Bir istisna yaratsak da bununla övünsek

Yıllar önce değerli yazar, espri üstadı Aziz Nesin Türk halkının %65’inin aptal olduğunu yazmıştı. İdeoloji kovalayan bazı kişiler de bu söze sinirlenmişti. Ne yalan söyleyeyim ben de bu sözü biraz abartılı bulmuştum ama şimdi öyle düşünmüyorum. Hatta adam haklıymış... Yabancılar da bunu biliyor ki döne döne Türkiye’yi kazıklıyorlar. Birçok işte yanlışlık yapıyoruz. Yapmasına yapıyoruz ama bir türlü ders alıp düzeltemiyoruz. Aynı yanlışları tekrar tekrar yapıyoruz. Şu transfer edilen futbolculara ve transfer ayında olanlara bakın. Neler oluyor? Türkiye sporunun kaderi değişmiyor. Paralar harcanıyor, en iyilerin geldiği söyleniyor, yazılıyor umut ediliyor ama her seferinde hayal kırıklığı ve değişmeyen sonuç.Aziz Yıldırım Bu yıl yalnız Türkiye’nin kupasına değil Avrupa’nın da kupalarına göz dikmişti. Biliyorsunuz. Bu amacı gerçekleştirmek için her türlü tedbiri aldı. Transferler yaptı. Bazı transferler bazılarına göre en büyük transferlerdi. Pereira adında futbol hocası geldi. Basında büyük reklamı yapılan bu adam daha mürekkebi kurumadan ne yollara başvurdu. Shakhtar Donetsk maçında saha kenarındaki gereksiz ve ölçüsüz hareketleri yüzünden tribüne çıkartıldı.Portekiz ve Yunan basını ne diyor bu teknik adam için. “Pereira, çevresinden çok etkilenir ve kendini kontrol edemez. Mağlubiyette dahi suratında gülümseme olabilir.” Hatta Fenerbahçe’yi ana karnında bir bebeğe de benzetmesi psikolojik bir takıntısı olduğunu gösteriyor zaten. Ama bunun tedavi yeri Fenerbahçe’nin teknik adamlığı değildir.Ölçü dışı davranışları psikiyatrik açıdan ne durumda olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Ama bu durumun adını biz koyamayız. Ancak, psikologlar koyar. Gelelim Hollanda Milli takımının gol kralı Robin Van Persie’ye. Transferinde kaç milyon avro aldı bilmiyorum. 2 maçını gördük. Pek de göz doldurduğu söylenemez. Oyunu sıradan bir futbolcunun üstüne çıkmadı. Sorduğunuzda mazeret çok. “Üst adalesinde problem varmış. Takıma geç katıldığı için de fizik kondisyonu henüz oluşmamış. Kendisine aşırı yükleme yapılmış.” Gelin de gülmeyin. Dünyaca göklere çıkartılan böyle bir futbolcunun mazeretlerine bakın... Oysa uzun süre top oynamamış. Üstelik de bir dinlenme dönemi geçirmiş. Böyle bir futbolcu nasıl bu mazeretleri söyler? Benim aklım almıyor. Diego da ilk geldiği zaman o da böyle mazeretlerin arkasına sığınmıştı. Yarı devre oynamamıştı. Futbolcu transfer edilirken sadece futbolu değil, diğer yönleri de incelenmelidir diye defalarca yazıp çiziyorum. En azından bu tip insanlara bu kadar yüksek paralar verilmemeli.Bu ipe sapa gelmez mazeretler yüzünden doğru dürüst oynamayan futbolcular sayesinde Avrupa kupalarına göz koyan Fenerbahçe maalesef maddi kayıplara da uğrayarak bu etaptaki umudunu yitirmiştir. Büyük futbolcu diye nitelendirdiğimiz futbolcular maça her zaman hazırlıklı olur. Hele mevsim başlarken hepsi tüm sakatlıklarını geçirmiş, büyük bir şevk ve arzuyla fizik kondisyonlarını güçlendirmiş olarak hazırlıklarını tamamlamış olurlar. Bize gelen büyük! Futbolcular ise bu standartta değil. Ne yazık ki her konuda %65’in kapsamından dışarı çıkamıyoruz. Hiç olmazsa bazılarında bir istisna yaratsak da bununla övünsek.