‘Bu anlamlı günde’
2500 yıl önce Atina’da varlığı ortaya çıkan ‘Tiyatro’, her zaman toplumların ya da bir ulusun sosyolojik ve sosyo-politik yansımalarını tiyatro sahnelerine taşıma görevini başarıyla yerine getirmiştir. Aristo, Shakespeare, Çehov ve Brecht’in metinlerinde dün olduğu gibi bugün de ‘Tiyatro’, topluma bir ayna olma vazifesinden hiç vazgeçmedi. Ülkemiz bir süreçten geçiyor. Bu süreci bütün yönleri ile sanatımızın en önde gelen sahneleme biçimleriyle Türk tiyatro sahnelerinde görebiliyoruz. Bu özellikleri birebir taşıyan bir tiyatro topluluğu ve tiyatro oyunundan söz etmek istiyorum.
Damla Özen Kılıçoğlu ve A. Togay Kılıçoğlu, 2009 yılında yeldeğirmenlerine karşı savaş açtı ve serbest bir oluşumla Kadıköy’de ‘Karma Drama’ adını taşıyan bir tiyatro kurdular. Kuruldukları günden bugüne yol haritalarını çizerek, kendi sahnelerinde ülkeye ve dünyaya koşut, sözü olan, soluklu, nitelikli ve ilgi çekici oyunları ile izleyiciler ile buluşuyorlar. Usta kalem Zeynep Kaçar’ın yazdığı, A. Togay Kılıçoğlu’nun sahneye koyduğu ve iki deneyimli oyuncu olan Gülsüm Soydan ve Murat Altınok’un olağan üstü yorumları ile gerçekleri bize anımsattığı ‘Bu Anlamlı Günde’ adlı yeni oyunları, Türkiye’de sosyo-politik ve toplumsal olaylarım izdüşümünü veriyor.
MEDYANIN KONTROLÜ
Oyun, 2013 Türkiye’sinde, İstanbul’da yaşanan toplumsal bir patlamayı, başlangıç noktası olarak sahneye getiriyor! Oyun öncesi gerçek olaylardan derlenmiş haberlerden oluşan kolaj ile toplumsal belleğimiz tazeleniyor. Yaşanan bu çarpıcı gelişmelerin ardından ülke basını ve medyasında (özellikle yandaş medya), ‘üç maymun’un oynandığı bir süreç dikkatleri çekti. Havuz medyasında görmeye alıştığımız, toplumu pek de ilgilendirmeyen haber içerikleri ile algı yönetimi yapıldığını ve Türk halkının gerçek olaylar hakkında bilgi sahibi olmasının önüne geçilmeye çalışıldığına tanık olduk. Oyun, ‘BAG One’ adlı hayali bir televizyon kanalında sıcak gündemden uzak haberlerin yer aldığı ana haber bülteni ile başlıyor. Ayrıntılı olarak verilen bir ‘Düğün’ haberi, ülke basını ve medyasının tüm çarpıklığı ve içler acısı durumunu gözler önüne seriyor. Medyanın denetlenebilir ve yönlendirilebilir durumda olduğunu anımsatan oyunda, gazetecilerin ve program yapımcılarının yaşadığı baskıyı ve emek sömürüsünü, acıklı bir güldürüde ibretle izliyoruz. Son günlerde yaşanan Doğan Medya Grubu’nun, Demirören Grubu’na satıldığı haberleri, bu acıklı durumun son ve en büyük örneği.
Oyunun iki ana karakteri; Gülsüm Soydan ve Murat Altınok, 90 dakikalık sürede canlandırdıkları çoklu karakter yorumları ile olağan üstü bir oyunculuk ortaya koyuyorlar. Sanatın ve sanatçının gücünü bu iki profesyonelin, görsel ve işitsel yorumlarında hissediyoruz. A. Togay Kılıçoğlu’nun yönetmen koltuğundaki başarısını, dekor, ses ve ışık tasarımında da tekrarladığını görüyoruz. Giysi tasarımında Maskara by Altınok ismi öne çıkıyor. Zeynep Kaçar’ın güncelliğini koruyan başarılı oyunu, bütün anlattıklarımızla özdeşleşiyor.
KADINLAR SAHNEDE
28 Mart 2018 tarihinde ‘Cumhuriyet’i kuran TBMM’de, ‘Cumhuriyet’ karşıtı anlayış tarafından kadınlara getirilen sahne yasağına tepki olarak, ‘Meşrutiyet’ dönemi tiyatrosunda Afife Jale ile başlayan direniş ve başkaldırının devamı niteliğinde, gecenin anlamlı oyununa bir o kadar da anlam katan protesto bildirisi okundu.
Sanat vardır. Sanat var oldukça kadın, demokrasinin gereği olarak erkeklerle sahnede olmaya devam edecektir.
Yaşasın kadınlarımız, yaşasın tiyatro.