Bitireceğiz bu işi Emperyalizmin nefesini bölgede keseceğiz
Silahlı Kuvvetlerimiz yine görev başında.
24 Temmuz’da sırtlarını sıvazladık terörün üzerine gönderdik.
Siper olanlar oldu.
Dur tartışalım, barış yapalım diyenler oldu, hatta milletvekili sıfatıyla komutanıma, amirlerime el kaldıranlar bile oldu.
Arkalarında biz vardık.
Biz! Bu milletin anaları, babaları...
Bu millet.
Ezdik geçtik.
Hendeklere gömdük.
Ayrılıkçı terörle yobaz terör efendilerinin hizmetindeydi.
Efendileri devam dedi.
Bu bir savaş. Emperyalizme karşı savaş. Kişisel irade dinlemez.
Kaçınılmazlar uygulamaya girdi.
Efendilerinin de üzerine gidildi.
Sınıra sürdük.
Üzerlerine kilit vurduk.
O zaman sınırda görev başında olan askerlerimizle konuştum.
Sordum, nedir durum. İçeride nefesleri daraldı. Ama sınırdan geçip geçip geliyor, sonra dönüyorlar dediler.
Köklerini kazımadan durmak yok.
İşte şimdi kazınacak.
Bütün beslenme damarları kesilecek.
KAÇINILMAZLAR
DEVREYE GİRİYOR
Diyorlar ki, ta Pentagon’da bile, Türkiye’yi Vatan Partisi yönetiyor.
Vatan Partisi’nin bir tek üstünlüğü var.
Vatan Partisi kaçınılmazları görüyor.
Vatan Partisi bilimsel. Durumu tahlil ediyor. Sonuca varıyor.
Vatan Partisi cesaretli vardığı sonucu söylüyor.
Vatan Partisi vatansever. Sonucun Türkiye’nin kaderini belirlemesi için yaşama geçmesi gerektiğini biliyor. Önünü açıyor. Arkasında bir tek gerçeğin rüzgarı bile kalsa, işte o güç ona yetiyor; göğsünü her türlü saldırıya, oklara siper ediyor.
Bir bir uygulanması gerekenleri söylüyor.
Kaçınılmazlar önünde sonunda devreye giriyor.
Keşke ta o ünlü el sıkma fotoğrafının çekildiği dönemde devlet devreye girseydi.
Devlet o elden tutup çekseydi.
Başka devletlerin aracı olmayın, gelin bir sorun varsa burada kendi özgür irademizle çözelim; deseydi. Bu kadar kayıp olmazdı, bu kadar ağır bedel ödemezdik.
YENİ BİR KARAR
AŞAMASINDAYIZ
İşte şimdi yeniden önemli bir karar aşamasındayız.
Hatta o kadar ağır ve acılı geçen bir sürecin son aşamasındayız.
Elimiz havada bekliyoruz.
Önümüzde bir kapı karanlığa açılıyor.
Ya “güvenli bölge” diye elinize yeniden verilen oyuncakla oyalanacaksınız. Emperyalizmin her an size karşı kullanacağı teröre yaşam üçgeni tanıyacaksınız. Çözüme ulaşacakken, tam da kökünü kazıyacak darbeyi indirecekken öteleyeceksiniz. Küllerinde tohumlarını bırakacaksınız. Biri gelecek yeniden sulayacak.
Oysa bir kapı daha var önümüzde.
Aydınlığa açılıyor.
Pırıl pırıl güneşi görmüyor musunuz?
Mehmetçiğimiz gerçekten düğüne gidiyor.
Vatanının düğünü söz konusu.
Birliği, bütünlüğü, bağımsızlığı, canı, canının ciğerinin güvenliği, ekmeği söz konusu...
2014 Haziran’ında söz vermişiz. Artık analar ağlamayacak. Kutlamalarımız olacak diye. İşte artık o günler gelecek. Mehmetçiğimiz başaracak. Bahtları açık olsun. Bütün Türkiye’nin analarının yüreği, umutları onlarla birlikte. (Bkz. Anaların çığlığı Türkiye’ye yayıldı http://dailymotion.com/video/x1zm7pc )
Çok daha önceleri verilmiş bir söz bu. 1980’lerden bu yana oralardayız.
O merdivenlerdeyiz! El ele! Can cana!
Birliğimiz, bütünlüğümüz, dirliğimiz için...
BU BİR ATATÜRK SÖZÜ
Daha da önce...
Bu bir Atatürk sözü...
Hepimiz bir milletiz. Yediğimiz içtiğimiz bir olmalı. Başımız dik olmalı. Ayrımız gayrımız yoktur. Amerikan uşağı olacak kız, kızan yoktur bizde!
Çanakkale’de dedelerimiz koyun koyuna yatıyor.
“İlk hedefimiz Akdeniz!” dedik.
Düşmanı kovaladık.
Başardık.
Bu kez de başaracağız.
“İleri!” diyeceğiz.
İlk hedefiniz tetörün kökünü kazımak diyeceğiz.
İleri!
İşte bu da bir kaçınılmaz.
Er ya da...
“Ya da” olmayacak... “geç” olmayacak.
Olmamalı.
İzin vermeyeceğiz.
Bitireceğiz bu işi.
Emperyalizmin nefesini bölgede keseceğiz.
Hep birlikte.
2015 Şubat’ında Beşar Esat’la görüşmeye gittiğimizde Sayın Cumhurbaşkanı’na da Suriyeli analara da daha çok çalışma söz vermiştik. Biz yedi ülke, yedi denizin kadınları el elele versek sorunları çözeriz demiştik, yeniyi inşa etme konusunda da görev almaya hazır olduğumuzu özellikle belirtmiştik. (Bkz. https://youtu.be/-Vi7KUnSeKk)
İşte onlara da sözümüzü yerine getireceğimiz zamanlar geliyor.
İki gemi limandan demir aldı.
Doğru hedefe yol alan gemide olacağız.
Dümeninde başkalarının olduğu gemiye binenlere, teröre ve emperyalizme nefes verenlere bu vatanı dar edeceğiz. Üzerlerine vurulan kilitleri açmaya kalkışanlara, doğum günü mumları yakanlara izin vermeyeceğiz!
Türkiye gemisi doğru rotada yol alacak.
Mavilere yeşillere allara...
Nice nice başarılara...
ÇUVALDIZ KENDİMİZE
Bu hafta Ulusal Kanal, Yeni Ufuklar’da Terörle Mücadelede Medyanın İşlevi ve Sorumluğu’nu tartışacağız.
Yazılı ve görsel basını, sosyal medyayı masaya yatıracağız.
Yapılan haberleri, atılan başlıkları, görüntüleri, yorumları ve tartışmaları basının sorumluğu açısından irdeleyeceğiz...
Yapılan yanlışlar ve yolaçtığı sonuçlar, olması gereken nedir?
Eleştiri ve önerilerinizi bekliyoruz. @suleperincek
Konuklarımız, Av. Faik Işık ve Aydınlık İnternet Sitesi Genel Yayın Yönetmeni, eski Deniz Harp Okulu öğrencisi Tevfik Kadan.
(13 Ekim Pazar, saat 19.30)