun edilmediler bugüne kadar.  Çünkü onların ekonomiye ve sanata yaptıkları katkılar, Avrupa’nın işine geldi yaklaşık 20 senedir.  O nedenle ses çıkarmadılar. Ama şimdi ilk fırsatta birdenbire bu oligarkların “Putin ile ilişkileri” yeni keşfedilmiş gibi yaptırım üstüne yaptırıma hedef oldular.

CHELSEA FUTBOL TAKIMININ MUCİZEVİ YÜKSELİŞİNİN MİMARI OLİGARK

Bu Rus oligarkların en önemlisi ve meşhuru Roman Abramoviç elbette. Çünkü İngiltere Premier Liginin önemli futbol takımlarından olan Chelsea’nin sahibi olarak, sürekli magazin haberlerinde boy göstermekteydi zaten. Abramoviç, Chelsa takımını 20 sene önce satın almıştı. Yani tam 20 senedir İngiliz sistemindeki bu Rus oligarkı, Rus halkından çaldığı paraları tüketmekle meşguldü ve Abramoviç “sosyetenin önemli bir ismi” olarak dokunulmazlık zırhı altındaydı.

Abromoviç Chelsea futbol kulübünü 140 milyon sterline satın alıp İngiltere şampiyonu yapmıştı.  Şimdi ise 2 milyar sterline satışa çıkardı takımını. Abramoviç, Sovyetler Birliği’nin dağılması ertesinde Rusyadaki devlet malvarlıklarını ele geçirerek 13 milyar dolarlık bir varlığa sahip olmuştu. Şu anda İsrail ve Portekiz vatandaşlığına da sahip olan Abramoviç, tam 20 senedir İngiltere’de serbestçe ve hiçbir soruşturma altında olmadan yaşıyordu.

BORİS JOHNSON’UN PARTİSİNE  MİLYONLUK BAĞIŞLAR

Boris Johnson hükümetine karşı muhalefetin baskısı ile eski bir Rus Başbakan Yardımcısı olan İgor Şuhalov’un Londra’daki 14.6 milyon değerindeki iki evine de el konulmasını istendi. Buna ek olarak ta Rus mali oligarklar olan Alişer Usmanov ve Mikhail Fridman’ın malvarlıklarının da bu sırada ellerinden alınmasını önermekteler.

Bilindiği gibi Boris Johnson’un Muhafazakar Partisi bu tür Rus milyarderlerden oldukça yüklü miktarda bağış toplamıştı. Johnson bu baskılar karşısında sadece “uzun bir tam liste” ile bu tür el koymalara başlanacağını açıklamakla yetindi ve isimlerini vermedi.

Muhalefet, bu konuda Johnson hükümetinin son zamanlarda çıkardığı Ekonomik Suç Kanunu’nu takdirle karşılarken, bu kanunun uygulamaya geçmesinin 18 ay kadar alacağını ve bu sürede bu oligarkların ellerindeki her şeyi satıp kurtulacaklarını öne sürerek daha radikal kısa dönem önlemler alınmasını istedi.

GUGGENHEİM MÜZESİ YÖNETİCİSİ DE KARA LİSTEDE

Bu arada İspanya’nın Bilbao şehrinde bulunan Guggenheim Müzesinin yönetiminde bulunan bir başka Rus oligark Vladamir Potanin de müzedeki tüm yönetici görevlerinden ayrılmaya zorlandı ve istifa etti. 2002’den beri Müzeye ve ABD’deki diğer müzelere milyonlarca dolar bağışta bulunan Potanin’in Rusya Başkanı Putin ile yakın dostlukları olduğu ve o nedenle Guggenheim tarafından istifasının istendiği biliniyor. Potanin, New York’ta bulunan Kennedy Center’e verdiği milyonlarca dolar bağış karşılığında, adı merkezin duvarına yazılarak takdir edilmişti. Bu yazının oradan ne zaman söküleceği ise belirtilmedi.

LONDRA ROYAL SANAT  AKADEMİSİ DE YÖNETİCİSİNİ ATTI

İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan ve Avrupa sanat merkezlerinin en önemlilerinden olan Royal Academy of Arts da, yöneticilerinden biri olan Rus işadamı Petr Aven’in Akademi’deki görevlerinden ayrıldığını açıkladı. Aven’in Akademi’ye verdiği milyonlarca doların da, orada açılmış olan Francis Bacon sergisine yönlendirileceği belirtildi. Avrupa Birliği geçen hafta Petr Aven’in Putin’in yakın dostu olduğu gerekçesi ile kara  listeye alındığını  açıklamıştı.

FRANSA, OLİGARK KONUSUNDA GEÇ UYANANLARDAN

Avrupa’nın Rus işadamlarına karşı mülkiyet ele geçirme çabalarına, Fransa da Rus şirketi ROSNEFTin sahibi İgor Seçin’in milyon dolarlık yatına, yat limanı terk etmek üzere iken La Ciotat limanında el koyarak katıldı. Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Marie, bu el koymanın AB kararları doğrultusunda Rus oligarklara karşı yapıldığını belirtti. Bilindiği gibi, Almanya da Rus milyarder Alişar Usmanov’a ait 600 milyon dolarlık bir lüks yata el koymuştu. Fransız gümrük görevlileri Lorient limanındaki bir Rus kargo gemisine de el koydular aynı kararlar çerçevesinde.

Tüm bu Avrupa el koymalarına karşın, 5 adet yatın da Maldivler’e kaçırıldığı ve orada yaptırımlara karşı korunduğu ifade ediliyor. Bunlar arasında, Rus alüminyum şirketi Rusal’ın sahibi Oleg Deripaska’nın süper yatı Clio da bulunuyor. Deripaska bilindiği gibi ABD tarafından 2018 yılında yaptırım listesine alınmıştı. Yine Maldivler’de bulunan yatlar arasında Alexander Abramov’un Titan, Vladimir Potain’in Nirvana’sı bulunuyor.

Uzun yıllar boyu haklarında soruşturma yapmak bir yana, bu Rus oligarklar Avrupa toplumunda hayat tarzlarına insanların imrenerek bakılmasına yol açacak kadar bir reklam kampanyasının konusu oldular. Yıllar sonra, sanki yeni keşfedilmişler gibi, bu oligarkların mallarına el konulması, Batı’nın hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da iki yüzlü bir tutum aldığını göstermesi bakımından ibret verici.