Büyüyen şehirler yok olan köyler

Sanayileşme, kalkınma ve gelişmenin bir sonucu olarak şehirlerin büyümesi, köylerin şehir iskân alanına girmesi gibi nedenlerle yeni şehirlerin ortaya çıkması, köy niteliğini yitirenlerin mahalleye dönüşmesi doğal bir olay olarak karşılanabilir. Ancak bu süreçleri yaşamadan yasa yoluyla, bir şehre sen büyük şehirsin veya bir köye sen mahallesin demek ne kadar gerçekçi ve rasyoneldir. Türkiye’de yasayla yeni büyük şehirler, ilçeler oluşturulurken, bazı ilçe ve belde belediyeleri ve çok sayıda köy mahalle yapılmıştır. Oldukça tartışmalı bir ortamda geçen 30 Mart 2014 mahalli seçimleri ile birlikte bu alanda önemli değişmeler yaşanmıştır. Siyasi tartışmaların gölgesinde kalan bu gelişmelerden özellikle köy ve köylüyü ilgilendiren konulara kısaca değinelim. 6 Aralık 2012’de kabul edilen “6360 Sayılı Yasa” 30 Mart seçimlerinden sonra yürürlük kazandı. Kazanınca ne oldu!

6360 Sayılı Yasa

Bu yasa kapsamında Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı isimle büyükşehir belediyeleri kurulmuştur. Bunlara 22 Mart 2013’de Ordu da eklenerek, daha önce büyük şehir olanlarla birlikte 30 büyük şehrimiz olmuştur. Yasanın getirdiği en temel değişiklik, daha önce sadece İstanbul ve Kocaeli için geçerli olan büyükşehir belediyelerinin sınırlarının il mülki sınırları olması uygulamasının yeni kurulanlarla birlikte 30 şehir için de geçerli olmasıdır. Bu nedenledir ki, büyük şehirden farklılığı belirtmek için bazı ilgililer büyük şehir yerine bütün şehir ifadesi kullanmaktadırlar. Bu seçimlerde 30 ilde il genel meclisi seçimi yapılmamıştır. İl genel meclisi yerine artık illerde valiye bağlı olarak Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YKİB) isimli yeni bir birim kurulmuş ve bir anlamda il genel meclisi ve özel idare görevleri bu kuruma bırakılmıştır.

Yasa tasarı halindeyken ve çıktıktan sonra da siyasi ve hukuki tartışmalara konu olmuştur. Bu konularda fikir beyan etmek için yetkimiz de yerimiz de yok. Özellikle konunun hukuki boyutu konusunda, ilgililere Prof. Dr. Kemal Gözler’in kapsamlı eleştirilerini içeren makalesini öneririm (www.idare.gen.tr/6360-elestiriler.pdf).

Eski köy, yeni mahallelere gidemeyen hizmetler

Burada kısaca köy ve köylüyle ilgili temel konulara değinelim. Sorun çok, örneğin yasadaki mahalle olan köylünün mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden yararlanmaya devam edecekleri hükmü yer almaktadır. Mera, yaylak ve kışlağı olan mahalle nasıl olur? Temel konu köye götürülen hizmetlerle ilgilidir. Belirli bir yaşta olan köylülere, 1963’de kurulan Köy İşleri Bakanlığına bağlı YSE, TOPRAK SU, TOPRAK İSKÂN sorulsa, köyüne gelen önemli hizmetler akla gelecektir. 1984 yılında, bu kuruluşların birleştirilmesi ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Benzer şekilde köylere çok değerli hizmetler yapan bu kuruluş da maalesef 2005’de kaldırılmıştır. 6360 Sayılı Kanunda anılan hizmetler, 30 ilde il sınırları dâhilinde Valilikler yanında, büyük şehir belediyelerine bırakılmıştır. Bu konuda tartışmalar sürmektedir. Bazı belediyeler kendilerine çok sayıda personel verilirken, taşınır ve taşınmaz varlıkların keyfi ve siyasi olarak paylaşıldığını iddia etmektedirler. En azından bu konuda bir karmaşa yaşanmaktadır. Önemli olan bu ve benzeri tartışmalar arasında, köye hizmetin yok olmaması ve Türkiye köylüsünün ve tarımının bundan zarar görmemesidir.

Tarımdan vazgeçilemeyeceğine göre, tarımsal faaliyet açısından amaç ve içeriği anlaşılması zor olan bu yasayla tarım bir kent faaliyetine dönüştürülmektedir. Bunun uygulamada nasıl yürüyeceğinin hayali bile çok zor. Gerçeğe bakarsak, illerde oluşturulan YKİB içinde birçok müdürlük öngörülürken tarım, gıda ve hayvancılıkla ilgili özel bir yapılanma olmadığı gibi, kurumla ilgili yönetmelikte tarımın adı bile yoktur. Benzer bir eksikliğin, büyük şehir belediyelerinde de olduğunu tahmin ediyoruz. Yazımızı bu eksikliklerin giderilmesi önerisi ile tamamlayalım. En azından böyle bir idari yapılanma olursa, umulur ki, konusunda uzman kişiler, benzer şekilde taşınır ve taşınmaz varlıklar, köye ve tarıma hizmete başka bir idari yapı içinde de olsa devam ederler.