Baykal umut oldu-(TAMAMI)

Deniz Baykal’ın gerek Fikret Bila’ya, gerekse STAR TV’ye yaptığı açıklamalar beni bir kez daha haklı çıkardı. Baykal’a “Konuş, konuş” ısrarımın ne kadar yerinde olduğu kanıtlandığı için memnunum. Yıllarca önce bir seçim kaybettiği günlerde kendisine açık vaziyet almasını söylediğimde aynı yanıtı almıştım. Konuşmalarının medyada yer almayacağından kuşkuluydu. Ama Baykal konuştuğunda basın değerlendirmek zorunda kaldı. Ve o açık tavır Baykal’ı yeniden siyasetin tepesine taşıdı.

Bu kez de öyle olabilir.

Baykal’ın kuşkularının gereksizliği ortaya çıkarken CHP’de beklenen ses olabileceğini ortaya çıkarıyor.

34. Kurultay ortaya koydu ki; CHP evlatlarını yalnız bırakan onları kurda, kuşa teslim edip oturup susacak bir parti değildir. CHP’liler 2010 yılından bu yana bilgi yoksunu, işbirlikçi, AKP’leşen bir politikayla yanlış üzerine yanlış yaptı. İşin başındaki kişi ve karanlık hatta CİA kodlu ilişkilerle, F uzantılarıyla dolu ekibi, meydanı boş buluyor ve parti içi demokrasi yok ediliyordu. Halkla bütünleşme yok, Türkiye’nin değerlerine, sahip çıkmak yok.

Toplum gerçek muhalefet istiyor

Bir yanda bölücü yeni Anayasa masasında kendi milletvekillerine kulak asmayan bir irade partinin ortasına bağdaş kurmuştur. Öte yanda ise korku imparatorluğuyla ve Genelkurmay’ın umursamazlığıyla hak hukuk tanımaz, demokrasinin içini boşaltan, askerini ezen, ülkeyi hapishaneye dönüştüren bir iktidar.

Peki; CHP nerede?

CHP “değişim ve dönüşüm arayışlarıyla“ AKP’nin kuyruğuna takılmış, bilgi yoksunu bir silik parti yönetimi oluvermiş. Bereket 34. Kurultay PM listesine öyle egemen oldu ki; CHP’nin başına Yeni kelimesini takarak kurulmuş tuzaklara karşı vaziyet aldı. Adnan Keskin’in CHP Sözcüsü Prof. Haluk Koç’un iç ve dış politikalarda aldığı açık tavrına bakın sonra da CHP’nin önceki Genel Başkanının aynı konulardaki söylediklerine bir bakın nasıl örtüşüyor?

Prof. Dr. Haluk Koç: -“Sayın Erdoğan adeta bir terzinin gömlek, elbise dikmesi gibi elindeki güçle Türkiye’yi kendine göre en üst noktadan en alt idari noktaya kadar biçimlendirmeye çalışıyor

“Cumhurbaşkanlığıyla ilgili tartışmalarda geldiğimiz nokta bir benzetmeyle söyleyecek olursak bir saray kavgasıdır. Köşkün restine Sayın Çelik jest karşılığı bekliyor. Bir rest ve jest olayıyla karşı karşıyayız .

“Hariciye Nazırı olan beyefendi maceracı, hayalci, içi boş akademik görüşlerini savunmaya devam ediyor. Parmakla çağırılmayı içine sindirebiliyor, çözümü ise niyeti ve amacı belli olan Erbil’de arama gafletini sürdürüyor

“Türkiye’nin komşu ülkedeki şiddete son verecek, oraya istikrar ve güven getirecek, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve güvenliğine ters düşen gelişmeleri bertaraf edecek bir tutum değişikliğine gitmesini sağlamaktır. Tekrar ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her türlü hesaplı, kirli savaşa karşıyız.”

Deniz Baykal: “Suriye’de yaşanan olaylar bir bütünün parçasıdır. Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta yaşananlar bir bütün anlam taşır. Ancak Suriye’nin kendine özgü özellikleri var. Suriye’de yaşananların Rusya ve İran boyutu da var...

...Bu süreçte garip olaylar yaşandı. Uçağımız düşürüldü. Nasıl düşürüldüğü açıklanamadı. Suriye, ‘ben düşürdüm’ demesine karşın tepki verilemedi. Düzinelerce kamyonumuz, TIR’larımız yakıldı. Tepki verilemedi. Sığınmacı kamplarındaki Suriyeliler sığınmacı gibi değil. İsyan ettiler bayrağımızı indirdiler, polisimizi yaraladılar, yine tepki verilmedi. Genelkurmay’ın yaptığı çelişkili açıklamalar, bu kurumun saygınlığına ciddi zarar verdi. (1Ağustos 2012 Milliyet- Fikret Bila -Star Tv- Baykal)

Sıra milletvekillerinde

Aslında bu konuşmaları yapması gerekenler sustular! Önce CHP örgütü mesajı verdi partinin iki numarası artık Adnan Keskin. Onun siyasi geçmişini inkar edeceğine inanmam zor. Ulusal Kanal’daki ve Halk TV’deki konuşmaları, Atatürk ilkeleri parti programı diye başlıyordu. Program değişikliği olmadan Türk ve Türk Milletini Anayasadan çıkarmak kolay değil ihanet olur. Prof. Haluk Koç ise parti adına konuştu ve ayırımcılar, Dervişçiler, işbirlikçilerle beraber olmayacağı güvenini verdi.

Baykal konuştu ve sanırım daha da konuşacak; şimdi gözler bir kez daha umutla CHP’de. Elbette Müdafaa-ı Hukuktan doğma Atatürk ve İsmet Paşa’nın ilkeli ve yurtsever CHP’sinde. O halde sıra CHP milletvekillerinde(!)