Bir varolma savaşı!

“Annem ve babamın çocuklukları Rumeli’de geçmiş. O heyecan dolu güzel gençliklerinde savaş görmüş, muhacir bir anne-babanın Anadolu’da dünyaya gelmiş evlatlarıyım ben. Evini, ocağını, emeğini ekmeğini; kimi canını bırakmış; bıraktırılmış, Anadolu’ya göçe zorlanmışlar.
Umutların yittiği yerde ‘Savaş bitti’ denmiş.
Acılar kazınmış yüreklere.
Tarihe yazılmış; silinmemiş acılar.
Yıkılmış dökülmüş, yoksul Anadolu kucak açmış göç edenlere. Binlerce insan, binlerce parçalanmış aile, yeni topraklarında kök salıp ayakta durma çabasında yeni yaşam mücadelesi ile sabırlarını koymuşlar önlerine.
Anadolu’da Amasya’nın küçük bir köyünde dünyaya gelen ve onların yoksul yabancı hayatını sürdüren ben, o kuşağın ilklerindendim.
Yani o hayatın devamı olmuştum.
Benim çocukluk anılarım, Anadolu’da bir muhacir köyünde başlar. İlk adımlarımı, tek katlı iki odalı toprak tabanlı o köy evinde atmıştım. Annemin kendi elleriyle yaptığı bez bebeğimle oynamıştım o küçük evde. Sonra kardeşlerimle, kapı önünde yalınayak oyunlar oynamıştık birlikte.
Toprak tabanlı odamızda, lamba ışığında, geceleri, annemin dizinin dibinde ilk okuma kitabım alfabeyi, annemin yardımıyla okumuştum.
Annem gaz lambasının ışığında bizim elbiselerimizi, çamaşırlarımızı elinde dikiyordu. Öyle bir gecede sökmüştüm okumayı...”
***
Gülcan Yenice Erdem, bir muhacir kızı... 1945’te, Amasya Taşova’da doğmuş... Çocukluk yılları anne ve babasının başına gelenleri dinlemekle geçmiş...
Onları dinledikçe, yaşadığı özgürlüğün ve fırsat eşitliğinin önemini anlamış...
Çiftçi, köylü bir ailenin kızıymış ama kararını vermiş:
Modern, başı dik ve çalışkan olacak!
Olmuş da...
Sonra da gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını yazmaya, yeni kuşaklara aktarmaya karar vermiş... Yayıncı bulamamış; o işi de kendisi üstlenmiş...
***
Türkiye’de tarihin en büyük göçmen akınlarından birinin yaşandığı günümüzde “muhacir kızı Gülcan Erdem’in yaşadıkları” çok ama çok önemli...
Onun anne babasının bu ülkeyi “vatan”olarak kabullenmeleri ve onu değiştirmek yerine uyum sağlamaya çalışmaları çok şey anlatıyor; anlamasını bilene...
Evet; Anadolu, her ırktan ve milletten binlerce kavimin akınına uğradığı, tarihi boyunca...
Yine böyle bir dönem yaşıyor.
Ve bu dönemde; bana göre “bir muhacirin tanıklığı”, büyük önem taşıyor. İşte; bu yüzden Gülcan Erdem’in “Mübadil Oldum” isimli kitabını, “göçmenlik konusunda kafası karışık olan” herkese öneriyorum.

MÜBADİL OLDUM
Yazan: Gülcan Erdem
Kapak: Tan ve Şeniz Erdem
Türü: Otobiyografi
Baskı tarihi: 2015, Mayıs
Sayfa sayısı: 278
Not: Bu kitabı kitapçılarda bulamazsınız. Edinebilmeniz için Gülcan Erdem’in telefonunu veriyorum: 0533 560 96 05



Bunca acı boşuna mı çekildi?
Yunanistan’ın önce İzmir’i, sonra Ege’nin ve Marmara’nın önemli bir bölümünü işgal ettiği günlere dair, Türk yazarlarının kaleme aldığı onlarca kitap okumuşsunuzdur...
Aranızda daha meraklı olanlar da Yunanyazarlarının yazdığı işgal romanlarını okumaktan geri durmamıştır.
Peki; hiç, bir Türk yazarın, Rum kahramanın gözünden yazdığı bir roman okudunuz mu?
Kendisini, onun yerine koymaya çalıştığı; onun duygularını, hırsını, hatta zalimliğini anlamaya uğraştığı bir roman...
“Suyun öte yakası”ndakilerin gerçeklerini, binlerce yıldır kanlarına işleyen kinin, hepsini nasıl insanlıktan çıkarıp canavara dönüştürdüğünü okudunuz mu hiç? Usta yazar Hidayet Karakuş, “Anne... Beni Bekleme” isimli son romanında bu zor işi başarmış...
Kendi topraklarından çıkıp, atalarının intikamını almak ve kendilerine ait olduğuna inandığı toprakları ele geçirmek için orduya katılan bir Rum gencinin, Anadolu’da, özellikle de Salihli civarında yaşadıklarını, insanı o günlere götüren bir akıcılıkla kaleme almış.
Bana gönderdiği kitabını da; o toprakları bugün önlerine gelene peşkeş çekmeye çalışanları kast ederek, “Bunca acı boşuna mı çekildi Kurtuluş’ta?” notunu düşerek imzalamış...
***
Bu kitabı, özellikle bugün onlarca adamızı Yunanistan’a “babalarının malını hediye eder gibi” terk eden iktidar mensuplarının okumasını isterdim...
Belki o toprakları kaybetmemek için ölen dedelerimizin, ninelerimizin gerçek hikayelerinden ders alıp biraz olsun utanırlar ve adam olurlardı!

ANNE BENİ BEKLEME
Yazan: Hidayet Karakuş
Türü: Roman
Yayınlayan: Bilgi Yayınevi
Baskı tarihi: 2016, Nisan
Sayfa sayısı: 322
Etiket fiyatı: 18 lira





Biri hayatta olsaydı!
Araştırmacı Lütfi Kaleli, Türkçe Sevdalıları Grubu’nda Türk aydınlanmasının öncüleri hakkında yaptığı sunumları bir araya getirmiş...
Bu kitapta Atatürk başta olmak üzere Ahmet Yesevi, Ahi Evran, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Ömer Hayyam, Şeyh Bedreddin, Seyyid Nesimi, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Battal Gazi, Aşık İhsani, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Arif Damar, Ahmed Arif, Rıfat Ilgaz, Orhan Veli Kanık, Sabahattin Ali, Ceyhan Atuf Kansu, Cahit Irgat, Cemal Süreya, Aşık Veysel, Mehmet Başaran, İsmet Kemal Karadayı, Aziz Nesin veAydın Hatipoğlu’nun Anadolu kültürüne katkıları anlatılıyor.
Kitabı okurken hep, “Ne olurdu bu isimlerin bugün biri hayatta olsaydı” deyip dururdum...
Eminim; çok şey değişirdi!
Neyse... Anadolu’yu aydınlatan bu ışıkların her gece birini yakın; göreceksiniz bilgi dağarcığınız ışıl ışıl parlayacak!

ANADOLU’YU AYDINLATANLAR
Yazan: Lütfi Kaleli
Türü: Araştırma
Yayınlayan: Berfin Yayınları
Baskı tarihi: 2016, Haziran
Sayfa sayısı: 435
Etiket fiyatı: 18,25 lira