Bereketli hilalin yıldızı: Kıbrıs (1)

Tarihin, en fitneci, en yalancı ve en uşak amiral medyasının, bir zengin ölünün arkasından ağlamak için tutulan paralı sümüklüler misali gibi halkı coşturan, galeyana getiren haberlere de aşina olduk. En Nihayet Sayın Erdoğan 20 Temmuz vesilesiyle Kıbrıs’tan aleme nida etmiş; “Tanıyın”.  Hükümetlerin yıllardır usanmadan ve utanmadan “AB’ye girdik giriyoruz, bize girdiler giriyorlar” türküsü misali 1974’ten günümüze kadar tekrarlanan bu sahnenin dışına çıkamadık. Ülkemizde ezici çoğunluğun ada hakkındaki bilgisi, “Kıbrıs adası nerededir?” sorusuna, “Karadeniz’de” diyen, “Emin misiniz?” taaccübüne karşı vurgulayarak, “Tabi ki ben askerliğimi orada yaptım!” diyen vatandaş kadardır. Ekranlarda ahkâm kesen gazeteci, araştırmacı, yazar, siyasetçi ve akademisyenlerin konu hakkındaki fikriyatı “Kıbrıs bizim onursal davamızdır” şablonu ve ajitasyonu dâhilindedir.

TÜRK ASKERİNİN ŞANLI SAVAŞI

Temmuz’da ‘Kıbrıs Barış Harekâtımızın’ 49. yıl dönümünü kutladık. Kıbrıs’ta Türklerin yaşadığı sıkıntılar, baskılar, tecavüzler, katliamlar, yurtlarından olmalar, kaybolanlar ve yeter artık deyip direnenler, onların yardımına giden Türk istihbarat personeli, askeri ve sivilin destansı emekleriyle taşınan askeri mühimmat ve gıda yardımları, bu hummalı kurtuluş mücadelesi adada sürerken, Ankara’nın hükümet erbabı, diplomatları Zürih’te, Londra’da Kıbrıslı Türklerin haklarını anayasal güvence altına almak için ortaya koyduğu mücadele ve kazandıkları başarılar, ABD’ye ve Başkanı Johnson’a rest çeken, meydan okuyan Kahraman İnönü ve en nihayet “Ayşe Tatile Çıksın” şifresiyle adaya çıkan kahraman Türk askerinin şanlı savaşı, onları bağrına basan Kıbrıslı Türk ananın, evladın sevinç gözyaşları üzerine her yıl olduğu gibi programlar yaptık. Makaleler yazdık. Hayatta olanlarla röportajlar icra ettik. Filmler, diziler çekildi. Kıbrıs meselesini özetleyelim ve ezber bozan sorular arz edelim:

KIBRIS İLGİSİ

Ağustos 1571’de Osmanlı ordusu Venediklileri yenerek adada hâkimiyetini adım adım sağladı. Burada adanın ezici çoğunluğunu oluşturan Antakya Patrikhanesine Bağlı Doğu Mesihi Yunan, Arabi Rum ahalisi Batı Katolik Papalığa bağlı Venediklilere karşı Doğu Müslüman Osmanlı ordusuna destek verdi. Annesi Yahudi, eşi Yahudi olan Süleyman Oğlu 2. Selim’in Saraya ve ailesine akçeli ve mezhebi işlerle bağlı Yahudi Yasef Nassi’yi iyi altın karşılığında Kıbrıs Kralı yapamamasının en önemli sebebi Yahudilerden nefret eden Yahudilerin de nefret ettiği Mesihi ada halkının Osmanlıya gösterdiği vefakârlık, bağlılık ve desteklerinden dolayıdır. O tarihten günümüze kadar zengin Yahudiler ile tanrı Siyonistlerin Kıbrıs ilgisi her zaman revaçta olmuştur. 1878’de ada Londra’nın Rusya’ya karşı desteğini ve yardımlarını isteyen Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit tarafından İngilizlere kiralandı. Rus-Osmanlı savaşının usta fitnecisi İngiltere’dir. İngiltere’nin Başbakanı Siyonist “Yahudi” Benjamin Disraili’dir. Efendisi de İngiliz Siyonist “Yahudi” Lord Rothshild ’tir.

TÜRK KANI EMEN VAMPİRLER

Adaya Avrupalı Yahudilerin yerleştirilmesi ve Siyonizm projesinde kullanılmaları hiç gündemden çıkmamıştır. İngiltere 1914’te Kıbrıs’ı ilhak eder. Kiracı evi mülkü edinir ve hatta esas ev sahibini dışarı atar ama ne ev sahibinden ne ailesi, aşireti, milletinden “ya taksim ya ölüm” ifadesi duyulmaz. 1923’te Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyetini kurduk. Lozan antlaşması teminatıdır dediler. Bu antlaşmada Kıbrıs’ın adı sanı, adadaki Türkleri hatırlayan var mıdır? Türkiye’ye Kıbrıs’tan gelen ve “bizi unutmayın” diyen Türk heyetine cevabımız ne olmuştu? Ya Türkiye’ye göç edin ya da İngiliz vatandaşı olarak orada kalın. Peki Nisan 1955 senesine kadar gündemimizde olmayan, 1571’den 1955’e kadar aralarında ciddi bir husumet olmayan, adanın her yerinde yan yana birlikte yaşayan, dost ve huzur içinde hayatlarını daim ettiren Rum ve Türkler ne oldu da birden Türk düşmanı ve Türk kanı emen vampirlere dönüştü?

KİM ÖNDERLİK ETTİ

2. Dünya Savaşında Hitler’e karşı yanımda olursanız size savaştan sonra bağımsızlık vereceğim diyen İngiltere neden sözünü tutmadı? Sözünü tutmayan İngiliz ordusu işgaline ve İngiliz misyonerlik faaliyetlerine karşı siyasi, sosyal, dini mücadeleyi Kıbrıs Milli Bağımsızlık Savaşını esas itibariyle başlatan, organize eden, önderlik eden kimdi? Papaz Makarios, yoldaşları ve anti-Emperyalist Türkler. Başpiskopos Makarios Mart 1956’da neden sürgün edildi? Olayların dışında olan Menderes Hükümeti, İngiltere ve ABD’nin fitnesiyle Eylül 1955’te Mesihi Rum, Ermeni, Süryani vatandaşlarımıza karşı, “Selanik’te Atatürk’ün evine bomba attılar” fitnesi ve yalanıyla İstanbul olaylarını neden tertip etti?  Neden birden Kıbrıs için “Ya Taksim Ya Ölüm” sloganları devreye girdi?

Devam edecek…