Birleştiren ve birleşen kazanır
Son dönemlerde ülkemizde hep “mücadele birleştirir, seçim böler” formülü hükmünü yürütmüştür. Cumhuriyet Mitinglerinde, Silivri önlerinde, Haziran Direnişinde, yasaklanan milli bayramlarda, şehit cenazelerinde, vatanseverlikte birleşenler, seçimlerde bölünmüştür. Milletin mücadele direncini ölçen bir birim ve ölçüm aygıtı icat edilse, Türkiye son on yıl içindeki eylemleriyle dünya sıralamasının herhalde en önlerinde yer alırdı. Üstelik bu mücadeleler sonucunda çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Ergenekon-Balyoz tertipleri çökertilmiş, bu kumpasları yürüten F tipi örgüt ağır darbeler yemiş, Türk milletini anayasadan çıkarma planları boşa çıkartılmış, ülkemizin “çözülme süreci” PKK’ye karşı etkin mücadeleye dönüşmüştür.
VATANSEVERLİK BİLİNCİ Amerika karşıtlığı konusunda yapılan ölçümlerde de, ülkemiz dünyada en ön sıralarda yer almaktadır. Bu bilinç, herhalde vahiy yoluyla değil, ABD’nin bölgemiz ve ülkemizdeki yıkıcı faaliyetlerinin kaynağının kitleler tarafından doğru algılanması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu bilincin toplum sözlüğündeki karşılığı, “vatanseverlik”tir. Bugün ülkemizde bölücü teröre karşı esmeye başlamış olan güçlü rüzgarın kaynağında milletin mücadele direnci ve vatanseverlik bilinci yatmaktadır. Karşı devrimin güçlerinin bölünmesine ve bütün toplumsal güç odaklarının yeniden konuşlanmasına yol açan bu rüzgar, milletin kanat çırpışlarının sonucudur.
EKSİK OLAN NEDİR?Milletin her mücadelesi, ABD’nin Türkiye planlarında bir sonraki yedeğe geçerek alfabenin sonuna doğru ilerlemesine yol açmıştır. Belki de dünyada Türk milletinin direncinin ve vatanseverlik bilincinin en çok farkında olan güç, ABD’dir. Her dönemeçte yeni bir dirençle karşılaşan Amerika açısından, bu durum artık bir sürpriz olmaktan çıkmış, “millet” başa çıkılması gereken bağımsız bir güç etkeni olarak ABD denklemlerine dahil edilmeye başlanmıştır. Eğer bu süreçte Amerika’nın bir başarısından söz edilecekse, o da bugüne kadar “millet”i hükümetten uzak tutmayı başarmış olmasıdır.
SEÇİMİ VATAN MÜCADELESİNE DÖNÜŞTÜRMEK Türkiye denkleminin en yaşamsal ögesi, milletin gücünün doğrudan hükümet olmasıdır. O zaman “mücadele birleştirir, seçim böler” formülünün geçersiz hale getirilmesi gerekir. Seçimde başarının önkoşulu, seçimi, kitlelerin birleşik vatan mücadelesini seçim sonrasına erteleyen, böylelikle onların inisiyatifini parçalayarak kısıtlayan bir etken olmaktan çıkarmaktır. Milli bir hükümetin önünü açacak olan, seçim mücadelesinin kendisinin kitleleri birleştiren bir vatan mücadelesine dönüştürülerek kitlelerin inisiyatifinin bütün zincirlerinden kurtarılmasıdır.
SALTANATI YIKMANIN YOLUBugün 7 Haziran öncesine göre bambaşka bir Türkiye’de yaşıyoruz. “Sözde çözüm, özde çözülme süreci” iflas etmiş, vatan mücadelesi gündemin merkezine oturmuştur. Bu mücadele, milletin aklını ve yüreğini kazanmıştır. Sonul zafer için gerekli olan milletin seferber edilmesidir. 7 Haziran tablosunun ötesinde milli bir seçeneği gündeme getirmeyen bir seçim süreci, milletin mücadele gücünü köreltmekten başka bir sonuç vermez. Oysa seçim mitingleri bütün vatansever güçleri birleştiren “Mehmetçik mitinglerine” dönüşür, seçim mücadelesi, yurt çapında on milyonların katıldığı 29 Ekim coşkusuyla taçlandırılırsa, Türkiye’nin çehresi bir anda değişir. Güçlü bir milli seçenek, Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve Ortaçağ kıskacındaki Kürt yurttaşlarımızın gözünde “Mehmetçiği kurtarıcı”, “Cumhuriyeti altında özgür yaşanacak tek seçenek” haline getirir. Saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım tarihinde, ülkemizde karşı devrimin saltanatına son verilir. Bugün birleştirenin ve birleşenin kazanacağı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Kazanmak için gereken mücadele gücü, milletimizin toplumsal damarlarında mevcuttur.