Birleşik Krallık’ı değiştiren birkaç olay
The Guardian gazetesi editörü Will Dean adı altında aldığım e-posta “14 yıllık kaos, yalan, yozlaşma ve en önemlisi beceriksizliğin en sonunda Muhafazakâr Partiyi yolladığını ve büyük bir çoğunlukla Sir Keir Starmer liderliğinde İşçi Partisini getirdiğini müjdeliyordu. Bu güzel haberin hemen ardından Fransa’daki seçimlerde Marine Le Pen’in üçüncü sıraya düştüğü ve İran’da reformist Pezeshkian’la iyimserliğin yenilendiğini ve hatta İngiltere’nin bir penaltı golü kazandığını ekliyordu.
İşçi Partisinin kazanmasının Birleşik Krallığın kendisini tekrar bir şekle sokması için bir fırsat olduğunu, çok şeyin değişmesi gerektiğini açıklıyordu. Kazanmalarının altında yatan nedenin de halkın öfkesi olduğunu belirtiyordu. 14 yılda Muhafazakâr Parti ülkeye çok zarar vermişti. Bu yapılan yoz işlerin birçoğunu da The Guardian gazetesi halka duyurmuştu, bu yazı onun gururunu da yansıtıyordu.
WİNDRUSH SKANDALI
Yazı halkın öfkesini yansıtan beş olaya ışık tutuyordu. Bunlardan birincisi Windrush Skandalı olarak bilinen bir skandaldı. Bir kuşak kadın ve erkeğin yaşamı bu skandalla kabusa dönmüştü. Sorumlusu Theresa May’di. Theresa May’in keşfettiği “Hostile Environment” (Düşmanca Çevre) ile Karayip’te doğmuş Birleşik Krallık vatandaşlarının (Siyahi) 1948-1971 yılları arasında ülkeye Windrush isimli gemi ile işçi olarak gelmeleri, temizlik ve benzeri işlerde çalıştırılmaları, bu ülkede yaşlanmaları ve sonunda “legal olmayan göçmen” olarak sınıflandırılıp yaşamlarının kabusa çevrilmesiydi.
Bu yoksul insanların önüne binlerce sterlinlik hastane masrafları ve cezalar getirildi, bazıları durum düzelmeden öldü ve sonunda önce Thresa May’in İçişleri Bakanı Amber Rudd ve ardından Theresa May’in istifaları ve yaptıkları kirli, yoz iş için özürleri geldi. Theresa May Başbakanlığı göz yaşları içinde ağlayarak terk etti.
PARTYGATE
Kovid ve sokağa çıkma yasaklarının en yoğun olduğu günler esnasında Başbakan Boris Johnson’ın sağ kolu, en iyi arkadaşı, hükümette Danışmanı Dominic Cummings Kovid oldu ve hasta haliyle Durham’a seyahat etti. Bu şımarıkça ve ayrıcalıkları suistimal eden davranış da halkı öfkelendirdi. Ekim 2021 de yine sokağa çıkma yasakları varken hükümet binasında içkili partiler düzenlendiği ortaya çıktı. Halk sevdiği yakınlarını bile defnedemezken, cenazelerine gidemezken başbakan, eşi ve iş arkadaşları içkili pizza partileri düzenliyordu. Bu da yozluğun bir başka yansımasıydı.
MEDPRO
Kovid yıllarından arta kalan bir başka skandal da Medpro skandalıydı. Kullanılacak halde olmayan maske ve koruyucu giysilere harcanan para dudak uçuklatacak gibiydi. “VİP yolu” denilen bir kısa yolla pahalı ve kullanılamayacak malzemeler Muhafazakar Parti üyesi Michelle Mone ve yeni kurulan Medpro firması ile 200 milyon sterlinlik sözleşmeler yapılıyordu. Önceleri Mone suçlamaları reddetti, tehdit etti ama sonunda bu firmayla olan ilgisini ve yalan söylediğini kabul etmek zorunda kaldı. Şu an Mone ve eşi Milli Suç Ajansı tarafından araştırılmakta. Hala daha suçlamaları reddediyorlar.
FRANK HESTER
Mart ayında Muhafazakar Parti’ye en çok bağış yapan iş adamı Frank Hester İşçi Partisi milletvekili Diana Abbott’a bakıp “Bütün zenci kadınlardan nefret edesim var” ve benzeri çok ağır sözler söyledi. Halk ayağa kalktı ama Muhafazakar Parti milletvekilleri uzun bir zaman bu sözlerin ırkçı olduğunu kabul etmedi ve Hester’in 2023’te partiye verdiği 10 milyon sterlini iade etmedi. Ayrıca bu haber ortaya çıkmadan bir beş milyon sterlin daha kabul etti. Hester’in sağlık firması 2016’dan itibaren İngiltere’nin Milli Sağlık Örgütünden (NHS) 400 milyon sterlin para aldı.
Bunlar birkaç örnek ancak çoğaltılabilir diyen editör, 14 yıllık Muhafazakar Parti yönetimi halkın vergisini kendilerini zengin etmek için kullandığını açıklıyor.