Bölgesel ittifaka doğru
Türkiye Dışişleri bakanlığından bir yetkili Türkiye, İran, Suriye ve Rusya’nın Suriye’nin kuzeyinde oldu bittiyle tesis edilen Kürt Kantonlarına(!) karşı oldukları ve bu oluşumları kabul etmeyecekleri konusunda anlaştıklarını ifade etmişlerdir.
Bu konudaki işbirliği, kararlılık ve varılan sonuç yani söz konusu dört devletin aynı anlayışta olması hem Suriye iç savaşı hem de bütün Ortadoğu için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu konudaki anlayış ve işbirliği bizim yıllardan beri söylediğimiz ve Suriye iç savaşının başlangıcından itibaren hemen hemen her gün dile getirdiğimiz bölgesel ittifak ya da batı Asya ittifakının gerçekleşmesi için atılmış tarihi ve çok kritik bir adımdır.
Böyle bir anlayış ve işbirliği Ortadoğu ve Türkiye için ne sağlayacaktır ve ne getirip götürecektir onlara bir bakalım. Öncelikle Suriye iç savaşının gidişini değiştirecek, savaşı bitirebilecek ve Suriye’nin bütünlüğünü sağlayabilecektir. Yani daha fazla kan dökülmesini, kardeş kavgasını, şehirlerin yakılıp yıkılmasını, insanların başka ülkelerde ve kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşmelerini önleyecektir.
ABD’nin BOP’unu, Kuzey Irak’tan Akdeniz’e ulaşacak ABD/İsrail koridorunu, bölgede birleşik bir Kürdistan’ı (siz ona ikinci İsrail de diyebilirsiniz), bölgedeki 22-24 ülkenin sınırlarının değiştirilip yeni devletçiklerin kurulmasını, etnik ve mezhep savaşlarını engelleyecektir.
Türkiye’de devam eden PKK terörünün alınan tedbirler ve yürütülen operasyonlarla kısa zamanda bitirilmesini sağladığı gibi FETÖ ve IŞİD ile daha kolay mücadele edilmesine imkan verecektir. ABD ve Batı/İsrail’in Türkiye ile ilgili planlarını engelleyecektir. Nedir bu planlar, Türkiye’nin parçalanması ve bir federasyon haline getirilmesi, etnisite ve mezheplere göre özerk bölgeler meydana getirilmesi, Ermeni soykırımı iddialarının kabulü ve Türkiye’den toprak talebi. Doğu Akdeniz’de ve Ege’de deniz hak ve menfaatlerimizin elimizden alınması, Kıbrıs’ta taviz verilmesi ve kaybedilmesi, Montrö anlaşmasının değişmesi ve Karadeniz’de daimi NATO deniz gücünün bulundurulması vb. hususlar.
Ya bu kadar değil, ne alakası var bu işbirliği söylemi ile bu yazdıklarınızın dediğinizi duyar gibiyim. Evet çok alakası var. Çünkü söz konusu işbirliği olmazsa iktidar biraz evvel yazdığım konularda taviz vermek ve/veya bu haklarımızın bir veya bir kaçından vazgeçmek zorunda bırakılabilir. Bunun için söz konusu anlayış ve işbirliği hele batı Asya veya adına ne derseniz deyin bölgesel ittifak bölge ülkeleri için hayati öneme haizdir.
Böyle bir işbirliği ve bunun bölgesel bir ittifaka dönüşmesi ticareti ve üretimi artıracak, bölge savaş ekonomisinden refah toplumu yaratacak bir ekonomik modele geçecektir.
Bu işbirliği ve bölgesel ittifak diğer bölgelere de örnek olacak( orta Asya ülkeleri, Hazar Havzası, Kafkasya, Balkanlar vb.) ve emperyalizme karşı örgütlü bir birliktelik tesis edilerek, emperyalizmin ülkeleri, etnisiteleri, mezhepleri, dinleri vb. hususları kullanarak onların kaynaklarını sömürmesi ve haklarını gasp etmesi önlenecektir.
Gerçekten çok tarihi günler yaşıyoruz. Türkiye ve bölgemiz bir devrimin eşiğinde. Bölge ülkeleri bu işbirliği ve anlayışı bölgesel bir ittifakla sonuçlandırabilirlerse bu emperyalizmin sonu olacak, kan ve yıkım duracaktır.