Bu işte bir terslik var!...-(TAMAMI)
Günün yazısını yazmak için bilgisayarın başına geçtim. Önümde Avukat Cemil Can’dan gelen bir mesaj. Belli ki CHP’li bir Kemalist. Aklında ne varsa yazmış. Öyle gerçekler ironiyle karışık o kadar ustaca yazılmış ki! Başlık mükemmel, üslup çoğu yazara nasip olmayan tatta. Sözler mantıksal bir dizi içinde ve seçilerek özenle kullanılmış. Rahmetli ağabeyimi anımsadım. Kültürlü, ülke sorunlarına vakıf bir Atatürkçüydü. Bana çok şey öğretti. Gazeteci yazar olmamı, ülkeme daha iyi hizmet edebilmek için ille yargıç ya da hukuk adamı olmak gerekmediğini öğütlemişti. Avukat Cemil Can, kimdir bilmem. Düşüncelerimiz o kadar o denli uyumlu ki, bugün sütunu ona bırakmak istedim. İşte yazısı. Başlığı “Bu işte bir terslik var”. Doğru! Bu işlerde bir terslik var:
Bu işlerde bir terslik var
“8,5 ay önce %26 oranında oy alan CHP’nin oyu %20’ye düşmüş. Seçmen kaybımız 2,5 milyonu bulmuş. Atatürk ve İnönü’nün partisinin başında hiç kimse olmasa da ismi ile % 25 oy alır. Demek ki, başına birileri geçince seçmen kaçıyor.
Bu işte bir terslik var!..
İktidar, Cumhuriyetin kazanımlarını birer birer elden çıkarmış. Ülke 88 yılda borçlanılan miktarın 2 katı kadar borca sokulmuş. Varımız yoğumuz yabancıya ve yandaşlara peşkeş çekilmiş. Buna rağmen iktidara olan destek artıyor, muhalefet her gün eriyor.
Bu işte bir terslik var!..
CHP karşı devrimi durdurmayı bırak, yavaşlatmak için bile etkili olamıyor, bir türlü gündem yaratamıyor. İktidarın kuyruğuna takılıp, AKP’nin belirlediği gündemi yorumluyor.
Bu işte bir terslik var!..
AKP, ‘F Tipi Polis’ ve ‘Yargı’ ile rejimi dizayn etmeyi neredeyse bitirmiş. Bu gerçeği Sağır Sultanlar duymuş, bizimkiler hâlâ veri arıyor.
Bu işte bir terslik var!..
AKP içtüzük değişikliği ile muhalefetin, bizimkiler ise, tüzük değişikliği ile parti içi muhalefetin sesi kısmaya çalışıyor. Benzerliğe bak!..
Bu işte bir terslik var!..
Aritmetik bilimi diyor ki: İktidar olabilmeniz için oyları ikiye katlamamız şart. Yönetim, emektar partilileri yok yere küstürüp partiden kaçırıyor. Muhalif olanları ise, tasfiye etmek için fırsat kolluyor.
Bu işte bir terslik var!..
Hükümet’in PKK ile anlaşmak üzere olduğu, Oslo görüşmeleri ile ortaya çıkmış. Muhalefet ‘şerefsiz’ damgasını ancak böyle silebilmiş. MİT yasası da bu görüşmeler için değiştirildi. Anlamak mümkün değil, CHP yasayı eleştiriyor, fakat görüşmelere destek veriyor.
Bu işte bir terslik var!..
Bizimkiler Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan kalkmamakta ısrarlı. İktidar, ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesini ortadan kaldıran ve ‘bağımsız yargıyı’ yok eden bu değişiklikleri, kırmızı çizgisi olarak ilan ediyor. Böylece CHP’nin 12 Eylül’de ‘hayır’ dediği değişikliklere, nedensiz yere ‘evet’ dedirtmek istiyorlar. Ve biz bu tuzağa düştük bile.
Bu işte bir terslik var!..
MİT mensupları söz konusu olunca, genel yasalar bırakılıp, özel yasalar hatırlanıyor. “Özel yasa var ise, genel yasa uygulanmaz” diyorlar. Tutuklananlar komutan ve “Deniz Feneri”ni soruşturan savcılar olunca, bu kural unutuluyor. CHP bu durumu bile savunamıyor.
Bu işte bir terslik var!..
Seçilmiş milletvekillerimiz için “Biz yargılanmasınlar demiyoruz..” diyerek ‘Silivri Hukuku’nu, yine biz meşrulaştırıyoruz... ‘Andımız’ ve ‘Gençliğe Hitabe’ bile kaldırılıyor. Bizimkiler, Dersim’in ‘soykırım’ olduğunu ispatlama peşinde. Sebahattin Ali’yi CHP’nin öldürttüğünü söylemek, CHP’yi büyütür mü?
Bu işte bir terslik var!..
Parti yöneticileri, Fetullah Gülen’e övgüler yağdırıyor. Partili bir milletvekili ABD’ye kadar gidip ‘güzelleme’ yazıyor.
Bu işte bir terslik var!..
Parti temsilcilerimiz, CHP’nin Anti-Amerikan olmadığını söylüyor. Demek ki, CHP Anti-Emperyalist olmaktan çıkartmış. CHP, Kuran kurslarını ilköğretime kadar indiren yasayı, Anayasa Mahkemesi’ne götüremiyor, ama Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına devam etsin diye, dava açmaya hazırlanıyor. CHP, ‘Cemaat’ ile ‘Milli Görüş’ arasındaki kavgada neden taraf?
Bu işte bir terslik var!..
Partideki “korku imparatorluğunu yıkacağız” diyenler, kendi korku imparatorluklarını kuruyor. Parti yönetimimiz, kendini eleştirenlere ‘Brütüs’ deyip, hain ilan ediyor.
Bu işte bir terslik var!..
Tüzükler, sessizlik içinde tartışılarak yapılır. Kurultay ‘şölene’ çevrilirse, tartışma ve düşünme ortamı ortadan kalkar. Kurultay’da gerçekten çoğunluk sağlandı mı? İsa Gök, bu soruların yanıtını ararken, neden salon dışına çıkartıldı? Divan Başkanı’nın ‘kaos’ sözcüğünü kullanması hiç doğru olmadı.
Bu işte de bir terslik var!.”