Bir maceraperest zabit

Çok sevdiğim bir sınıf arkadaşımın üç oğlunun en büyüğü. Daha ilkokul çağında olgunluk örneği. Biz dostların gıptayla baktığı, ailenin gurur kaynağı. Hava Kuvvetleri’nin arslan yürekli kartalı. 15 Temmuz’dan sonra oluşan pilot açığını görüp Hv. Kuv.K.na dönüş için başvuran beş, 9 Kasım’da rütbeleri takılan 12 pilottan biri.

ÖZLENEN YILLAR

Ciğerlerine işleyen ve rüya gibi geçen 27 yıldan sonra Hava Kuvvetleri’nden THY’ye geçmişti. Dönüş heyecanını şöyle paylaştı bizimle;

"…Birgün: Memleketimizdeki hayal kırıklıkları cam kırıkları gibi yüreğimize saplanmışken, Hava Kuvvetleri'nden bir telefon geldi. Dinledim, o ses marpuçların sesiydi.

İlk iznimde, benim gibi birkaç Çılgın Türk'le, girdik öncü birlikler olarak, 10 yıllar önce, 14 yaşımızda girdiğimiz nizamiyeden tekrar içeri, Fesa Bey'in heykelinin yanından, kartalın altından, üstümüzde sivil kıyafet, ruhumuzda hiç çıkarmadığımız üniformayla.

Dedik ki; Bizi çağırmışsınız, geldik işte.

Babalar yıllarca çocuklarını korur kollar büyütür ekmek verir ellerine, gün olur babanın size ihtiyacı olur bu acımasız koşuda. Dönersiniz geriye, onun biz küçükken ellerimizden tuttuğu gibi, tutarsınız elini. Dersiniz ki; 'Hadi baba!"

İLK SELAM

Harbiyeli olarak ilk izninde 4. sınıf bir ağabeyine nasıl heyecanla selam verdiğini unutamıyor.

“… O selamı verdiğimden beri, heyecanla ve sürprizlerle dolu 27 yıl geçti. Dün 9 Kasımda bu sürprizlerin ve heyecanın en büyüklerinden birisini yaşadım. Akan suyun inadına, akıntıya karşı, doğduğu nehrin kaynağına giden somon balıkları misali, 3 yıllık bir aradan sonra THY'den tekrar Hava Kuvvetleri'ne döndüm, yeniden zabit oldum.”

ATATÜRK ATEŞİ

Yarbaylığını ilk gününde geçmişte yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı tüm kutlu yılları Yüce Atatürk’e armağan ediyor. Şöyle bitiriyor;

“Bazı borçlar asla ödenemez ama yükü hissedilir. Bu zor günlerde “Ne yapabiliriz?” sorusuna bulabildiğim en doğru cevap; ileriye gidebilmek için, tekrar geri dönmek oldu. Atatürk’ün içimize koyduğu kor yanmasa, çıktığımız bu yolda gücümüz nefesimiz yetmez. Dileğim odur ki, içinde kor sönmeyen nice kahraman zabitler de bu sorunun cevabını kendilerince bulurlar. Şimdi buldum. Onlar “Bitmeyen zabitler.”

Hep söylerim. Bugün masallardaki üç elmanın düştüğü gün. Henüz yaşanmamış en güzel günü müjdeleyen gün. Yaklaştığımız peşinden koştuğumuz. Karşıdan uzun pardösülü bir Harbiyeli geliyor. Çıkar elini cebinden. İçten bir selam ver şu çocuğa, hatta yetmez, şöyle bir kucakla, öp gözlerinden. “Koçum benim!” de. Şaşırsın çocuk. Akşam etüdünde arkadaşlarına anlatacağı bir hikayesi olsun. 30 yıl sonra dahi anlatsın seni.

İmza: Bir maceraperest, müşkülpesent zabit”

TÜRK SUBAYI

O maceraperest, müşkülpesent filan değil. Türk halkının gönlündeki yüce ordusunu dibe vurduranlardan da değil. Halkı Anıtkabir’e çağırıp zılgıtı yiyince kaçanlardan hiç değil. Yüreği Atatürk ateşi, yurtseverlik bilinci ile dolu nesli tükenmeyecek bir zabit. Halkın özlediği Türk subayı o. Seninle gurur duyuyorum sevgili yeğenim, gerçek silah arkadaşım, sayın Yarbayım.

PAZARTESİ İĞNELERİ

TACİZCİ

Adıyaman Gerger’de İHL’nde 30 öğrenciye 2 yıl süreyle cinsel tacizde bulunulmuş.

Böyle öğreniyorlar…

AKP’Lİ

Ankara Garı katliamının sanıklarından biri, “AKP üyesiyim” dedi.

Her kirli taşın altındalar…

T.C.

Kocaeli Valisi’nin çelenginde olmayan TC ibaresini Makbule öğretmenimiz koydu.

Vali Güzeloğlu’na güzel oldu…

MEŞRU

Bahçeli, mevcut gidişi meşruiyet ve millete bağlılığı sağlayarak düzeltecekmiş.

Gidişi mi, değnekliği mi meşrulaştırma?

TÜRBAN

TSK’da türban ve kirli sakal serbest oldu.

Atı değiştirmeden dereyi geçmenin yararı…