Bilinmeyen sinemalar (tamamı)



Bilinmeyen sinemalar

Amerikan sinemasının egemenliğini sürdürdüğü bir dönemde, eski deyimiyle 3. dünya ya da az gelişmiş ülkelerin sinemasıyla bir festival kapsamında karşılaşmak hoş bir sürpriz. 9-13 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak olan 4. Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı nedeniyle düzenlenen, “1. Bilinmeyen Sinemalar Festivali”, başta Butan, Senegal, Etiyopya olmak üzere birçok Afrika ülkesiyle dünyanın birçok yerinde az gelişmiş ülkelerin katılımıyla 11-17 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek.
Festivaller enflasyonunun yaşandığı İstanbul’da, neredeyse her hafta yeni bir festivalle karşılaşıyoruz. Kimi zaman aynı hafta içinde birkaç festivali birden yaşamak durumunda kalıyoruz. Hemen hemen her konuda birçok festival kültür sanat yaşamımızın haritasında yer alıyor. Sanırım bundan sonra da festivaller, hem nitelik hem de nicelik açısından bu yükselişini sürdürmeye devam edecek. Ama bazen tanıtım eksikliği nedeniyle, çok önemli olduğu halde gereken ilgiyi görmeyen, bir çeşit alternatif festivaller, bu festival bolluğu içinde sessiz sedasız gelip geçiyor. Oysaki bu tür festivaller, festival skalasını yinelemek yerine yenileyen, farklı kulvar açarak farklı dünyaları ve emekleri ortaya koyan özgün festivallerdir. İçinde bulunduğumuz haftalarda yapılan “İşçi Filmleri Festivali” gibi.
İlki 11 Mayıs’ta başlayacak olan “Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali” de bu türden, özgün ve bugüne dek yapılmamış, denenmemiş, küçük ama içeriği -programıyla dopdolu ilginç bir festival.
Bilindiği gibi ülkemizde Majörler’in (Dev Amerikan şirketlerinin) tekeli nedeniyle, bırakın az gelişmiş ülkelerin filmlerini, çoğu zaman Avrupa filmlerini bile görmek pek mümkün olmuyor. Dev şirketler yalnızca kendi filmlerini ülkemize getirmekle kalmayıp onun da ötesinde dağıtım ve işletme tekelini de ellerinde tuttuğundan bir başka ülke sinemasının gösterimine pek olanak tanımıyor. Yıllar yılı ülkemizde az gelişmiş olarak tanımlayacağımız ülke sinemalarından tek bir örnek bile gösterilmiyor. Genç sinema seyircileri, sinemayı Hollywood’un o bilinen örnekleriyle tanıyıp, onunla, onsuz bir sinemanın varlığından habersiz olarak yetişiyor. Hollywood’un Türk sinema sektöründeki payı 1987-88’den beri % 50’nin altına düşmüyor. Bu oran 90’lı yıllarda % 95’lere dek varmış ama Türk sinemasının atağı ile bu rakam % 50’lere dek düşmüştür.
Böylesine bir tabloda farklı ülkelerin ve hele hele az gelişmiş ülke sinemaların yeri hiç yok. Ülkemizdeki hiçbir dış alımcı bugüne dek bu ülkelerin filmlerini (Amerikan dağıtımına girenlerin dışında) göstermeye yanaşmadığı gibi, hiçbir sinema salonu da bağımsız dış alımcıların 5 yılda bir getirdikleri bu ülke sinemalarının tek tük örneklerine kapılarını açmamıştır.
“Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali” işte bize bu fırsatı sunuyor. Bugüne dek, ticari sinemalarda hiçbir örneğini görme olanağını bulamadığımız birçok ülke, bu festivale katılarak Türk sinemaseverlerinin karşına çıkıyor. Hem de ücretsiz olarak.
Sinema yoluyla yeni dünyaları keşfetmenin tam zamanı.

burcakevren@aydinlikgazete.com