Bu çobanlara Oscar vermeli
İzmir'de eşeklerin üzerine paneller yerleştirerek güneş enerjisi ile cep telefonunu ve bilgisayarlarını çalıştıran çobanlar var ülkemizde. "Daily mail" gazetesinde haber olmuş. Övünülecek bir haber. Çobanların bu akıllıca buluşu, bin cep telefonunu şarj ediyormuş. Bir şey bulamıyoruz diye yakınıyoruz. İşte bundan güzel bir buluş mu olur Oscar verilmesi gereken bir durum bence.
Türk basınının temininde güçlük çektiği değerli yazar Hasan Pulur'un Milliyet gazetesinde bir yazsısını okudum. Fikirlerini ve yazılarını çok beğendiğim Hasan Pulur'u herkes bilir. Kalemi yumuşak görünmesine rağmen kılıçtan keskindir. Kendime örnek aldığım bir üstattır. Ülkemiz insanlarının okumaktan pek fazla hoşlanmadığı gerçeğinden hareketle yazılarını fıkra ya da hikayelerle süslemesi onun Psikolog yönünün olduğunun bir göstergesidir. Yazısında özetle; Fransız meclisinde bir gece toplantısında kıyamet kopmuş. Muhalefet hedef aldığı bakana eşinden dolayı saldırıyor. Bakan da oturduğu yerden yırtınıyormuş. 'Söz istiyorum söz' diye. Meclis başkanı çareyi oturumu kapatmakta bulmuş. Bakana haber yollamış. Ne istiyorsunuz. Söz isteyip te ne söyleyeceksiniz? 'efendim ben evli bile değilim' demiş.
Eski yıllarda okuduğum buna benzer bir hikayeyi hatırladım ister istemez. Yine bir Fransız meclis toplantısında bakan olmak isteyen milletvekiline, kabul edilmemesi için ellerinden geleni yapmışlar. Muhalifler, Milletvekili eşi için 'ahlak sınırlarını aşan bir davranışla para kazandığını' söyleyerek böyle bir şey olamaz diye kıyameti kopartmışlar. Muhaliflerin konuşması bittikten sonra olayın konusu milletvekili söz isteyerek. 'Evet, Sayın milletvekillerinin söylediği doğrudur. Ülkemizdeki kıtlık yıllarında çocuklarımıza ancak bu şekilde bakabildik' demiş ve bunun üzerine muhalif olan Milletvekilleri bile kendisini ayakta alkışlamışlar..
Bizim meclisle Fransız meclisini mukayese edin ve niçin onlar bu durumda biz neden bu durumdayız ortaya çıkar..