Burak’a buztopu, Gül’e yumurta ! (TAMAMI)
Dün gazetede okudum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İstanbul Üniversitesi’ne geldiği gün 3 yumurtayla yakalanan Hukuk öğrencisi Yiğit Ergün’e 11 yıl hapis istenmiş. Yani yumurta başına neredeyse 3 yıl 8 ay falan. Üstelik yumurtalar Cumhurbaşkanı’nın kafasında patlamış falan da değil. Yanlış anlaşılmasın, eylemi ne savunuyorum, ne karşısındayım, sadece durum tesbiti yapıyorum.
Oysa geçen cumartesi günü oynanan Karabükspor-Trabzonspor maçında ülkemizin güzide futbolcusu, Trabzonspor ve Milli Takımın golcüsü Burak Yılmaz’ın kafasında bir buztopu patladı. Tribünlerden atılan şey kartopu değildi, öyle olsa ne farkeder. Ardından da bir demir para cabası. Olay yayıncı kuruluşun bilmem kaç tane “eyc di“ (HD’yi öyle okuyorlar) kamerasının objektifleri önünde oldu. Her zaman centilmenliğiyle bildiğim, tanıdığım, önlerinde yıllar önce oynadığım, tribünlerinde birlikte maç seyrettiğim, olgun insanların barış şehri Karabük’teki bu durum beni hayal kırıklığına uğrattı, bu birinci nokta.
Herhalde geçen yılki şüpheli Emenike transferi dolayısıyla Fenerbahçe, şike söylentileri nedeniyle de Trabzonspor maçlarında haylı tepkiliydi Karabüklüler. Ama gelin görün ki, ne buztopunu, ne parayı atan veya atanlar onca güvenlik kamerası, eyc-di’li lig TV kamerası olduğu halde tespit edilemedi. Ya da edildiyse ve failleri hakkında bir işlem yapıldıysa ben bilmiyorum. Bu nasıl iştir. Burak Yılmaz da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi bu ülkenin bir değeridir. Türkiye Cumhuriyeti kanunları karşısında ikisinin kafasının kıymeti de eşit olmalıdır diye düşünüyorum. Ama durum bunu hiç göstermiyor. Sanıyorum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, eğer haberi olsa tepki gösterirdi. Yanılıyor muyum acaba?
Bugün biliyorsunuz, Ankara’da Futbol Federasyonu genel kurulu var. Amaç Türk futbolunu içine düştüğü şike bataklığı ve çevresindeki çirkin olaylardan kurtarmak. En azından, alınacak karar kimseyi memnun etmese de bir toparlama yapmak. O nedenle ben Genel Kurul kararını ve oradan ne karar çıkarsa çıksın, istifaları dahil, desteklemeyi düşünüyorum. Zira Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu gerçekten çok hırpalandı ve göreve gelir gelmez kucağında bulduğu “şike” adlı gayrimeşru çocuğu ne yapacağını bilemedi, ekseni kaydı durdu.
Peki falcı, büyü hikayeleri nereden çıktı diyecek olursanız, hafta içindeki bir haberi hatırlatayım. Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Aslan kardeşim işini çok iyi yapar. Nitekim geçen hafta bildiğiniz gibi Süper Lig’de play-off’a az kala hala 4. durumda olan Gençlerbirliği’nin başarısını yakalayan Alman gazetesinin haberini yayınladı. Sansasyon konusunda bizim gazetelere açık ara fark yapan Bild, Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa’nın falcılardan ve büyücülerden yardım alarak! kadrosunu belirlediğini ve başarıyı yakaladığını yazmış.
Bizde bu fal, büyü işlerine hala bayılanlar- inananlar var biliyorsunuz. Hapiste olan Başkan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’yi dize getiremeyen Federasyon yönetiminde bir ara konunun gizlice gündeme geldiği fısıltı gazetelerine düşmüştü. Hani Fenerbahçe yönetimi 2005’te Saracaoğlu Stadı’na yapılanan büyüyü bozdurmuştu ya... Fısıltılara göre konuyu Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’a iletenler olmuş. “Saçmalama” yanıtını almasına karşın vazgeçmediği söyleniyor. Ben kendileri farketmeden araştırma yaptım. Sayın Aydınlar ve Sayın Lütfü Arıboğan’ın bu konuda bir hamlesi yok. Ama kurul çok geniş, herkesi araştıramadım. Bugün olağanüstü genel kurulda durum ortaya çıkar. Bakalım, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin büyüsünü bozmaya mı, yoksa futbolu düzeltmeye mi çalışacaklar. Hep birlikte göreceğiz. İnanmıyor, gülüyorsunuz değil mi, öyle olsun ne yapalım.