BRICS ne yapıyor?

Yeni dünya düzeni tartışılıyor. Gerçekten yeni bir dünya düzeni olacak mı? Yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var mı? Bu sorulara muhtelif yanıtlar var. Örneğin AK Parti’nin eski ekonomiden sorumlu bakanı, şimdi DEVA Partisi Genel Başkanı Sn. Ali Babacan, Çin halk Cumhuriyeti’nde katıldığı bir toplantıda “G20’den daha fazla yararlanmak zorundayız. Bir başka önemli husus da bu konuları çalışırken finansal istikrarla, sosyal koruma ağlarının bir arada ele alınması. Bazen istikrar için alınan tedbirler geniş kesimlerin büyük sıkıntılar çekmesine sebep oluyor. Makro finansal istikrar uğruna milyonların yoksullaşmasına izin verilmemeli”

Biraz aşağıda göreceğiz; 2. Washington Uzlaşması tartışmalarında, 1. Washington Uzlaşmasına eleştiridir aslında Ali Babacan’ın dillendirdiği.

Ali Babacan da sistemin çalışmadığını anlatmaya çalışıyor. Çözümü de yine bu sistemin içine daha fazla ülkeyi (Atlantik ülkeleri ya da G-7 ülkelerinin genişletilmesi) alarak sisteme meşruiyet sağlamak olarak görüyor.

WASHİNGTON UZLAŞMASI

Bretton Woods anlaşması ile birlikte gelişen yeni dünya düzeni, başta ABD olmak üzere diğer Atlantik sistemi ülkelerinin kendini zamana uydurmak için, kendi ihtiyaçlarına göre kavram ve kuralları yenilemiş, değiştirmişlerdir. Bu dönüşme ile en son uygulamaya konan sisteme; neo liberal sistem denmektedir. Bu sistemin ideologları; 1970’li yılların Nobel ödüllü iktisatçıları Friedrich Hayek ve Milton Friedman’dır. Hayek 1974’te, Friedman da 1976’da Nobel Ödülü almıştır. Bu yeni teorinin temel kuralları ise Washington Uzlaşması adıyla anılmaktadır.

“Washington Uzlaşması, merkezi Washington’da bulunan üç önemli kurumun (Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, ABD Hazine Bakanlığı) ülkelere tavsiye ettikleri ortak iktisat politikalarını ifade eder. Daha sonra bu uzlaşmaya Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Merkez Bankası da katılmıştır.” BİRİNCİ VE İKİNCİ NESİL WASHINGTON UZLAŞMASI: NEOLİBERAL İKTİSAT POLİTİKALARININ 1980’DEN SONRAKİ EVRİMİ * Cengizhan YILDIRIM sh.4

“Washington Uzlaşması” aşağıdaki 10 ilke ile formüle edilmiştir. Bu ilkeler John Maynard Keynes’in formüle ettiği; eksik istihdam nedeniyle oluşan ekonomik krizlerin yerini kamu harcamaları ile takviye ederek, sistemi çalıştırma esasına dayalı modelden, tamamen!!! Liberal (Özgür!!!) bir model olan ve ekonominin rahatça kendini yenileyebildiği serbest rekabete dayalı bir modele geçiştir.
Aslında John Maynard Keynes modeli de Hayek-Friedman modeli de emperyalist merkezlerin ihtiyaçlarına göre şekillendirdikleri iktisadi sistemlerdir.

Birinci Washington Uzlaşması:

1. Maliye disiplini sağlanmalı ve denk bütçe anlayışı güdülmelidir. Burada maliye disiplini tüm devlet harcamalarının tek bir merkezden ve bir disiplin dahilinde yapılması gerektiğini savunduğundan denk bütçe kavramından farklı bir mana içermektedir. Denk bütçe ise gelir ve gider eşitliğidir. Bütçe açığı, daha çok gelişmekte olan ülkeleri etkileyen ödemeler dengesi krizlerine ve enflasyona neden olmaktadır.

2. Kamu harcamalarının öncelikli alanları yeniden belirlenmelidir. Devlet doğrudan iktisadi alana müdahale etmek yerine, uzun dönemde iktisadi büyümeyi artıracak daha verimli alanlara; eğitim, sağlık ve altyapı harcamalarına yönelmelidir.

3. Vergi reformu yapılmalıdır. Ülkeler artan oranlı vergilerden vazgeçmeli ve vergi tabanını genişletmelidir.

4. Tüm finansal hareketler serbest olmalı ve faiz oranları piyasa tarafından belirlenmelidir. Böylece gelişmekte olan ülkeler ihtiyaç duydukları sermayeye kavuşacaktır.

5. Tek tip ve piyasa tarafından belirlenen döviz kuru anlayışı uygulanmalıdır. Aşırı değerli, düşük değerli veya çeşitli sektörlere farklı döviz kuru uygulamaları sanıldığının aksine, ihracatı ve büyümeyi engeller. Bununla beraber döviz kurlarının aşırı dalgalanması da istikrarı bozar. Burada daha çok anlatılmak istenen dalgalı döviz kuru politikasıdır.

6. Gümrük tarifeleri kaldırılmalı ve serbest dış ticaret uygulanmalıdır.

7. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları özendirilmelidir.

8. Devletin iktisadi teşekkülleri özelleştirilmelidir.

9. Deregülasyon, yani devletin piyasa üzerindeki kontrollerinin kaldırılması, temel amaç olmalıdır.

10. Mülkiyet hakları sağlam güvence altına alınmalıdır.

İSTENENİ VEREMEDİ

Yıllar içinde bu modelin istenildiği şekilde işlemediği, biraz revize edilmesi gerektiği ön görülerek 2.Washington Uzlaşması adıyla yeni ilkeler belirlenmiştir.

“Birinci Washington Uzlaşması’nda bazı “eksiklikler” olduğu anlaşılınca, bunların neler olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Politik eleştirilere bağlı olarak kurumlar, gelir dağılımı, yoksullukla mücadele, sosyal politikalar ve etkin finansal piyasalar gibi konularda bazı yenilikler yapılması gerektiği belirtilmiştir.” BİRİNCİ VE İKİNCİ NESİL WASHINGTON UZLAŞMASI: NEOLİBERAL İKTİSAT POLİTİKALARININ 1980’DEN SONRAKİ EVRİMİ * Cengizhan YILDIRIM sh.16

İkinci Washington Uzlaşması
İlk uzlaşıdaki 10 temel ilkeye ek olarak aşağıdaki 10 ilkeyi ilave etmiştir.

11. Ortaklaşa Yönetim 12. Yolsuzluğa Karşı Önlemler 13. Esnek İş gücü Piyasaları 14. DTÖ Anlaşmaları 15. Finansal Kurallar ve Standartlar 16. “İhtiyatlı” Sermaye Hesapları Açılması 17. Aracı olmayan döviz kur rejimi 18. Bağımsız merkez bankası/Enflasyon hedeflemesi 19. Sosyal Güvenlik Ağları 20. Yoksulluğu Azaltma Hedefi BİRİNCİ VE İKİNCİ NESİL WASHINGTON UZLAŞMASI: NEOLİBERAL İKTİSAT POLİTİKALARININ 1980’DEN SONRAKİ EVRİMİ * Cengizhan YILDIRIM sh.18

İkinci uzlaşıdaki ilkelere bakarsanız bunların Kemal Derviş ile Türkiye’de devreye alınan ve devamında Ali Babacan, şimdi Mehmet Şimşek ve muhalefetin de uygulamaya çalıştığı politikalar olduğunu görürüz.
Ali Babacan’ın baştaki konuşmasına bakarsanız, konuşmanın hedefinin bu ilkeleri yeniden harekete geçirerek dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisinin, bu ilkelere sahip çıkarak 1944’de kurulmuş olan Atlantik sistemine devamlılık kazandırmak olduğunu anlarız.

BRICS ne yapıyor; BRICS 1944’te kurulan 1980’ler ve 1990’larda kendini yenileyen Atlantik sisteminin artık kendini yenileyemediğini ve sonunun geldiğini fark eden ülkeler olarak büyük çöküş sürecinde felaket yaşanmaması için yeni dünya sistemine altyapı hazırlığı yapıyor. Yeni sistemin kurumlarını hazırlamaya, yeni sistemin kurallarını tartışmaya başlıyor.