Birleşik Kamu İş ve Eğitim İş Sendikası başkanlarına açık mektup

Yıllar önce Eğitim Sen’in PKK kuyrukçuluğuna demir atması üzerine Atatürkçü kamu çalışanları tarafından kurulduğu için Eğitim İş’e üye olmuştum. İşyeri temsilciliği ve şube yöneticiliği görevlerinde sorumluluk aldığım için bu yazıyı yazmaya kendimde hak görüyorum.

Sayın başkanlar, üyesi olduğum sendikamın sizlerin yönetiminde içine sokulduğu partizan çizgi, kuruluş amaçları ve tüzük ilkeleri ile açık bir çelişme içindedir.
Sendikalar baskı gruplarıdır. Amaçları iktidar olmak değil, ama iktidara baskı yaparak, işçi sınıfının menfaatlerini korumak ve geliştirmektir. Sınıf mücadelesinin doğası gereği, siyasi partilerle ilişkileri olmalıdır. Partilerin emek politikalarını derinleştirmeleri için yol göstermeli, onları emekten yana tutumlara doğru çekmek için ağırlık oluşturmalıdırlar. Sizin, bunu yapabilecek olgunluk ve birikimde olmadığınız, son olayda bütün çıplaklığıyla ortaya dökülmüştür.

CHP’nin 1960’ların ortalarında başlayan ideolojik dönüşüm süreci, 2000’lere gelindiğinde Kemalizm’den hem program ilkeleri bazında hem de kadro bazında “kurtulmasıyla” sonuçlandı. Bu noktada antiemperyalist bir kitle örgütünün, CHP’yi yeniden köklerine dönme yönünde baskılaması büyük önem taşıyabilirdi. Oysa siz, kraldan çok kralcı tavrınızla, bırakın CHP’yi sola çekecek bir ağırlık yaratmayı, kimlik siyasetinin yörüngesine girmiş Dersimli Kemallerin, Kaftancıoğluların CHP’si tarafından yürütülen KESK ile birleşme operasyonuna alet oldunuz.
Diyarbakır’da dağa kaçırılan evlatlarını isteyen ve bu amaçla HDP önünde nöbet eylemi yapan analara destek vermediniz. Ölü taklidi yaptınız. Bu konuda aksi yönde bir MYK kararı almaya cesaret edemediniz. Ama destek veren Hepimizin Sendikası grubuna kesin ihraç talebiyle disiplin soruşturması açtınız.

Birleşik Kamu İş’e bağlı sendikalarda çeşitli kanatlar var. Bu kanatların varlığı tüzüğe uygun. Her biri kongre seçimlerine kendi adlarını taşıyan listelerle katılıyor, birbirleri ile yarışıyorlar. Hepimizin Sendikası grubu, antiemperyalizm ve Atatürk devrimciliği konularında en tutarlı, sizin orta yolculuğunuza en uzak sendikacılık anlayışını temsil ediyor. Diyarbakır’daki acılı anaları ziyaret eden bu grup, kendilerinin Birleşik Kamu İş içinde faaliyet yürüttüklerini söylemişler. Yalan mı? Öyle değil mi?

Diyarbakır olayı, sizin CHP ile olan tek yanlı bağımlılık ilişkilerinizin turnusol gibi sırıttığı bir an oldu. Çünkü CHP, HDP ile işbirliği yapıyor. Diyarbakır’daki analara destek çıkmıyor, Cumartesi anneleri falan diyerek cambaza bak yapıyor. Sendika-parti ilişkilerindeki yamuk duruşunuz, sizi kraldan çok kralcı hale getirdiği için bu olayda paralize oldunuz. Ortada, sendikanın tüzel kimliği bakımından doğru bir eylem olmasına rağmen, CHP’nin HDP ile ittifak siyasetinin güdümüne girmeniz, bu doğru eylemde sizi yanlış tarafa savurdu.

CHP’nin, HDP ile işbirliği yapmasının bir mantığı var. Oradan gelen oylarla iktidar olmak istiyor. PKK’nın yasal partisi aracılığıyla kuvvet toplama gibi düpedüz yanlış bir hesap yapıyor. Peki ama beyler, size ne oluyor? Siz parti değilsiniz ki. Neden Diyarbakır’daki analara destek ver(e)miyorsunuz? HDP’li kamu çalışanlarını üye yapamayız diye mi korkuyorsunuz? Sizin hesabınız nedir? Bu tavrınızın “CHP’nin sarı sendikası” olmaya talip olmaktan başka bir açıklaması var mı?

Sendika-siyasi parti ilişkisinin sınırlarını birbirine karıştırmanızdan, her şart altında CHP’nin hazır askeri gibi davranmanızdan dolayı CHP bile size saygı duymuyor. Bir sendika genel başkanının konuşmasının ortasında elinizden megafonun alınması nasıl bir skandaldır? CHP’nin kamu örgütlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı şube şube dolaşıp sizle KESK ile birleşme talimatları veriyor. Cevabınız nedir?

Sendika tüzüğünün Atatürkçü ideolojik ruhuna aykırı konumlanma içindesiniz. PKK’nın yasal partisine göğüs germek sizin işiniz değildir. Bırakın bu uysal sendikacılık yaparsak CHP bizi mebus yapar küçük hesaplarını.
Hepimizin Sendikası grubu, Diyarbakır ziyaretinde “biz ayrı bir sendikayız” mı demiş, “Birleşik Kamu İş’i temsilen geliyoruz” mu demiş. Hiçbiri değil. O halde telaşınız neden? CHP kuyruğunda yanlış bir ideolojik hatta sürüklenmiş olmanın telaşı olmasın! Öyle ya, tam da açılım kadayıfının altını kızartırken CHP’li ağabeyleriniz “siz bizim HDP ile ittifakımıza taş mı koyuyorsunuz” derlerse! Gitti mebusluk hayalleri.
Şimdi buradan sizlerden açıkça bir talepte bulunuyorum. Hakkımda disiplin soruşturması başlatılmasını istiyorum. Bir üyeniz ve eski bir şube yöneticiniz olarak, Hepimizin Sendikası grubunun Diyarbakır’daki acılı analara verdiği desteğin yanındayım. Beni disipline verin: “Gel bakalım” deyin, “sen PKK’dan çocuklarını isteyen analara destek vermişsin. Bunu yaparken de Eğitim İş’te örgütlü olduğunu söylemişsin.”
Verin disipline ki, savunmamda size ülkesi olmayanın sendikası olmayacağını, PKK’nın yasal partisi ile ittifak eden CHP’nin kuyruğunda sendikacılık yapmanın bu kamu emekçilerine de, Türk milletine de antiemperyalizm diye yutturulamayacağını tarihe yazılı bir kayıt olarak düşebileyim.