Bofi olmak ve bofilerimiz

Bofi, sosyal medya çağının yeni insanını ve onun davranış biçimini anlatan bir kavram. Bu kavramı sosyal medyada karşısına çıkan haberlerin oltasına takılmış insanları anlatmak için uydurdum. Başlık okuyarak fikir edinen insan demek oluyor. Her kesimden pek çok insan, maalesef bu hale geldi veya getirildi.

Çağımızda sosyal medya büyük bir demokratikleşme imkânı sağlıyor. Artık sınırlı bir çevre yerine kamusal bir ortama konuşabiliyoruz. Konuşmak için yeterli birikimimiz, doğru bilgilerimiz olup olmadığı önemli değil, konuşmak bir hak ve bizler de hakkımızı tepe tepe kullanıyoruz. Nasıl olsa sadece kendi söylediklerimizden mesulüz. Başkaları adına konuşmuyoruz, sadece kendimizi ifade ediyoruz. O halde konuşuruz. Buraya kadar sorun yok. Tabi herkesin konuşmasını, sosyal medyadan tepki verebilir hale gelmesini sorun edenler de olabiliyor. Bunlar, sadece bilenler konuşmalı diyerek işi elitizme vardırıyorlar.

Kanaatimce sorun herkesin ortaya konuşup konuşmaması değil. Sorun, yeni teknolojik maddi yapının henüz kendi davranış kodlarını yani kültürel değerlerini oluşturamamış olması. Bu haliyle insanların denetiminde ve onlara hizmet eden bir teknoloji değil, aksine insanların denetim altında tutulması için kullanılan bir teknoloji durumunda. Çünkü sosyal medyanın sağladığı demokratik imkân, demokratik bir konuşma ve iletişime değil kitlelerin manipüle edilmesine daha çok hizmet ediyor.

Sosyal medya aynı zamanda bir bilgilenme kaynağı. Ama bilgilenmenin yolu-yordamına ilişkin bir etik ortam değil. Yani sosyal medya, bilgilenmeyi kendi geçiciliği içinde örgütlüyor, kendi etiğiyle geliyor. Geçicilik ve hız etiği bu. Hızlı konuşmak, hemen tepki verip beğenileri toplamak, dolayısıyla hızlı öğrenmek gerekiyor.

Sosyal medyadan öğrenmek önünüzde akan bir ekrandan öğrenmek demek. Hızlı öğrenme hem bir imkân hem de hız algımızın değişmesi nedeniyle bir ihtiyaç. Her şey gözümüzün önünden aksın, görüntüler hızlı değişsin istiyoruz. Kitap gibi kendiliğinden akmayan öğrenme yolları artık değişen hız algılarımız karşısında demode ve can sıkıcı kaldı. Bu koşullarda akan ekranda başlıkları okumak ve hemen bir kanaat oluşturup tepki vermek, yeni demokratik ifade biçimimize dönüştü. Sosyal medya çağının temel davranış etiği budur. Artık haberleri uzun uzun okumak, başka kaynaklardan da beslenmek, soğukkanlı olup zamana yaymak yeni dönemin hız algısı açısından çok zaman kaybettirici işlere dönüştü. Eğer hızlı öğrenip geçmiş müktesebatınızın getirdiği önyargılarla sağlamasını yapıp hızla tepki vermezseniz, sosyal medya akarken siz bakarsınız. Yaya kalır, unutulursunuz. Sosyal medyanın kuralı şu: “yaşamak” istiyorsan anlık paylaşım yapmak zorundasın!

Bu zorunluluk, kendi davranış kalıpları ve o kalıplara uygun davranmaya başlayan yeni bir sosyal medya insanı tipi yaratıyor. İşte yeni bir davranış kalıbına sahip yeni bir sosyal medya tipine böylece ulaşıyoruz. Bu Bofi’dir. En önemli özelliği hızlı tepki vererek sosyal medya evreninde hayatiyet bulması, en önemli zaafı sık sık “ofsayta” düşmesidir. Estirilen rüzgârlara kapılarak sonradan arkasında duramayacağı anlık tepkiler vermek, bofilerin adeta kaderidir. Ancak bu akışkan bir âlemde sorun yaratmaz. Çünkü önyargılı tepkileriniz ve başkalarına yaptığınız haksızlıklar da akan ekranda kısa bir süre içinde çok gerilere düşecektir nasıl olsa. Milyonların konuşma hakkını kullandığı demokratik bir kaos ortamında sizin paylaşım ve yargılarınızın gerçek dışı olması, yani düpedüz yalan söylüyor ya da yalana alet oluyor olmanız, arada kaynadığı için sorun oluşturmaz. Sosyal medyanın hafızası yoktur, olsa olsa rakiplerin arşivleri vardır. Hepsi bu.

Özellikle kamusal görevlere talip olmuş, sözlerinin bir ağırlık taşımasını beklediğimiz kimselerin yalan söylemesi ya da yalanlara alet olması, rakipleri açısından kullanılacak bir açık olarak değerlendirilir. Haber değeri taşıyan budur. Yoksa kitleler artık sessiz yığınlar değil, gürültücü yığınlara dönüşmüşlerdir ve kendilerinden başka bir şeyi temsil etmedikleri için bofileşmiş durumdadırlar. Bofi kitleleri, yaratılmasına hizmet ettikleri ses duvarı ile bazen kitle kuyrukçusu politikacıların, gazetecilerin ve kanaat önderlerinin de bofilenmesine yol açarlar. Bofilenmek, bilgiyi süzme yeteneği olmayan sıradan sosyal medya kullanıcısı için gündelik ve adi vaka türünden bir olayken, bir kanaat önderi için sığlığı kanıtlayan can sıkıcı bir durum olabilir. Ama üzülmeye gerek yoktur. Söylediğimiz gibi, akışkanlık üzerine kurulu bir dünyanın ahlaki kodları da akışkandır nasıl olsa.