Büyük Avrasya Ortaklığı Türkiye’nin önünü açıyor
4 Şubat 2022 tarihinde Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Beijing 2022 Kış Olimpiyatları öncesinde bir araya gelerek ikili ilişkiler ve bölgesel meseleleri ele aldılar. Taraflar toplantının bitiminin ardından yeni dönemde uluslararası ilişkiler, güvenlik, demokrasi gibi konuları kapsayan ortak bildiri yayımladılar. Açıklamada dar bir grubun uluslararası ilişkilerde güç siyasetine yönelmesi, diğer ülkelerin iç işlerine karışması, küresel denklemde fraksiyonlar yaratması eleştirilerek, bu tavrın insanlığın gelişimini engellediği vurgulandı. “Uluslararası toplum bunu kabul etmeyecektir” denilen açıklamada, Çin ve Rusya’nın demokrasiyi bir grubun ayrıcalığı değil, evrensel temel değer olarak gördüğü vurgulandı. Bu tarihi bildiri ABD’nin provoke ettiği Ukrayna krizinin tam ortasında yapıldı ve ABD’ye bir tokat gibi çarptı. Bildirinin kamuoyunun dikkatinden kaçan tarafı yeni bir ekonomik yapılanmanın müjdelenmesiydi. Bildiride eşitlikçi ve adil bir ekonomik kalkınmaya dikkat çekildi ve yeni bir ekonomik birliğin tanımı yapıldı.
AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ VE KUŞAK YOL GİRİŞİMİ BİRLEŞİYOR
Ortak bildiride Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ile Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) arasında pratik işbirliğinin yoğunlaştırılacağı ifade ediliyor. Bu ifadeye bakarak yakın zaman içinde iki büyük ekonomik girişimin birbiri ile iç içe geçmesi için somut adımlar atılacağını söyleyebiliriz. Bildiride diğer dikkat çekici bir ifade şu; iki girişimin bulunduğu Avrasya coğrafyasında hem ikili hem de çok taraflı anlaşmalar yapılacak ve böylelikle ‘Büyük Avrasya Ortaklığı’nın kurulmasına odaklanılacak. ‘Büyük Avrasya Ortaklığı’nı tüm Avrasya’yı kapsayan yeni bir ekonomik birlik olarak tanımlayabiliriz. AEB ve KYG bir araya geldiğinde dünya ölçeğinde tüm ticari birlikleri hacim olarak aşan bir ekonomik güç ortaya çıkıyor.
AEB, 2015 yılında kuruluşu tamamlanan Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Belarus ve Ermenistan’ın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik birliktir. Birlik 180 milyon toplam nüfusu ile satın alma gücü paritesine göre toplam 5 trilyon dolar büyüklüğünde bir ekonomik güce sahiptir. AEB esasen KYG ile AB arasında bir köprü görevi gören bir yapıya sahip bulunuyor. AEB halen dünya enerji piyasası, emtia piyasası, silah sanayi ve tarım piyasasının en güçlü aktörleri arasında bulunuyor. AEB’nin diğer amaçları arasında AB’ye benzeyen tek bir pazar oluşturmak bulunuyor. AEB ‘dört temel özgürlük’ olarak tanımladığı sermaye, ticari mallar, hizmetlerin ve şahısların serbest dolaşımını hedefliyor. 2008 krizi sonrası AEB üyesi ülkeler dünya ekonomisinde yaşanan durgunluktan AEB’nin sağladığı avantajlardan yararlandılar ve krizden daha az etkilendiler.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin önderlik ettiği KYG (Kuşak Yol Girişimi) 3.7 trilyon dolar değerinde 2 bin 631 adet proje çerçevesinde Avrasya’yı birleştiren bir girişimdir. Son 10 yılda gerçekleşen toplam 440 milyar dolar büyüklüğündeki yatırımlar ağırlıklı olarak Çin bankaları ve Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) aracılığıyla gerçekleşti. Çin ve KYG ülkelerinin ortaklaşa kurduğu AIIB, 2016 yılından bugüne 226 milyar dolarlık yatırım yaptı. AIIB yeni kurulan Büyük Avrasya Ortaklığı’nın devasa projelerinin esas finansörü olmaya adaydır. AIIB eşitlikçi ortaklık yapısına ve kalkınmaya dönük yatırım anlayışıyla Avrasya ekonomisinin kalkınmasına büyük bir katkı sağlayacaktır.
YENİ BİR FİNANSAL SİSTEM KURULUYOR
Çin ve Rusya’nın dünya finansal siteminde tekel konumunda bulunan finansal işlemler sistemi olan SWIFT sistemine alternatif yeni bir sistem üstünde çalıştıkları biliniyor. Çin’in geliştirdiği yeni finansal işlemler sistemi CIPS ile Rusya’nın geliştirdiği SPFS’nin uyumlaştırma çalışmaları birkaç yıldır devam ediyor. CIPS ve SPFS’nin entegre olduğu finansal işlemler sistemi SWIFT’in tekelini kıracak ve Atlantik Cephesinin ambargo tehditlerini boşa çıkaracak alternatif sistemdir. Büyük Avrasya Ortaklığı’nın ilan edilmesinden sonra çalışmalar daha da hızlanacak ve kısa süre içinde alternatif finansal işlemler sistemi Avrasya coğrafyasında çalışmaya başlayacaktır.
Yeni finansal sistemin bir diğer bacağı ise dış ticarette milli paraların kullanımının yayılması ve ABD dolarının tahakkümünün kırılmasıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya ekonomisinde tahakküm kuran ABD doları halen dünya ticaretinde en yaygın olarak kullanılan para birimidir. Doların yaygın kullanımı ABD’nin finansal operasyonlar yapmasına ve dünya finansal piyasalarından ucuz kaynak sağlamasına olanak veriyor. Bu sisteme ve muhtemel ambargo yaptırımlarına karşı Çin ve Rusya 2015 yılında aldıkları kararla kendi aralarında yaptıkları ticarette milli paraların kullanımına başladılar. 2015 yılında dış ticaret hacminin yüzde 90’ı ABD doları ile yapılırken 2020 yılında bu oran yüzde 46’ya kadar geriledi. Böylece 5 yıl içinde doların kullanımı yarı yarıya azaltılarak ABD dolarının tahakkümünün kırılamayacağını iddia eden neoliberal iktisatçıların tezi çürütülmüş oldu. Çin ve Rusya merkez bankaları arasında yapılan SWAP anlaşmalarının mili paralarla ticareti desteklediğinin altını çizmekte yarar var. 2013 yılına kadar batı merkez bankaları daha çok kriz anlarında ABD doları ve avro borçlarını finanse etmek için kullanırken SWAP anlaşmaları milli paralarla ticaretin önünü açan bir enstrümana dönüşmüş oldu.
BÜYÜK AVRASYA ORTAKLIĞI TÜRK EKONOMİSİNİ ŞAHLANDIRACAK
Önümüzdeki birkaç yıl içinde daha da somutlaşacak olan Büyük Avrasya Ortaklığı dünya ekonomisinin en büyük gücü olmaya adaydır. Büyük hammadde kaynakları, insan kaynağı, teknolojik altyapı, pazar ve geniş finansman imkanları ile Büyük Avrasya Ortaklığı rakipsiz bir oluşumdur. Gerileme sürecindeki Atlantik ekonomik sistemi ve AB ekonomisi Türk ekonomisine gelecek vaat etmiyor. Çin-Rusya Ortak Bildirisi Türkiye’nin batıdan başka bir çıkış yolu olmadığını iddia edenler tarafından şimdilik sessizlik içinde geçiştirilmiş görünüyor. Fakat mandacı iktisatçıların sessizliği şu gerçeği değiştirmiyor; Türk ekonomisinin önümüzdeki yıllarda beklenen yükselişi Büyük Avrasya Ortaklığı içinde gerçekleşecektir. Büyük Avrasya Ortaklığı Türk ekonomisinin planlı karma ekonomiye geçişini kolaylaştıracak ve dünya ekonomisinde ilk 10’a girmesini sağlayacak güçlü bir kaldıraç halinde dönüşecektir.
Kaynakça;