Bruce Willis’in vedaı

Bir zamanlar ringde fırtına gibi esen şampiyon boksörlerin, evine birkaç kuruş götürebilmek için dayak yemeyi göze aldığını ve ringde kum torbasına çevrildiğini görmek… Ortalığı kasıp kavuran sanatçıların gözden düştükten sonra sahnede uvertür muamelesiyle karşılaştığına tanıklık etmek… Kısacası, parlak şöhretlerin yitip gitmesini, yıldız tozu haline gelişini seyretmek…

Kısa süre önce özel bir beyin hastalığı nedeniyle sinemayı bıraktığı açıklanan Bruce Willis tam da bu halde çıkıyor karşımıza. Rol aldığı son film olan “Son Çıkmaz” (Wrong Place), konu itibariyle bu saydığım çöküş hikâyelerinden uzak bir film ama neresinden bakılırsa bakılsın son derece trajik bir final niteliğinde. Hastalığı filmin her karesinde hissedilen ünlü oyuncu, yere çok sert düşmüş, o eski halinden hiçbir şey kalmamış durumda. Ve hakem acımasızca saymakta…

YANLIŞ ZAMAN, YANLIŞ YER

Neredeyse ayakta durmakta, kameraya bakmakta bile zorlanan Willis nedeniyle değil yalnızca; diğer oyuncuları, senaryosu, kamera açıları, kurgusu vb. nedeniyle de felaket ötesi bir film var karşımızda. Milyonlarca hayranı bulunan, 40 yıldır beyazperde karizmasını konuşturan Bruce Willis’in vedaı böyle olmamalıydı ama olmuş işte. “Son Çıkmaz”, Willis’in filmografisindeki son noktaysa gerçekten, çok yazık.

Yetişkin kızı kansere yakalanan, karısını da kendi kullandığı otomobilin geçirdiği kaza sonucu kaybeden taşralı polis şefi Frank, mesleğinden ayrılmış ve bir rehin deposunun güvenlik sorumlusu olmuştur. Bölgenin yerel uyuşturucu satıcısı Virgil’in oğluyla birlikte dahil olduğu bir cinayete tanıklık eder, çatışmaya girer, olayların içine çekilir ve garip (ama çok garip) bir intikam serüveninin öznesi haline gelir. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak bir kez daha başına dertler açmıştır. Kanseri atlatan kızı da sürpriz yapıp, aşk yaşadığı hemcinsiyle birlikte babasını ziyarete gelmiştir. Hapse atılan Virgil’in oğlu Jake, ne yapmak istediği anlaşılamayan bir biçimde saldırıya geçer ve saçma sapan olaylar birbirini izler.

KÖR BİR ÇIKMAZ

Asıl olarak müzik sektöründen gelme, 2021’de “Out of Death” adında gene Bruce Willis’in başrolde olduğu (seyretmediğimiz) bir film çektiğini bildiğimiz yönetmen Mike Burns, Alabama ormanlarında, saldım çayıra mevlam kayıra tarzında, aksiyon-gerilim olduğu iddia edilen bir filme imza atmış atmasına da “Son Çıkış” neresinden tutsanız elinizde kalan, tel tel dökülen bir yapım. Öte yandan, bir zamanların televizyon gözdesi “Mavi Ay” dizisinin, “Zor Ölüm” filmlerinin, “Şenlik Ateşi”, “Hudson Hawk”, “Ucuz Roman”, “Gecenin Rengi”, “Beşinci Element”, “Altıncı His”, “Günah Şehri” gibi kalburüstü işlerin başarılı aktörü açısından da alabildiğine hüzün verici bir veda bu. Bütün film boyunca adeta tek bir yüz ifadesi takınarak poz kesmeye çalışan Willis, gözlerimizin önünde un ufak olup gidiyor. Durmadan kendi kendine konuşan karakterler, bir türlü ölmeyen yaralılar, yüzünü maskeyle kapatan ama çıplak vücudu dövmeyle dolu kötü adamlar ve ille de kota dolsun diye eklenmiş bir eşcinsel aşk da cabası. Bu açıdan bakıldığında elbette ki “tarihi” bir kapanış gösterisi diye de değerlendirilebilir “Son Çıkmaz”; Bruce Willis’i getirip kör bir çıkmaza soktuğu için.

Tevfik Fikret, oğluna yazdığı “Haluk’un Vedaı” şiirinde “Bunu benden mi duymalıydın! Acı şeyler, Halûk, fakat gerçek!” diye seslenir. Benimkisi de o hesap.