Bir nostalji rüzgarı: Yazlık sinemalar

Teknolojik verilerin ve de her geçen gün değişim ve dönüşüme uğrayan yaşam biçimimizin kaçınılmaz olarak beraberinde getirdiği dayatmalar (ve kolaylıklar) eskiye ilişkin ne varsa alıp götürüyor. Dün yaşamımızın bir parçası olan değerlerin günümüzde demode, ya da ona benzer bir küçümseme ile değerlendirilip unutulup gitmesi çok doğal. Eskiye ne denli özlem duysak da, yeniyi de o denli benimseyip kabulleniyoruz. Yaşamı kolaylaştıran bir şey karşı durmak mümkün mü?Ama bazen geri dönüşler yaparak eskiye bakmak da  hoş oluyor. İstanbul’da görmeye alışmadığımız plajların ve de yazlık sinemaların bir kez daha nostaljik kaygılarla da olsa  anımsanması gibi.Hemen hemen her kent yazlık sinema olgusunu canlandırma peşinde. Hatta kimi kentlerde yazlık sinemalarla ilgili festivaller bile düzenleniyor. İstanbul’da da birçok yerel yönetim yazlık sinemaları canlandırma, tekrar yaşamımıza sokma çabasında. Şişli Belediyesi de bunlardan biri. Özellikle Türk sinemasının unutulmaz melodramlarından bir seçki yaparak bu sinemaları yaşatmayı giderek yaygınlaştırmayı deniyor. İstanbul’daki diğer belediyeler de bu yarışın içinde. Yazlık sineması olmayan bir belediye yok gibi.Elbette ki yazlık sinemalar yalnızca filmlerin gösterildiği bir bahçe, bir çınar altı, üstü açık sıradan bir yer değildir. Onun ötesinde -bugünlerde en çok gereksinim duyduğumuz- birlikte, bir mahallenin ve  ailenin bir arada film izleme kültürünün verildiği yerlerdir de. Onun için yazlık sinemaları yalnızca bir nostaljinin parçası olarak değil, bir arada, farklı kuşakların film izleme olanağını bulduğu ayrıcalıklı yerler olarak da tanımlamak mümkündür. SİNEMAYA GİTMEK BİR RİTÜELDİGerçekten de öyledir yazlık sinemalar. Hiçbir kapalı sinemada görmediğiniz ve görmeğe alışık olmadığınız film izleme görüntüsüne bu sinemalarda tanık olabilirsiniz. Üç kuşak bir arada. Dede ile torun, nine ile gelin aynı sinemada, aynı keyfi yaşar bu bahçelerde. Onun içindir ki yazlık sinemalar, her bir kuşağın aynı anda keyif aldığı, ailecek ve de mahallecek gidilen, belki de ender eğlence odaklarından biridir.Diğer taraftan sinema salonlarının günümüzde değişim-dönüşüme uğradığı da bir gerçektir. Eskisi gibi, devasa bin kişilik salonlar yok. Onların yerini küçük, mini salonlar aldı. Salonlarla birlikte topluca aynı anda film izleme alışkanlığımız da törpülendi, küçüldü, giderek belirli yaşlarda olanlar için yok olup gitti. Diğer taraftan sinema salonları, mahallemizden, semtimizden, caddemizden başka yerlere AVM’lere taşınarak eski anlamlarını, büyülerini yetirerek, sinemaya gitme olgusunu film izlemeye dönüştürdü.Oysaki sinemaya gitmek bir ritüeldi... Hele hele yazlık sinemalara gitmek ondan öte bir şeydi...Onun içindir ki yazlık sinemaların bir kez daha anımsanıp yaşama geçirilmesi, geçmişe duyulan özlemin de ötesinde çok ama çok önemlidir...Her kuşağın, her kültürün, birlikte, aynı mekanda bir şeyleri paylaşmaya, ortak bir paydada buluşmaya bu günlerde o kadar çok gereksinmemiz var ki...